Güneş K. Toplu
Sinirle abime döndüm. Delirmiş miydi? Bu halimin ne kadar çirkin olduğunun farkında mıydı?"Şimdi sana kimse bakmaz. Kalkıp dans edebilirsin." Omzuna bir tane yumruk geçirdim. Balca'nın üstüne devrildiğinde bana dönüp ters ters baktı. Buna hazırlıksız yakalanmıştı.
Gözlerim Balca'nın üzerine kaydığında öylece abimin saçlarına baktığını gördüm. Ateşin ışığının yüzüne vurduğu Balca'ya gözlerimi kısıp baktım. Kızarmıştı. Abim de inadına dikelmiyordu. Herhalde yerini sevmişti.
"Kalksana lan kardeşimin üstünden manyak."
"Yerim rahat dokunmayın bana." Alaz abi ufak bir sabır çekti kendi içine doğru.
"Kızı rahatsız ediyorsun abi."
"Sen neden benim kardeşimsin lan. Yeminle Yeşim benim kardeşim olsaydı içim rahat ederdi." Omuz silktim.
"Beni sevmeyen abiye ihtiyaç duymam. Ata abi bin kat daha iyi abi!"
"Abi deme lazım olur ya." Diyen Yeşim'le gözlerimi açarak ona baktım. Başımı hafifçe iki yana salladım. Anlamamış olacak ki araba da sessizce fısıldayan Alaz abi aklıma geldi. Ben de Alaz abiye bakarak ona aynı lafı geri iade ettim.
"Abi deme lazım olur Yeşimciğim." Aynı zamanda Yeşim de bana gözlerini açarak karşılık verdi. Herkes birbirine şaşkın şaşkın bakarken, ne dediğimizi anlayan Yeşim'le ben aynı anda sustuk.
Konuşmak yoktu. Resmen tıp oynuyorduk.
"O imalarınızı geri yutun. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." Çağrı abi Yeşim ve bana doğru konuştuğunda, sessiz kaldık. Zaten yutmuştuk bile.
Ata bana çok güzel yutturmuştu.
Yeşim ise abisinden korkusuna susmak zorunda kalmıştı.
(...)
Her şey olup biterken izlediğim yıldızlar bana hala iki gün öncesini hatırlatıyordu.
Bir dokuz gün sonra ise tatilin bitmesi ayrı koyuyordu.
Şu an ise süslenmiş bir şekilde gecenin bir yarısı otelin klübüne inmek için acele ediyordum. Abim her an yakayabilirdi. Sabah o imâmdan sonra bunu bekliyordum.
Telefonumu elime aldığım küçük çantama sıkıştırdım. Cüzdanım da oradaydı ama kullanmama gerek yoktu. Çünkü abimin hakkını içip bitirecektim o kadar.
"Hadi bakalım kızım; biraz eğlence, biraz kudurtmaca ve biraz da birilerinin parasını yeme saati başlasın!" Odadan çıktım. Hızlı adımlarım yüzünden topuklu ayakkabılarımın sesi boş koridorda yankılanıyordu.
Sonunda asansörün önünde durdum. Asansörün tuşuna basıp zaten bu koridorda olan asansörün kapıları açıldı. İçerisi boştu. Bu işime gelirdi.
Asansörün içine girip gideceğim kata tıkladım. Bir yandan da kaçıncı katta olduğumu gösteren göstergeyi izliyordum. Daha on kat inmiştim ki, duran asansörün kapıları açıldı. Bakışlarım açılan kapıya kaydığında, karşımda iki kişi belirdi.
Beni gören onlar ise selam verip içeriye girdiler. Gidecekleri kata basmak için sayılara baktılar ama tıklanmış olduğunu gördükleri zaman geri çekilip beklemeye başladılar.
Ben ise yine hangi katta olduğumuzu gösteren göstergeyi izliyordum.
8.
7.
6.
Asansör bir daha durdu. Bu sefer başımı oraya çevirmedim. İçeriye beş kişi girmişti, bunun farkındaydım.
5.
4.
3.
Asansörün kapıları tekrar açıldı. İçeriye yine birileri girdi. Gözlerimi bu sefer hangi katta olduğumuzu gösteren göstergeden çektim. Etrafıma baktım. En fazla on beş kişiyi taşıyan asansörde toplam on iki kişiydik.
Hepsi birbirinden güzel kıyafetler giymiş olan insanlara baktım. Hepsi çok güzeldi. Adamlar kendi halinde, bazıları sevgilisi ile birlikteydi ve çok yakışıklılardı.
Bir anlığına zihnim karşımda duran adamı Ata olarak algıladı. Yanlış görmüş olabileceğimi düşünerek başımı iki yana salladım. Tekrar o adama baktığımda gerçekten o olması gözlerimi irice açmama sebep olmuştu.
Üzerinde smokin vardı. Bunu almaya nasıl parası yetmişti aklım almıyordu şu an. Tamam parasını biriktirmiş olabilirdi ama her geçen gün pahalanan fiyatlar yüzünden alamayabilirdi.
Kaşlarım çatıldı. Aklıma Ata'nın zengin aile çocuğu olabileceği geldi ama ailesi belliydi. Zengin olsalardı bizim mahallede ne gibi bir işleri olabilirdi ki?
—
Yıllar yollar sonra merhabaaaa😃Umarım bölümü beğenmişsinizdirrrr♡ Yeni bölümü Cumartesi atacağım. Elimde birkaç birikmiş bölüm olmasa onları da atamam ya hani neyse :)
Sizce Ata'nın ailesi zengin mi? Yoksa bu oyunun içinde bir iş mi var????
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buz tutmuş kelebek || texting
RandomBir kelebek nasıl buz tutar biliyor musun? Yaşarken ilk önce ruhunu öldürürler... Peki bir kelebek nasıl buzdan kurtulur biliyor musun? İlk aşkı onu bulur, buzları eritir. Ona tekrar sevilmenin ne demek olduğunu hatırlatır. O an kelebek özgürlüğe uç...