Alt dudağımı dişleyip yutkundum. Gözleri bir ara dudaklarıma kaydı. O an kendimi toparlamam gerektiğini daha çok fark edip elimi kuvvetle elinden çektim.
Tuttuğu elim sanki alev alev yanıyordu.
Bu normal değildi. Hem de hiç değildi.
Hızla önüme döndüm.
Elastik bir şekilde dolanmadan, bir önümdeki koltuğa atladım.
Bangchan hareketlilik yüzünden başını kaldırdı ve yumduğu gözlerini açtı. Yanına oturan beni görünce tebessüm etti.
Çok geçmeden başını çevirdi. Gözleri, karşımızda boydan boya tüm duvarı kaplayan beyaz perdeye takıldı.
Ben de o perdeye baktım. Gözüm orada takılı kaldı. Hyunjin'in gülüşü geldi gözlerimin önüne. Yağlı ellerini bana sürdüğünde ona vuruşum...
Hafif bir tebessüm ettim.
"En son arkadaşım Hyunjin ile buradaydım. Onunla film izleyecektik. Daha film başlamamıştı. Hatta beni nasıl bir filme getirdiğini dahi bilmiyordum. Akademiden izinli olduğum günler hafta sonları. Hafta içi günümün her saati yoğun olduğu için hafta sonları yatıp dinlenmek en büyük hayalim olurdu. Film başladığında da uyuyacağım ile ilgili fikirler kuruyordum kafamda. Sinema salonlarının arasında bulunan lavaboya gitmiştim. Her şey o anda başladı."
Hyunjin'i özlemiştim. Orada nasıl olduğunu, ne hâlde olduğunu bilmiyordum. Ona her an bir şey olacak korkusu beni deli ediyordu.
Tebessümüm giderek acı bir hâle büründü. Gözlerim hafiften doldu.
Bangchan başını bana çevirdi.
O da tebessüm etti. Tebessüm ederken hafif bir ses çıkarmıştı.
Başımı ona çevirdim. Gözlerimiz buluştu.
"Benim burada olma hikâyem biraz daha farklı."
Ona tebessüm etmeye ve gözlerinin içine bakmaya devam ettim. Dinlediğimi, merakla beklediğimi anlatan bir bakış attım. Gülümseyerek anlattı.
"Ben normalde burada değil, Incheon'daydım. Henüz doktor değil, stajyer bir doktorum. Incheon'da yapıyorum stajyerliğimi. Annem... Israrla beni yanına çağırdı. Benim için çok uygun kız bulduğunu söyledi. Aslında bu konuda da aileme güveniyordum. Mutlaka bir aile kurmalıydım ama kendi acemi hislerime dayanarak değil, ailemin tecrübesine güvenerek bu işin olmasını istiyordum. Onlar en iyisini,en doğrusunu bulurlar. Beni de çok çok iyi tanıyan bir tek ailem var. Ne severim, nasıl severim,nelerden hoşlanırım?"
"Her neyse... Annem izin alıp yanına gelmemi istedi. Ben de kalkıp buralara geldim. Ancak daha eve giremeden annem arayıp dedi ki; 'Güzel kızıma naif bir hediye alıp öyle gel. Bu akşam sizi tanıştıracağız.' Ben de güldüm. Öyle olsun dedim. Daha ismini bile bilmediğim, hiç görmediğim bir kız için hediye seçmek için buraya geldim."
Bu hikâyeyi duyunca kaşlarım çatıldı.
"Biliyor musun?"diye sordum. Dikkatini üzerime toplayınca da devam ettim.
"Bu hikâye bana o kadar tanıdık geliyor ki. Benim annem de... Tıpkı senin gibi. Ayrıca ben de tıpkı senin gibi düşünüyorum. Aileme bırakmıştım bu işi. Mezun olduktan sonra bakarız demiştim. Mezun olmama da az kalınca annem harıl harıl çalışıp kendisine iyi bir damat bulmaya koyuldu. Annem bu sabah, Hyunjin ile evden çıkmadan önce beni uyarmıştı. Erken gelmem konusunda. Akşama misafirimiz var dedi. Anladım tabii, biriyle buluşturacaktı beni. Ona tebessüm ederek çıktım evden. Geri de dönemedim. Şimdi belki de iyi damatla beraber haberleri duymuş ve oturup arkamdan üzülüyorlardır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rehin // Stray Kids
FanfictionEğlenmek için gittiğiniz alışveriş merkezinde rehin edilseydiniz ne yapardınız? ...