Her yıkılış yeni bir direniş

951 47 14
                                    

11.BÖLÜM

3 Nisan 2008

Sevgili dostum,

Hava kararmıştı, bugün dışarıda çok fazla oyalanmıştım. Okuldan sonra çiçek almak için bir çok çiçekçi gezmiştim. Çiçekleri satan bir çiçekçi bulduğumda keyfime diyecek yoktu. Şayet elime aldığım papatyalar annem içindi.Babam anneme hep gül alırdı ama annem gülleri hiç kabul etmemişti.

Biliyordum işte! Benim annem papatya seviyordu.

Elimde tuttuğum papatyayı kokladım, ne yaptığımı bilmiyordum. İçimde olan çocuksu bir heyecan vardı.

Bugün anneme çiçek aldığım ilk gündü.

Villanın önüne geldiğimde korumalar, benim geldiğimi görünce demir kapıyı açtılar.
Benim evim, demir parmaklıklar ile çevriliydi.

Elimdeki papatyaları bırakmadan ayakkabılarımı çıkarmaya çalıştım.Ayakkabılarımın bağcıklarını çözemediğim için sinirlensem de anneme aldığım papatyaları bırakmadım, bağcıkları çözmeden ayağımda ki ayakkabılarla içeri girdim.

Annemin bu duruma çok sinirleneceğini biliyordum ama bana kıyamazdı.

"Ben geldim Anne" mutfağa doğru adımladım.Annem genelde mutfakta olurdu. Yemek yapmak onun hobisi gibi bir şeydi, kendini değişik pastalar yaparak oyalardı. Ama sonuç beklediğim gibi olmamıştı, mutfağa gittiğimde gördüğüm boş oda bana çok ıssız geldi.

"Anne,neredesin!" Elimde ki papatyaları sıkıca tutarken oturma odasına doğru adımladım.

"Korkuyorum ama anne,neredeysen çık!"
Korkmaya başlamıştım çünkü annem her ne olursa olsun bana sesini duyururdu.

Sesi çıkan bir kadındı ama babamla tartışırken çok fazla sesi kısılırdı.

Babamın evde olmamasını istedim çünkü biliyordum ki babam evde olsaydı korktuğum için bana çok kızardı. Babamın çok fazla kesici aletleri vardı. Annem hep bunların çok kötü şeyler olduğunu söylerdi ama babam, silah kullanmayı çoktan öğretmişti.

Annem istemediği için karşı geldiğinde anneme kızmış ve beni başka bir yere götürmüştü.
Pis kokan bir yerdi ve çok pis görünüyordu. Duvarlarda ki kan lekeleri midemi bulandırmıştı.

Babam elinde ki bıçakları ısıtıp sırtıma geçirirken ben sadece kan kokan duvarı izlemiştim.
'Korkamazsın sen demişti, benim oğlumsun.'

Ağlamıştım ama ağlamak hiçbir işe yaramamıştı. Yüklerim hala benimleydi ve belki de biraz daha çoğalmışlardı.

Oturma odasında annemi göremeyince yatak odasına doğru hızlı adımlarla gittim.Annemin yatak odasının önüne geldiğimde kapıyı çaldım.Gergince beklerken papatyaları arkamda sakladım.
Kapının ardından ses gelmedi.

Daha fazla dayanamayarak kapıyı açtım.Normalde olsa asla açamazdım ama babam evde yoktu, annem de çiçekleri görünce bütün siniri yok olurdu.Gözlerim odanın beyaz duvarlarında gezerken ferah odayı incelemeyi de ihmal etmedim. Bu odaya çok fazla giremezdim.

Odanın içine doğru attığım adımlarım duraksadı. Aldığım nefes ciğerlerime giremedi.

Beyaz duvarlar sandığım kadar güzel değildi.

Dört Yapraklı YoncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin