5🕯 Saatte Bir, Bir Kişi

870 109 42
                                    

İki adam yan yana gezerken biri mağazaya baktı. Kaşlarını çattı.

Adımlarını mağazaya yönlendirdi.

Elindeki uzun namlulu silahı dikkatle tutarak ağır ağır ilerledi. Yanındaki de şüphelendi.

"Bir sorun mu var?" diye sordu.

Kaşları çatık olan o adam tamamen içeri girdi. Kenarda saklayacak bir yer bulamadığımız baygın adamı gördü.

"Ne olmuş burada?" dedi ve onun yanına ilerledi. Başına çöktü. Nabzını kontrol etti.

"Bayılmış. Baygın şu an ama hiç normal değil. Hemen haber vermeliyiz."

Bunu duyar duymaz başımı çıkardım. Lee Know da aynı anda benim gibi telaş yaparak başını çıkarmıştı.

Gözlerimizle anlaştık.

Lee Know gözleriyle sağdaki senin, soldaki benim dedi. Onu gözlerimle onayladım.

Parmağıyla üçe kadar saydı. Üç olur olmaz ikimiz de harekete geçtik.

Ben, zaten bana arkası dönük olan adama hızla hamle yaptım ve dümdüz hâle getirdiğim elimi onun ensesine sert bir şekilde indirdim.

Başka hamle yapmama gerek kalmadan adam bayılarak yere serildi ama Lee Know aynı şeyi yapamadı. Adam onu fark etti ve karşılık vermeye başladı.

Lee Know ile o adam boğuşmaya devam etti.

Lee Know adamı yere sermişti. Üzerindeydi ve boğazını sıkıyordu. Adam da var gücüyle ona engel olmaya çalışıyordu.

Boğuşma esnasında adamın telsize uzanmaya çalıştığını gördüm. Hızla hamle yaptım ve o telsize uzanmadan telsizi elime aldım.

Daha sonra yere düşen uzun namlulu silahını elime aldım. Silahın dipçiğini, yani arka kısmını adamın kafasına sert bir şekilde geçirdim.

Fayda etmedi.

"Amma da kalın kafalıymışsın ha!" deyip bir kere daha kuvvetli bir şekilde geçirdim. Bu sefer bayıldı.

Lee Know da sözlerim ve hareketimden sonra gülerken askerin boğazını sıkmayı bıraktı.

"Ben, müdürümüz ile konuştum Lee Know. Hatta bir albay araya girdi alışveriş merkezinde olduğumu söyleyince. Eş zamanlı bir darbe girişiminde bulunulmuş. Her yeri püskürtmüşler ama buradaki askerleri yakalayamamışlar. Malûm, rehine çok fazla. Bir de diğer yerlerde başarısız olanlar da kaçarak buraya gelmiş. Albay benden özel timi içeri sızdırabileceğim bir yol bulmamı istedi. Ama bunu... Maalesef ki kimseyi öldürmeden yapmalısın,aksi takdirde diploman yanar dedi. Yani lafın kısası, evet zor da olsa kimseyi öldürmeden bu işi halletmeli ve sızmayı sağlayacak bir nokta açmalıyız."

"Bu delilik! Onları öldürmeden bunu yapamayız ki!"

"Ben de böyle söyledim ama..."

"İşimiz gerçekten çok zor olacak. Çok fazla adam var Hwa Jin."

Onu onayladım. Her kelimesinde haklıydı. -Ki ben de onun gibi düşünüyordum.

"Üstelik hepsi de özel kuvvetler mensubuymuş."

"Daebak (Oha)!"

Bangchan o esnada elinde birkaç kıyafetle beraber geldi.

Biz ne yapmaya çalıştığına bakarken o tebessüm etti.

"Bakalım bu marka ne kadar kaliteliymiş?"

Bayılttığımız adamların başına çöktü. Ellerini ve ayaklarını kucağında getirdiği kıyafetlerle sıkı sıkı bağlamaya başladı.

Çok zekice bir hamleydi bu. Lee Know ile yaptığını görünce ona tebessüm ederek baktık.

Daha sonra da hızlanmak maksadıyla ona yardım ettik. Adamların ellerini, kollarını, ayaklarını bağladık. Yetmezmiş gibi esnek kumaşların esnekliğinden faydalanarak üçünü soyunma kabinlerinden birine tıktıktan sonra birbirlerine de bağladık.

Bulduğumuz koli bantlarıyla ağızlarını bantladık. Kapıyı da kapattık.

Jisung saklanmış olduğu o masanın altından çıkmıştı. Hep beraber görünmeyeceğimiz bir kısımda toplandık.

Ne yapmamız gerektiğini konuşacaktık ancak bir anda az önceki adamdan almış olduğum telsiz cızırdamaya başladı. Hemen sonra telsizden ses geldi.

"Durum nedir? Nöbet nasıl gidiyor? Olağan bir durum var mı?"

Herkes bir anda panikledi.

Şimdi telsize bir cevap verilmezse soruyu soran kısmın şüphelenmeleri an meselesi olurdu.

Bundan dolayı aklıma gelen şeyi direkt hemen yanımdaki Lee Know'a aktardım.

"Telsize cevap ver. Öksüre öksüre herhangi bir sorunun olmadığını söyle. Hasta olduğunu düşünecektir. Sesini de böylelikle umursamaz."

"Neden ben?"

"Yalan söyleyip rol yapmakta üstüne yok da ondan."

Lee Know gözlerini devirdi. Bana karşılık verecek gibi olunca Bangchan araya girdi.

"Hızlı olalım, şüphelenecekler."

Lee Know açtığı ağzını kapatmak zorunda kaldı. Bana sırtını dönüp telsizi sertçe eline aldı.

O cevap vermeden önce bir kere daha telsizden ses geldi.

"Duyuyor musun beni? Durum nedir? Bir sorun mu var?"

Lee Know cevap vermek için telsizin düğmesine basar basmaz öksürmeye başladı. Öksürürken karşı tarafa cevap verdi.

"Herhangi bir sorun yok. Öhö öhö! Sadece... Boğazım öksürmekten felç oldu o kadar. Öhö öhö!"

Düğmeye basmayı sonlandırdı. Yalandan öksürmeyi de kesti.

Rolünü gerçekten o kadar iyi yapıyordu ki Jisung, Bangchan ve ben şaşkınlık içerisinde ona bakakaldık.

Karşı taraf elbette ona inandı.

"Anlaşıldı. Çok kötü hissediyorsan aşağı gel, dinlen. Yerine başkası çıksın."

Lee Know bir kere daha düğmeye bastı. Bu sefer inandırıcı olması için daha hafif öksürerek onu yanıtladı.

"Çok kötü değilim. Nöbet değişimine kadar görev başında durabilirim."

"Pekâlâ."

Hepimiz derin bir nefes verdik. Tam bu beladan kurtulduk derken bir de silah sesi işitmeyelim mi?

Alışveriş merkezinin içinde işittiğimiz bu silah sesiyle bir anda irkildik. Ne olup bittiğini iyice merak ettik.

"Jisung, Bangchan. Siz burada kalın. Biz neler olduğuna bir bakalım." dedim.

Biraz evvel Lee Know ile beraber bağladığımız hainlerin üzerinden aldığımız tabancalarla beraber dikkatli adımlarla kıyafet mağazasından çıktık.

Koridorda kimse görünmüyordu. Dümdüz ilerleyerek aşağı doğru baktık.

Buradan tüm katlar görünüyordu. Giriş katında toplatılan insanlar ve hainler de görünüyordu.

Birisi camın önündeydi. Önünde kanlar içerisinde bir beden uzanıyordu. Dışarıya doğru bakarak bağırdı. Sesi, buradan bile duyulabiliyordu.

"Bundan böyle taleplerimizi kabul etmediğiniz her an; saatte bir, bir kişiyi gözlerinizin önünde öldüreceğim!"

Lee Know ile birbirimize baktık.

Acele etmemiz lâzımdı. Aksi takdirde ölen masumların sayısı artacaktı. Üstelik en kötüsü de... Şu an kanlar içerisinde yerde uzanan kişi, ilerleyen saatlerde bizim canımızdan çok sevdiğimiz kişilerden biri olabilirdi.

Hızlı olmalıyız. Hızlı olmalı ve bir an önce plan kurup devreye sokmalıyız.

...

Rehin // Stray KidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin