32• "13-17"

776 132 124
                                    

Bölüm ilk başta ilahi olup sonradan Hyunjin'in bakış açısına geçmektedir.
Oy ve yorum 🍫
•••

"Teşekkür ederim."

Kısık bir sesle eşyalarını taşıyan kişilere teşekkür etti çocuk. Adamlar başlarını sallayıp gülümsediklerinde o da gülümsemişti yarım yamalak. Hiç tanımadığı kişiler ona karşı iyiyken ailesinin böyle olması... Başını salladı bu düşünceleri kafasından attı. Herkesten uzaktaydı bu evde. Aralarında kilometreler vardı ve kazandığı okulda da yakındı. Her şey güzel olacaktı. İnanıyordu Hyunjin.

Pek inandığı gibi gitmedi.

Daha okulun ilk günü başlamıştı her şey. Sanki herkes onu bekliyormuş gibi iteleyip yok saymış hocaları ise öyle gözüne baka baka görmezden gelmişti ki onu, titreyip temizlik malzemelerinin olduğu karanlık odaya kaçmıştı. Daha kendi okula gelmeden ailesinin baskısı varmıştı okula. Müdür, ne olursa olsun karşıma talimatıyla kendini tutup sadece önünde eriyip giden çocuğu izliyordu.

Hoş değildi. Hak edecek bir şey yaptığını hatırlamıyordu Hyunjin.

Elimdeki silecekle havuzun kenarlarını silmeyi bitirip derin bir nefes aldım. Klorlu suyun kokusu hiç hoşuma gitmese de bana verilen görev buydu. En azından biraz olsun işe yaramak istiyordum. Sonuçta bir yeteneğim yoktu. Normal hatta ezik biriydim. Kimsenin sevmediği yeteneksiz hasta kişi olarak bilinsemde gözlerden bir nebzede uzak olmak hoşuma gidiyordu. En azından eve gittiğimde kendimle kalabiliyordum. Evet. Güzel düşünmeliyim. Sorun yok. Derin bir nefes al Hwang Hyunjin her şey normal. Normallik iyi- "Kaaaçtım kaçtım kaçtım ayayayayay"

Duyduğum kısık kısık sesle arkamı dönmeme gerek kalmadan tam yanımdaki odanın kapısının açılıp kapandığını görmüştüm. O kadar hızlıydı ki kimin olduğunu anlayamadım. Ki beni alakadar etmezdi. Elimdeki sileceği kapının yanına koydum ve siyah şapkamı iyice örttüm. Bu sırada dışarıdan gelen bağırmalar beni olduğum yere sabitledi sanki. Çok yüksek bir sesti. Bir an dış kapı açılacak ve giren yüzlerce kişi beni öldürecek gibi hissettim. Bütün hücrelerim titredi. Neler olduğunu anlaya- "Hop seni de aldım."

Yanımdaki kapı tekrar açılıp kazağımdan beni içeri çektiğinde hiç tepki vermeden o tarafa doğru düştüm. Karanlık odayı sadece kapının üstündeki kare buğulu cam aydınlatıyordu. Şu an yerde, dizlerimin üstündeydim ve basım birinin omzuna geliyordu. Kolları beni sarmışken dondum. Onu tanımıyordum. Kim olduğunu bilmiyor veya neden burada olup beni kurtardığına anlam veremiyordum. Yutkundum. Nasıl bir işe bulaşmıştım ben böyle?

"Özür dilerim." Kısık tatlı ses kulağıma gelince gözlerimi kıprıştırdım. Alakasız olsa da bu birinin ilk benden özür dileyişiydi. "Ama tamamen haklıyım ama boyumdan birazcık büyük işe de karışmışta olabilirim. Sende yolda kalınca dedim seni ezebilirler çünkü adamlar acayip büyük. Oldukça saçma değil mi? Çok kaslılar ama insanlıktan yoksunlar."

Ne anlattığını bilmiyorum. Cidden bilmiyorum ama gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Sesi çok tatlıydı. Sinirli olduğunu varsayarsam böyle tripli konuşması ancak bir bebeğe işlerdi. "Hayvanlardan korkuyor musun?"

Hayır anlamında başımı salladım. Severdim hayvanları. Bana göre masum olup hiç kimsenin etkisinde kalmayarak doğal davranan canlılardı. Etrafımda insan olmasındansa hayvanları tercih ederdim. "Bak bu kirpi. Çok tatlı bişi dimi? Korkmana gerek yok kendisiyle anlaştık. Ben onu ailesine götüreceğim bu sırada o da bana dokunmayacak. Gerçi... O da yardım ediyor ona da dokunmamalısın kirpi."

Gerçekten. Ben... Hayatımda ilk defa gülmemek için kendimi sıktım. Cebinden çıkardığı küçük kirpiyi hamster gibi tutmuş bir bana bir kendine gösteriyordu. Üstelik bu konuda ciddiydi. Hani hiçbir dalga belirtisi yoktu. Resmen kirpiyle anlaşma yapmıştı. Yutkundum zorlukla. Dışarıdaki sesler yakın olsa dahi belki de hayatımda ilk defa korkmuyordum. Beni saran kolların arasında, kafam omzunda rahat bir şekilde duruyordum şu an.

Chocolate •Hyunin• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin