"Gülüm vallah yeter bu kadar şey aldığın. Söz düğünden sonra gene getirecem seni."
"Tamam Mingi ya az dur birkaç şey kaldı."
Mingi elindeki kutulardan önünü göremezken Yunho hala bir şeylere bakınıyordu.
"Mingi daha sonra sizin konaktan taşınıp kendimize ev tutar mıyız?"
"Bilmiyim orasını gülüm." Yunho sıkıntıyla ofladı. Hayalindeki evlilik hep küçük müstakil bir ev, bir de köpekleri olması yönündeydi. Aile konağı olayı onu şimdiden geriyordu.
"Tamam bitti, gidelim."
Mingi tabii ki sevdiği adamın moralinin bozulduğunu fark etmişti fakat 'şimdilik' babasından bunu talep edecek cesarette değildi. Arabaya kadar kimse ağzını açmadı.
"Gülüm yapma böle, hele bi' evlenek vallah yeminim olsin istedinin olması için uğraşacam."
"Valla mı?"
"vallah." Artık Yunho'nun yüzü yine gülüyordu.
"Akşama isteme vardır, heycanlısın?"
"Evet ama kahveyi içerken ki suratını görmek için."
"He kararlısın yapacan yane?"
"Maksat adet yerini bulsun aşkom." dedi Yunho gülerek.
***
Songların konağında kaos ortamı hakimdi. Mingi bir oraya bi buraya koşturuyor, iki de bir abisine nasıl göründüğünü soruyordu.
"Yakışıklısın Mingi hadi gidek artık!"
Mingi hızla çikolatasını çiçeğini aldı ve evden jet hızıyla çıktı. tanıdık birkaç kişi toplamıştı, konağa girerken meşale yakacak ve şekil görüneceklerdi.
"Chan abim gelmişsiniz, Seung enişte hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk Mingi, hadi gidelim artık ağaç olduk." Mingi gözleriyle arabaları işaret etti, herkes arabalardaki yerlerini alınca önde Mingi, arkada diğerleri ilerlemeye başladılar. Zaten mesafe çok azdı, göz açıp kapayıncaya kadar vardılar. konağın önüne arabayı bırakan Mingi bagajdan herkesin eline birer meşela sıkıştırdı.
"De hayde gidek" diyerek en önde çiçek ve çikolatasıyla yürümeye başladı. Herkes tek bir ağızdan bağırmaya başladı:
"Güzeller içinden bir seni seçtim. Kalbimi sana, ben sana verdim!"
Yunho verandada durmuş Mingi'ye bakıyordu garip olan kısım ise gözlerinin dolmuş olmasıydı. Üstünde beyaz takımıyla oldukça şık görünüyordu, adeta bir kuğu gibi olmuştu.
Mingi konağın girişine girince elindeki koca buket ve çikolatayı Yunho'ya uzattı, ceketinin cebinden çıkardığı iki gülün birini Wooyoung'a diğerini de kayınvalidesine verdi. "Bunlar da sizedir."
Wooyoung ağzı açık Mingi'ye bakıyordu. Yunho'ya dönüp "Kankiş ben tav oldum." dedi.
"Ben de tav oldum valla." Songları içeri buyurduktan sonra Yunho, Mingi'ye şeytani sırıtışını atıp Wooyoung'la beraber mutfağa geçtiler.
"Şimdi kankiş bizim Mingi beyle şöyle bir durumumuz var. Seonghwa hyungun istemesinde bu Mingi her şeye acıyı bastı. Ben de, ben sana aynısını yapacağım demiş bulundum. Kısacası kahveye acıyı bas."
"O iş bende sen rahat ol aşkom."
Yunho cezvede kahveleri pişirirken Wooyoung evde bulduğu ne varsa bardağa koyuyordu. Bugün Song Mingi'yi öttüreceklerdi.
"Kankiş nar ekşisi de koyayım mı? mayhoş bir tad katar."
"Ya wooyoung evlenemeden beni dul mu bırakcan, saçmalama!" Wooyoung olmayan gözyaşını siliyor gibi yaptı. "Benim kankişim büyüdü de evleniyor mu?" Yunho göz devirerek Wooyoung'un kafasına vurdu.
"Hadi hızlı ol." Wooyoung pişen kahveleri bardaklara doldurdu, Mingi'nin kahvesini iyice karıştırıp küçük tepsiye yerleştirdi. Yunho önde küçük tepsiyle giderken Wooyoung da diğerlerine kahve dağıtıyordu.
Yunho tepsiyi özenle Mingi'nin önündeki sehpaya bırakıp yerine oturdu.
"Jeong ağa, bu kara oğlan kimdir kimlerdendir? Bizim San'a yapaydık."
"Wooyoung, Jungların en küçük oğlandır, göz bebeğimizdir o bizim." Mingi'nin annesi içinden nazar duası okuyup Wooyoung'un suratına tükürdü.
"Tü, tü, tü nazar değmesin." Wooyoung gözlerini kapatıp bir iki adım geri gitti. "Yarabbi şükür, elhamdülillah."
Herkes Wooyoung'a gülerken Woo utanıp arkadaşının yanına geçmişti. "Aşko senin kaynanada da iyi balgam varmış he." Yunho, Wooyoung'un bacağını cimcikleyip 'sus!' uyarısı yaptı.
Song ağa son kez boğazını temizleyip lafa girdi:
"Allah'ın emri peygamberin gavliylen oğlunuz Yunho'yu, oğlumuz Mingi'ye istiyik."
"Eee.. Bir oğluma soriyim gönlü var mıdır?"
"Vardır baba." dedi Yunho herkesi şaşırtarak. Mingi ise kafasına diktiği acı kahveyi tam yutacakken duyduklarıyla püskürtmüştü.
"Oğlum eminsindir?"
"Cidden aşkom eminsindir?"
"Eminim diyorum."
"Emin vallah!"
"E bize de vermek düşer, verdim gitti!"
***
Babalar sözünü tutar!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Berdeli Gay Berdeli, Yungi
FanficAbisinin Park aşiretinin ağasına kaçmasını fırsat bilen Mingi, sevdiği Çocuk Yunho'yla berdel yapmak için plan yapar. *** "Oğlum Mingi vardır daha 21 yaşındadır var mı ona uygun, terbiyeli biri?" "Benim tek oğlum Seonghwa'dır amma gardaşımın bir oğ...