Gökyüzünün yıldızları

482 21 5
                                    

16.BÖLÜM

Bazen nerede uyandığınızın bir önemi yoktur çünkü uyanmak istemezsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bazen nerede uyandığınızın bir önemi yoktur çünkü uyanmak istemezsiniz.

Uyanacak bir yeriniz olmadığında uyumak istemezsiniz.

Gözleriniz karanlığa alıştığında yaşamak istemezsiniz.

Mezarlığın sessizliği, toprak sevdiklerinizi alınca ürkütücü gelmiyordu. Ama küçük bir kız çocuğuna hiç güzel değildi mezarlık.

Kurtarılmak ister miydi karanlığı sevmeyen Gece, kurtarsaydı yıldızlar karanlığından geceyi?

“Hiç bir şey yapmadım,lütfen beni kurtarın!” kalbi kırılmış kızların sesi kısık çıkardı.

“Babam size istediğinizi verir.” Elleri tahta kutunun içinde soğuktan büzülmüş gibiydi. Nerede olduğunu bilmiyordu,ama küçük kalbi toprağın altında olduğunu anlasaydı atmayı bırakırdı.
Kim diri diri bir kızı gömebilirdi ki?

“Ben çok üşüdüm. Ellerimde eldivenlerim de yok ki ama. “ Yeni uyanmış gibi hissediyordu, baygınlıktan gelen kafasının karışıklığıyla olanları hatırlamıyordu.

Çırpındı olduğu karanlık yerden korkmaya başladı. Kimse sesini duymuyordu. O gün, bir kadın daha karanlığa mahkum edilmişti.

Elleri titredi küçük kızın.
“Bugün ay neden benimle gelmedi?” Serzenişteydi. Korkuyordu, çığlıklar atıyordu. Saniyeleri saymaya başlamıştı.

Acılar aynı değildi ama kaderleri aynıydı. Ağlayan genç çocuk, annesinin mezarına gizlice girmişti.Babasının şiddetlerine rağmen ruhu canından çok acıyordu.

Yetimhaneye gitmemek için babasıyla kalan genç, en büyük hatayı yapıyordu. Ama kimin umrundaydı?

Papatyalar, yetimhaneden kokmazdı.

“ Ne zaman geleceksin, anne?” erkekler ağlamaz derdi annesi.

İki küçük beden mezarlıkta dakikalarca yaşlar döküyordu. Biri toprağın altında ölmek üzereyken, oksijenin bitmesini bekliyor, diğeri annesiyle toprağın altında nefes almak istiyordu.

“Karanlığı hiç sevmem anne. Geceyi hiç sevmem. Korkarım akşamları, sen olmadan. “ toprağı sıktı. “Çok korkuyorum anne, bir kez daha masal anlatır mısın?”
Kader, bazen acılarıyla yıkılmanızı sağlardı, kalplerinizin darmadağın olmasını beklerdi. Kader bazen sizi en çok korktuğunuza mahkum ederdi.

Gökyüzünü görememekten korkan bir kızı, toprağa mahkum etmişti.  En çok geceleyin yalnız kalmaya nefret eden bir adamı, Gece’ye mahkum etmişti.

Dört Yapraklı YoncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin