Derin bir nefes verdim.
Yüzbaşı Felix atışın yapıldığı yere, bize doğru koşar adımlarla gelirken arkama döndüm. Yerde baygın duran haine gözüm takıldı.
Bu zamana kadar pek çok haini öldürdüğüm için dert etmedim ve içimden atamadığım sinirle silahı ona doğrulttum.
Kendine geldiğinde yeniden bize sorun çıkaramamalıydı. Aslında daha doğrusu, diri olarak ele geçirilmemeliydi. O da bir haindi. Ölmeliydi.
Silahı yerdeki askere doğrulttuğum vakit Yüzbaşı Felix beni durdurdu.
"Bekle, sakın öldürme!"
Kendimi güçlükle tuttum.
Yüzbaşı Felix'e baktım.
"Neden? Neden yüzbaşım, neden?!"
"Vereceği ifadeler daha kıymetli olabilir de ondan. Yoksa ben de meraklı değilim, bunca zamandır dost bildiğimiz hainlerin yaşatılmasına. Lütfen sakin ol ve o silahı indir."
Dediğini yaptım. Silahı indirip omzuma astıktan sonra Lee Know'un başına çömeldim.
Seungmin de hemen yanıma geldi. Lee Know'u kontrol etti.
"Yüzbaşım, durumu giderek ağırlaşıyor! Buradan çıkabilecek miyiz?"
Yüzbaşı Felix sıkıntıyla derin bir nefes verdi. Elleriyle saçlarını karıştırıp dışarıya göz attı.
"Bilmiyorum Seungmin. Şu an her şey o kadar karışık bir hâl aldı ki, bilmiyorum. Dışarıya bakın. Orada ayrı kıyamet kopuyor ama kimse içeriye girmeye çalışmıyor. Bir şeyler var gibi. Çıkmamız daha tehlikeli olabilir."
Bayılan askerin bize söylediği kelimeler aklıma gelince akan burnumu çekip hızla söze girdim.
"Bu hain bayılmadan önce bir şeyler geveledi Yüzbaşım. Yüksek ihtimalle giriş çıkış yapılabilecek yerlere bir bomba düzeneği yerleştirilmiş olabilir."
"Bu ihtimal üzerinde duruyorduk ama... Her neyse, Seungmin. Biraz daha burada olacağız gibi görünüyor. Hastanın durumu ağır diyorsun. En iyisi şöyle yapalım: Changbin sen rehineler arasında doktor ya da hemşire olanlar varsa al getir. Seungmin, seni de hastayla birlikte üst kattaki eczaneye çıkaralım. Belki aradığın malzemeleri bulur ve onu hayatta tutabilirsiniz."
Seungmin kana bulanan tişörtleri bir kenara atıp Lee Know'un karnına yeni tişörtler bastırmaya devam ederken onay verdi.
"Çok iyi olur yüzbaşım."
Changbin de hızla yanımızdan ayrıldı. Çok geçmeden yanında Bangchan ve sağlık çalışanı olduğunu tahmin edebildiğimiz birkaç kişiyle birlikte yanımıza geldi.
"Sung Hoon, bizim içeriye giriş yaptığımız odada nöbette kal. Kapın açık kalsın. Bu katta bırakacağım askerlerle irtibat hâlinde ol."
Sung Hoon isimli asker sessiz bir şekilde başıyla onay verdi.
"Heeseung, Sunoo; giriş katın kontrolü de sizde. Gözünüzü dört açın. Sung Hoon ile devamlı konuşup irtibatta kalın."
Gördüğüm 2 asker daha aynı şekilde başarıyla onay verdiler.
"Jake, Jay, Niki, sizler de 2.kata çıkıp konuçlanın. Biz 1.katta olacağız. Telsizlerinizi kontrol edin. 5 dakikada bir her birinizden durum raporu istiyorum."
Askerler Yüzbaşı Felix'in emirlerine başarıyla onay verdiler ve görevleri için yanımızdan uzaklaştılar.
"Sayımız çok az. Otopark katında da birileri olsaydı iyi olurdu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rehin // Stray Kids
FanfictionEğlenmek için gittiğiniz alışveriş merkezinde rehin edilseydiniz ne yapardınız? ...