mingi - yunho
yunho:
günaydın şekerim
iletildi, 08.13
görüldü, 08.17mingi:
jeong yunho
bak banayunho:
bakayım güzel yüzüne hanimingi:
orospu cocugu
ben bu engeli
artik boyle engel islerinin
cocukca oldugunu dusundugum icin kaldirdim
seni mesaj kutumda gorup gunumun mahvolmasi icin degil
anladin mi benimingi:
yazma bana
o gunden sonra
laflari gotunden yedikten sonra
bi kere arayip ozur bile dilemedin bundan bile korktun
direkt kactin amk
bundan da kactinmingi:
simdi umursamaz sekilde yazinca
seksi ozguvenli fena bi sey olmuyosun
benim gozumde hâlâ
o 16 yasindaki asik, ezik ve korkak jeong yunho'sun
tamam mi
yazma bana
YAZMAyunho:
:d
iyi günler canım benimmingi:
ssssiktir git
seni yine engelliyim de kendi kendime kudurayim istiyosun di mi
oyle bi sey asla olmadi
olmayacak damingi:
kuduran sen olacaksin jeong yunho
cunku seni azicik bile tanidiysam
elde edemedigin seyi sindiremeyip 10 yil bile icinde tutarsinmingi:
iste bu yuzden
hâlâ beni istedigine adim kadar eminim
bunlari okumak bile kalbini hizlandiriyordur belki
en kotusunden bi nude'a dahi patlarsinyunho:
görmeden inanmammingi:
ruyanda gorursun jeong yunho
anca ruyandayunho:
deme öyle ya şapşalmingi:
siktir git
çevrimdışı-
mingi, daha önce bahsedildiği üzere sınıfta yunho dışında biriyle konuşmuyordu ve hayatından yunho çıksa dahi hâlâ aynıydı. sınıflar alanlara göre dağıtıldıktan sonra sınıfında konuştuğu tek kişi sıra arkadaşı seonghwa'ydı. onunla da pek konuşmuyorlardı aslında ders konuları dışında fakat en azından iletişim kuruyordu mingi. eski sınıfındaki dışlanma olayı bitmişti, şu anki sınıfından bir sürü kişi onunla az da olsa konuşuyordu. iletişim için uğraşmamak biraz mingi'nin seçimiydi.
yunho ise mingi'den sonra daha önceden uğraşmış olduğu basketbola tekrar, bu sefer hatta daha da canı gönülden baş koymuş ve yaklaşık yarım dönem sonra ise kaptanlığa yükselmişti. bu yıl tekrar kaptandı. san ile oradan tanışmış, san da onu kendi arkadaş grubunun içine sokmuştu. aslında mingi'den gidişi mingi'nin hayatında boşluk yaratmak dışında pek bir etkiye sahip olmasa bile o gidiş yunho'nun hayatını bambaşka bir yöne sokmuştu. bir nevi bir gün uyanmış ve her şey tersine dönmüş gibiydi daha çok. yeni ilgi alanlarının ve arkadaşlarının mingi'yle iletişim kurarak, onu düşünerek, hakkında rüyalar göererel olsun bir türlü ona verdiği yirmi dört saatinin boşluğunu doldurması için çabalıyordu.
resmen bir bağımlılığı yenmek gibiydi denebilirdi buna. sigarayı, alkolü bırakmak gibiydi mingi'den kopmaya çalışmak yunho için.
okulda mingi ile denk geldiklerinde isw kafa selamı bile öte bir hayal olmak üzere göz göze gelmeden birbirlerine bakmak için uğraşıyorlardı. göz göze geldiklerinde ise mingi evleviyet ile göz deviriyor, yunho ise derin bir nefes alıp önüne dönüyordu.
ikisi de bu duruma tahmin edileceği üzere çok zor alışmıştı. yunho, o zamanki samimiyetlerine güvenip böyle bir harekete girişmşti fakat artık onun için bir hatadan başka bir şey değildi. eğer bunu bir ya da iki hafta sonra yapsa mingi onu zaten kabul edecekti fakat arkadaşlarının sevgili olduğu haberini alır almaz yunho'nun onu öpmesi çok sinir bozucuydu mingi'ye göre. asıl olay buydu. arkadaşlar arasında olmaz olmaz deyip böyle bir örneği gözleriyle gördüğü an koşarak gelmesi deli etmişti mingi'yi. yine de en azından diğer gün yunho güzel bir özürle gelseydi mingi yine onu kabul edecekti fakat yunho ondan asla özür dilemedi. bu biraz onun yaşadığı utanç ve yüz bulamaması ile ilgili bir problemdi, mingi de bunu anlamamıştı belki de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
absence, yungi ✓
Fiksi Penggemarmingi'nin tek isteği, belli bir zamandan sonra düşmanına dönmüş olan yunho'yu gıcık etmekti. ann