"Mingi! Ben de geleceğim."
"Yoh gülüm sen otur anamla, ben halledecem."
"Geleceğim diyorum. Arkadaşım orada benim!"
Mingi istemeyerek de olsa onayladı çünkü eşinin huyunu biliyordu. Üstlerini dahi değiştirmeden arabaya bindiler, yol kenarında gördükleri toplu arabalarla
Mingi de arkalarına çekti. Bir grup insan Wooyoung ve San'ı çevrelemiş, bakışlarını üstlerinden çekmiyordu.
"Yunho! Çok şükür geldin aşko. Enişteye söyle şunları sustursun ayol!" Mingi duyduğu enişte kelimesine gülümserken Wooyoung'a göz kırptı. "O iş bende baldız."
"Hey hey, Mingi ağa! Kocanın arkadaşı bizim oğlanı ayartmış, kaçırtmış."
Woo'nun sabahtan beri alaylı olan çehresi ciddileşti ve adamın üzerine yürümeye başladı.
"Bana bak yaşlı bunak, ben senin karını bırakıp yattığın eskortlara benzemem. Sürekli onlarla münakaşa içinde olduğundan alışmış olabilirsin fakat beni onlarla karıştırma!"
Karşısındaki adam cebindeki silahı kaldırıp Wooyoung'a doğrulttuğunda Wooyoung'un gözlerinde zerre korku yoktu.
"Vur lan, vur da babam da sülaleni kurutsun, orospu çocuğu!" Suratında yine alaylı gülüşü belirdi. Adam sinirle silahı beline soktu. Dakikalardır sessiz kalan San sonunda öne çıkmış, "21. Yüzyılda kiminle evleneceğimi size sormayacağım, unutmayın ben bir avukatım ve hayatınızı bitirebilirim." Demişti. Wooyoung'un elini tutup Mingilerin arabasına ilerledi. Arka kapıyı açıp Yunho ve Wooyoung'u oturttuktan sonra tartışmaya geri döndüler.
"San doğru söylüyor, Choi ağa! Kaç yaşına gelmiştir hâlâ sizden izin mi alacak? Gönlü varmış kabul edin, evlatla baba arasında küslük günahtır." Choi ağa sadece oğlunun sırtını sıvazlayıp arabasına ilerledi. Mingi, San'ın kötü etkilendiğinin farkındaydı, genç zaten ailesiyle pek anlaşabilen biri değildi.
Arabaya bindiklerinde Wooyoung'un da aynı durumda olduğunu fark ettiler. Sinirli olduğunu biliyorlardı fakat hiç sinirli gibi durmuyordu. Bu diğerlerini korkuturken Wooyoung sadece dışarıyı izliyordu.
Mingi gerginlik azalsın diye onları bir çeşit parka getirmişti. Dörtlü bir çardağa oturunca kimse konuşmadığından yalnızca birbirlerine aval aval bakıyorlardı.
San karşısındaki esmere bakarak konuştu: "Evlenelim."
Wooyoung yerdeki keskin bakışlarını San'a çevirince San biraz ürkmüştü.
"Baban benim bir kaltak olduğumu düşünüyor San. Böyle bir eve damat gitmek istediğimi sanmıyorum."
"Ayrı ev tutarız. Hem ben artık mahkemelere de çıkıyorum, belirli bir gelirim var."
Wooyoung gülümsedi. Sevdiği adam korkağın teki değildi ve bu onu mutlu etmişti.
"Tamam, evlenelim."
"Hele şükür yav! Daraliyim siz böle oldukça."
"Ay, şaka gibi! Kankişim evleniyor."
"Biz de çocuk yapacaz vallah, siz salaklar daha yeni evlenirsiniz." Mingi'nin bir anda ağzından kaçırdığı ile Wooyoung ve San "NE!?" Diye bağırırken Yunho elini alnına vurmuştu.
***
Mingi ve Yunho eve geldiklerinde saat gece yarısına geliyordu. Evde misafir olduğunu fark ettiler.
"Oo... Mingi ağa sonunda gelebildiğiz."
"Chan ağa? Sen bizi unutmamış mıydın yav?"
Mingi ve Chan tokalaştıktan sonra Mingi'nin bacağına küçük yeğeni sarıldı.
"Amca, amca! Bir şey dicem sana!"
"He gel söle." Mingi küçük çocuğu kucağına almış saçlarını karıştırıyordu.
"Ben bu sene üçe geçtim ya, okulda bir kel hocamız var, bizi sürekli zorbalayıp atletinizi kontrol edicem diyor, bana bacı bacı diyor." Anlatırken dudak büzmüştü küçük Jeongin
"Amca hem de ermeniymiş biliyon?" Mingi'nin gözleri büyüdü. "Adı neydir? Mardinimde Ermeninin işi nedir?!"
"Vallah amca bilmiyom, adam yapıştı inek boku gibi. Gel de sen konuş." Mingi küçük yeğenini onaylayıp yere indirdi. Seungmin sonunda ikinci çocuğunu da kucağına almış, mutlu görünüyordu. Aynı şekilde Chan da eskiden olan küçük çocukluklarını tamamen yitirmiş tamamen aile babası olmuştu.
"Maşallah yenge, zehir gibi çocuk!" Seungmin gülümseyip Yunho'ya baktı, "Darısı sizin başınıza inşallah."
Mingi birden ayağa kalkıp "İNŞALLAH!" diye bağırdı. Yunho hemen Mingi'nin bacağına vurup yerine geri oturtmuştu.
Saat gitgide geç olurken çocukların da uyumasıyla Chan ve Seungmin çifti müsade istedi.
Mingi küçük Jeongin'i kucağına alıp Chan'ın peşinden arabaya yürümeye başlamıştı. Yunho ise eşinin küçük çocuklara olan ilgisini görünce çocuk yapma konusunu beyninde tamamen oturtmuştu.
Misafirleri geçirdikten sonra Yunho, Mingi'ye yanaşmıştı.
"Karar verdim."
"Neye gülüm?"
"Bebeğimiz olsun istiyorum." Mingi'nin gözleri parladı. "Bugün ağzından bal damliyi." Diyerek eşinin dudaklarının yapıştı. Bu gece uzun olacak gibi görünüyordu...
***
Ağamingi_derlerikile: taklaya gelse de kurduğumuz düşler eksilmedi yüzümüzden o kıyak gülüşler 😉🌹🕊
#mardin #gülümlebebek #aşk #Allah❤️479 💭175
Aşkoyuzçokşükoo_ynho: ay şu adamla kaç aydır eviliyim hala adam edemedim
》Ağamingi_derlerikile: o ne demektir gülüm ben kadınım?
》》Aşkoyuzçokşükoo_ynho: 🤦Seonghwaölümkokaryiğen: bacanak yine döktürmüşsün 🤣
》Ağamingi_derlerikile: tabi bacanak 😎Daha fazla yorum görüntüle...
Aşkoyuzçokşükoo_ynho: başladık bir yola bakalım...
❤️896 💭0
Kullanıcı yorumları kapattı.
***
Bebeklerimin bebekleri oluyor😭😭 Bebeğin ismini kendi adım yapcam 😎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Berdeli Gay Berdeli, Yungi
FanficAbisinin Park aşiretinin ağasına kaçmasını fırsat bilen Mingi, sevdiği Çocuk Yunho'yla berdel yapmak için plan yapar. *** "Oğlum Mingi vardır daha 21 yaşındadır var mı ona uygun, terbiyeli biri?" "Benim tek oğlum Seonghwa'dır amma gardaşımın bir oğ...