Ne Berdeli Gay Berdeli, Yungi

gülüm ceket çıkmiyi

"Kalk Mingi ağa, kalk. Bugün düğünün vardır!" Mingi annesinin bağırışıyla sıçrayarak uyandı. Saat sabah beşe geliyordu. Kalkıp hızlıca banyo yapıp aşağı indi.

"Vıyş eşek sıpası hala da pijamayla geziyi!"

"Ana sakin ol yemek yiyim bi da!" Mingi'nin annesi hemen mutfaktan bir tabak yemek koyup Mingi'nin önüne koydu.

"De hayde, daha Yunho'yu kuaföre götürecik."

Mingi yemeğini hızla yiyip takımını giydi. Saçı başı daha dağınıktı ama orada yaptırırdı. "Ana ben çıkiyim." Deyip çıktı. Arabayla beş dakikada konağa varmıştı. Jeongların konağında da kaos hakimdi.

"Damat gelmiştir! Wooyoung koş Yunho'ya haber et aşağı insin."

Mingi arabanın önünde beklerken Yeosang, Yunho'nun damatlığını arabaya bıraktı. Mingi siyah kılıf içindeki damatlığı merak etse de Yunho izin vermediği için açmadı. Wooyoung ve Yunho da geldiğinde dörtlü arabaya binip Choi güzellik merkezine ilerlemeye başladılar.

"Yunho'cum senin için bugünlük merkezi kapattırdım. Ateş olacaksın, herkes sana hayran kalacak."

"Ayy heyecanlandım!"

"Gülüm eyi uyudun?" Yunho hızla kafasını salladı. Sabahın körü olmasına rağmen bayağı enerjikti. Merkeze vardıklarında hızla arabadan indiler. Jongho ve San da gelmiş Mingi'yi bekliyorlardı. Mingi, San'ı görür görmez hızla sarıldı.

"Vay karşim karizmasın!"

"Sonunda döndün demek Mardin'e he, İstanbul bebesi!" Mingi ve San hasret giderirken Wooyoung, Yunho'nun kulağına eğildi.

"Bu kim, aşırı yakışıklıymış."

"İstemede seni yapmak istedikleri çocuk işte. Jongho'nun da kuzeniymiş galiba."

"Cidden bu çocuğu bana yapalım Yunho!"

"E hadi girin içeri vaktimiz az!" Dedi Yeosang.

Yan yana iki oda ayarlamışlardı. Birinde Yunho'yu hazırlarken diğeri Mingi içindi.

"Yunhoş nasıl bir şey istiyorsun bebişim?"

"Aşkım saçlarıma hafif dalga atalım, makyaj da pek abartı olmasın, damatlık öne çıkarıyor zaten." Yeosang onaylayıp yanına aldığı birkaç çalışanına bıraktı. Wooyoung da birer türk kahvesi yapmış dedikoduya girişmişti.

***

"Ayy Yunho, peri gibi oldun!" Yunho bir tur daha etrafında döndü. O sırada kapı çaldı.

"Gülüm düğün başlamış, hazırsan biz de gidek."

Yunho, Yeosang'a kapıyı işaret etti, Yeosang kapıyı açınca Mingi ağzı açık Yunho'ya bakakaldı.

"Gülüm çok güzelsin!" Yunho gururla gülümserken Mingi, Yunho'ya doğru ilerleyip belini kavradı. Kendine çekip yanaklarını öpmeye başladı. Yunho da iyice şımarmışken Wooyoung Mingi'nin ensesine şaplak attı.

"Lan!" Mingi arkasına dönünce Wooyoung ne yapacağını bilemeyip "bugün cuma enseyi kapa enişte!" Diye bağırmıştı. San, Wooyoung'un bu tatlı hallerine gülmeden edememişti.

Tam Mingi tekrar Yunho'ya yanaşacakken bu sefer de içeri Seonghwa ve Hongjoong girmişti.

"Kayınço, arabayı da süsledim he hadi yine eyisin." Mingi gülüp Seonghwa'ya baş selamı verdi. "Eyvallah!"

Yunho, Mingi'nin koluna girdi, dışarı çıkıyorlardı. Sonunda düğüne gideceklerdi.

"Ee Yunho bey gece hakkında neler düşünüyorsunuz?"