Başlangıç Tarihi: 08.08.2023
Bu kitap biricik dostum ankajdfjerr 'e doğum günü hediyemdir. İyi ki doğdun bir tanem. Doğum günün kutlu olsun.⭐️💙
Finale kadar tüm bölümler bugün yayınlanacaktır.☺️ Desteklerinizi esirgemezseniz çok sevinirim.🥰💙
"Seni iyi ki de kaçırdım buraya. Bak,ne güzel oldu işte."
Hyunjin'in gülerek söylediği sözlere karşılık başımı ona çevirdim ve dudaklarımı büzdüm. Hızla yakınmaya başladım.
"Ben bu boş günümü evimde tüm gün boyunca uyuyarak geçirecektim ama."
Ama kelimesinin a'sını öyle bir uzatmıştım ki Hyunjin boşta olan eliyle ağzıma uzanıp ağzımı kapattı. Beni susturdu. Sonra çevresine bakındı. Kulağıma eğilip fısıldadı.
"Etrafında insanlar varken şöyle anormal hareketler yapmaz mısın acaba?"
Gözlerimi devirdim.
Hyunjin de gülümseyerek elini ağzımdan çekti. Diğer elinde tuttuğu patlamış mısır kabına uzanarak mısır yemeye devam etti.
O an beynimde ampül yandı. Yüzümü buruşturdum. Ellerimle ağzımı, yüzümü silmeye başladım.
"Yah! Bana o yağlı ellerinle mi dokundun sen?!"
Hyunjin gülüşünü artırdı. Bulunduğumuz sinema salonunda oynatılan reklamlara bakarak gülmeye devam etti. Beni gıcık etmeyi çok seviyordu canım arkadaşım.
Elimle omzuna bir yumruk geçirdim. Yüzünü buruşturdu.
Az kalsın elinde tuttuğu ve bayağı pahalı bir fiyata aldığı patlamış mısırı düşürecekti ama yine de gülüyordu.
"Sakin ol kızım ya, elin sert zaten. Acıyor acıyor. O kısmı hep sen çürüttün."
Sızlanarak omzunu gözleriyle işaret etti. Yine de gülmeye her zamanki gibi devam etti.
Normalde oldukça yoğun olduğum ve akademiden çıkmadığım için onunla bir türlü buluşamıyorduk. Hafta sonları eve dönüyordum. Zaten hafta sonlarımı da yorgunluk içerisinde genelde uyuyarak geçiriyordum.
Bugün beni tuttu ve yaka paça sinemaya getirdi. Allah bilir acaba beni nasıl bir filme getirdi?
Neyse, ben zaten yine yorgunlukla büyük ihtimalle uyuklarım. Bir de salon karanlık oluyor ya?
Aklıma gelen hayalle sırıtmaya başladım. Daha sonra film henüz reklamdayken ayağa kalktım.
"Reklamdayken ben hemen lavaboya gidip geleyim."diyerek Hyunjin'i bilgilendirdim. Başıyla beni onayladı.
"Çabuk gel, başlar birazdan." dedi.
"Tamam." diyerek cevap verirken çoktan salondan çıkmak üzereydim bile.
Çıktım ve alışveriş merkezinin değil de, sinema salonlarının içinde bulunan lavaboya girdim. Kabinlerden birine girerek işimi hallettim.
Tam çıkmak üzereydim ki bir anda yükselmeye başlayan çığlık sesleriyle kaşlarımı çatarak olduğum yerde durdum.
İnsanlar neden bu şekilde çığlık atıyorlardı?
Ortada önemli bir durum olmuş olmalıydı.
Yerimde kaldım. Çatık kaşlarımla seslere bir müddet kulak kesildim.
Bir süre sonra tuvaletin de giriş kapısı sert bir şekilde tekmelenerek açıldı. Bir erkek gür sesiyle, sesi kısılırcasına bağırmaya başladı.
"Boşaltın burayı çabuk! Derhâl! Düşün önüme! Düüüş!"
Tuvaletteki kızlar da çığlık atarken o adam başka birine emir verdi.
"İçeride kalanlar var mı kontrol et. Gördüklerini de aldığın gibi diğer rehinelerin yanına getir."
Rehine mi? Ne rehinesi?
Durum oldukça ciddiydi belli ki.
Bulunduğum kabinin kilidini çok hafif bir çevirmeyle açtım ve kilitli olmadığını onlara gösterebilmek istedim.
Ardından yukarı baktım. Gözüme kabinler arasındaki boşluk ilişti.
Elastik bir şekilde, ses çıkarmamaya da çalışarak ne kadar iğrenç olursa olsun önce klozetin üzerine, sifonu çektiğimiz taşın üzerine çıktım.
Bir ayağım klozetin üzerindeyken diğer ayağımı da peçete koymak için yapılan taş parçasının üzerine koydum.
Kulaklarımı dört açarak adım seslerini takip ettim.
Hemen yanımdaki kabinin kapısı tekmelendi ve açıldı. Sonra içeride bulunan kişi, büyük ihtimalle benim bulunduğum kabine yöneldi.
İşte tam o anda ağırlığımı taşın üzerine vererek diğer ayağımı klozetin üzerinden kaldırdım ve duvara tutundum. Vücudumun ağırlığını kollarıma verdim.
Ses çıkarmadığıma şükrederken yine elastik bir şekilde diğer kabine doğru sarktım.
Artık yan kabindeydim ve parmaklarımla sıkıca duvardan tutunmaya devam ediyordum.
Tam zamanında geçiş yapmıştım. Çünkü şimdi, benim az önce bulunduğum kabinin kapısı tekmelenerek açıldı.
Parmaklarımı, diğer kabinden görünmesin diye biraz daha olduğum yere doğru çektim.
Her ne kadar kaysa da dişlerimi sıkarak dayanmaya çalıştım çünkü eğer atlarsam çok büyük ihtimalle ses çıkarabilirdim.
Adım seslerini yeniden can kulağıyla dinlemeye devam ettim.
Bir kabin daha tekmelenerek açıldı.
O esnada bir kızın tiz çığlığı tuvaleti doldurdu.
"Bir de saklanırsın demek ha?! Yürü çabuk!"
O adamın ağlayan kızı da önüne katarak tuvaletten çıktığını işittim.
Çığlık sesleri kulağıma şiddetini artırarak gelmeye devam ediyordu.
Tuvalette kimsenin kalmadığından iyice emin olunca ellerimi serbest bıraktım ve aşağı atladım.
Acıyan parmaklarımı sallamaya başladım.
Otomatik olarak kapanan kabin kapısını açarak çıktım. Tuvaletin asıl giriş kapısına geçtim. Başımı hafif uzatarak neler olup bittiğine baktım.
Ellerinde silahlar olan kalabalık bir grup vardı.
Sinema salonunda olan herkesi önlerine katıp silah zoruyla götürmeye başlamışlardı.
Gözüm Hyunjin'e takıldı.
Her zaman gülümseyen yüzü oldukça ciddi bir hâl almıştı ve kendisini tutmaya çalışanlara karşı direniyordu.
Arkasındaki adam, onun başına silahının dipçiği ile vurdu. Hyunjin dengesini kaybederek yere düştü.
Buna dayanamayarak ona adımlayacak gibi oldum. Son anda kendimi oldukça zor zaptettim. Ellerimi yumruk hâline getirerek sıktım.
İrileşen gözlerimle Hyunjin'e bakmaya devam ettim.
Zorla ayağa kaldırıldı.
Başından çok hafif bir kan süzülüyordu. Delici, iri gözleriyle kendisine vuran adama öldürecekmiş gibi baktı.
Hemen sonra o da diğerleri gibi götürüldü ve ben kaldığım noktada onun götürülüşünü izledim.
...
Tanıtım videomuz😍👇🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rehin // Stray Kids
FanfictionEğlenmek için gittiğiniz alışveriş merkezinde rehin edilseydiniz ne yapardınız? ...