Oy ve yorum🍫
•••Ben Yang Jeongin.
1.70 boylarında klasik bir koreli olarak kahve saçlara ve gözlere sahibim. Beyaz tenim, gamzelerim ve kısılınca tilkiye benzeyen gözlerim var. Yine de beni diğer insanlardan ayıran en önemli ve utançtan yerin dibine sokan özelliğim:
Aniden duyguya kapılıp düşünmeden hareket etmek.
Hyunjin'i korkutmayacağımı bilsem kafamı geriye geriye raflara vurur çığlık atarak utancımı bastırmaya çalışırdım. Aniden oluyordu bu. Mesela biri çok hüzünlü bir şey anlatınca ağlar o kişiye sarılırdım hemen. Elimde değildi. Kim olursa olsun yapıyordum bunu. Gerçi şu an neden böyle bir şey yaptım ne hissettim de amacım neydi de hatırlamıyordum ama yani tek bildiğim...
Aşırı yakındı.
Rafla onun bedeni arasındaydım şu an. Kolları biraz yukarıda iki yanımda, kafası eğik, nefesi ise nefesimdeydi. Gözlerimiz de öyle. Öylece duruyorduk. Ne ben yana kayıyor ne de o geriye gidiyordu. Yutkundum. Hafiften hava sıcak olmaya başlamıştı.
"Jeongin..." İsmi mi duymamla gözlerimi kıprıştırdım. Nedense dudaklarım açılmıyor, efendim bile diyemiyordum. "Beni kendine bu kadar bağlama."
Gözlerinde yıldızlar yoktu onun. Koyu gözlerinde belki de olsa onu bu dünyanın en muhteşem adamı olarak gösterecek olan yıldızlar yoktu. Yaşama sevinci yoktu. His yoktu. Sadece boşluktu. Sözlerinden, ses tonundan anlıyordum bana olan zaafını. En insani olan özellik sanki ona küsmüş gibiydi. "Bana bunu yapma."
"Neden?"
Dişlerimi sıktım hafifçe. Ağlamamam gerekiyordu şu an. "Neden yaşamaktan bu kadar korkuyorsun Hyunjin?"
Cevap vermeyeceğinin farkındaydım. Öyle kolay diyemezdi. Yaşadığı şeyler bedenine bu kadar işlemişken bana oturup anlatmasını bekleyemezdim ama... Ama sadece inansın istiyordum. Bana anlatacak gücü bulacağına inansın istiyordum.
"Herşey çok yorucu."
Hafif dolmaya başlayan gözlerini kaçırıp dudağını yaladı. Bu sırada tuttuğu rafları da iyice kavramıştı. "Olmuyor. Ben. Yolumu bulamıyorum. Gözümü kapadığım her an ben-"
Ayak ucumda yükseldim ve tek elimi kaldırıp gözünü kapadım. Susmuş istediğim gibi durmuştu şimdi. Sakinleşiyordu yavaşça. Hissedebiliyordum. "Gözün kapalı Hyunjin. Gözünü ben kapatıyorum." Başımı çenesinin altına koydum ve devam ettim. Boynuna bakıyordum şu an. "Bence olay gözünü kimin kapadığı." Geri çekildim ve topuklarımı yere indirip elimi gözünün üstünden çektim. "Yanılıyor muyum?"
Gözleri artık öyle değildi. Evet belki yıldızlar gene yoktu ama en azından hislerle doluydu. Okuldaki gibiydi. Demek ki okuldan sonra ne olduysa olmuştu. Acaba hmm asıl problem okul değil de ailesi olabilir miydi?
Umarım değildir çünkü bu asla müdahale edemeyeceğim onun yalnız kalacağı bir konu olurdu. Bunu istemiyor-
Bir anda gözlerimin üstüne konan elle düşünmeyi kestim. Hyunjin. Bu sefer bana yapan oydu. Tek fark uzun olduğu için eğilmişti bana doğru. Nefesinden hissetmiştim. Yaklaşmıştı.
"Teşekkür ederim."
O kadar yakındı ki bir an... Bir an öpecek sanmıştım. Yapmayacağını biliyordum ama işte. Bir anda elini ve bana olan etkisini çekip ben gözümü açmadan marketi terk eden Hyunjin'di o.
Yorgun bir şapşaldı.
Kendi kendime hala olduğum yerde durmayı bırakıp yutkundum ve artık asla dikkatimi çekmeyen noodlelardan birini alıp kasaya yürüdüm. Elim boş dönmesem daha iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chocolate •Hyunin• ⚜️
FanfictionSevgililer gününde okulun sessiz çocuğu, Jeongin'e pembe kurdeleli bir çikolata verir. •insomia •alerjik astım •anoreksiya Başlangıç tarihi: 14.04.2023 Bitiş tarihi: 22.03.2024