Ben şaşkınlığımı dillendirmeye mani olamadan;
"Lee Know."dedim.
Beni duydu. Sırıttı.
O da sesini kısarak bulunduğu yerden;
"Hwa Jin? Bu ne tesadüf böyle?"diye sordu. Ardından göz kırptı.
Yüzümü ağlamaklı bir şekle soktum. Sızlanmaya başladım.
"Ben senden kurtulamayacak mıyım? Bula bula yine seni mi buldum yani? İnanamıyorum. Bu nasıl bir kâbus böyle?"
Kontrolsüzce güldü.
Ardından gözleriyle çevresini taradı.
"Bekle, yanına geliyoruz." dedi.
Geliyoruz mu? Yine kendisinden başka biri ya da birileri mi var yani?
Lee Know başını geri soktu. Kıstığı sesiyle birine bağırdı.
"Pişt! Jisung! Kimse yokken hemen yan mağazaya uç! Hadi!"
İtiraz edilmedi. Bulunduğumuz mağazaya hemen bir kişi uçup geldi.
Bana şaşkınca bakıp hemen kasa tarafındaki masanın altına girdi. Orada kıvrıldı. Bacaklarını kendisine çekti. Tırsak bir şeye benziyordu.
O geldikten sonra bizim Lee Know Bey, yeniden etrafına bakındı.
Kimsenin olmadığını görünce az önce bana doğru gelen adamı baygın bir şekilde sürükleyerek mağazaya getirdi.
Onu bir köşeye çekip ellerini birbirine sürterek çırptı.
Gözleri benim hâlâ ağlamaklı bakan yüzümdeydi. Yüzündeki gülümsemeyi soldurmadan şirin bir şekilde karşılık verdi.
"Hadi amaaa, bakma bana öyle. Ben de şaşırdım hem. Seni görmeyi beklemiyordum."
"Ne işin var senin burada Lee Know?"
Yandan yandan bana bakmaya devam etti. Kollarımı birbirine bağlayarak onu dinledim.
"Ne işim mi var? Sanane."
Lee Know akademinin en yakışıklı öğrencilerinden biriydi. Akademiden tek tük çıkardı ama dışarı çıktığı zaman peşinde pek çok kız dolanırdı.
Aslı var mı yok mu, gerçekten öyle mi bilmiyordum ama herkes ona "Çapkın" lakabını takmıştı.
Herkesle arkadaşlık etmezdi ancak akademide benim peşime çok takılırdı. Aynı sınıflarda olmamız, aynı hocalardan dövüş dersleri, silah dersleri almamız da cabasıydı tabii.
Kuyruğum gibiydi. Çok pozitif, enerjisi bir an bile düşmeyen biriydi.
Beni sinirlendirmeye, gıcık etmeye, benimle eğlenmeye bayılırdı. Bazen o kadar inatlaşırdık ki dövüş sanatlarında eğitim aldığımız derslerde hep partner olup birbirimizden hıncımızı çıkarırdık.
Pek fazla kimseyle konuştuğunu görmezdim.
Açıkçası her ne kadar kendisine gıcık olsam da 4 sene boyunca her an benimle olduğu için ona epey alışmıştım da.
Burada olması acaba çapkınlığı ile mi ilgiliydi? Ben görmezdim ancak kendisi beni gıcık etmek için her gün bir kızla geçirdiği günleri ve yaptıklarını kahkahalarla anlatıp beynimi yerdi.
"Yine mi? Sevgili yasağına rağmen mi?" diye sordum.
Göz devirip elini 'boşver' anlamında salladı.
"Yasaksa yasak. Ne yapayım? Gizli gizli yürütürüz biz de. Hem... Gizli olunca daha heyecanlı oluyor."
Gözlerimin içine derin derin baktı. Gülümsemesini asla yüzünden soldurmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rehin // Stray Kids
FanfictionEğlenmek için gittiğiniz alışveriş merkezinde rehin edilseydiniz ne yapardınız? ...