Jimin
Alarmın sesiyle gözlerimi açmıştım. Sabahları erken kalkmak tam bir işkenceydi. Özellikle sevdiğiniz kişilerin size zarar verecek olmasını bilmek bu durumu daha da katlanılmaz hale getiriyordu.
Ayağa kalkmak zorunda olduğumu anladığımda,yavaşça yerim de doğrulmuş ve derin nefes alarak yerimden kalkmıştım. Pencereye doğru ilerlemiş hemen camı açmıştım. Temiz havayı içime çektiğimde yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Belki de bu gülümseme temiz havadan değil aklımda ki kişiden kaynaklıydı.
"Jimin uyandın mı? Hadi gel kahvaltı yapalım."
Arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm. Hoseok kapıda giyinmiş bir şekilde bana bakıyordu. Anlaşılan bugün erken kalkmıştı.
"Bugün erkencisin sanırım."
Bana kafa sallayıp arkasını dönmüştü. Mutfağa doğru giderken bir yandan da bir şeyler mırıldanıyordu.
"Üstünü giyin de hemen gel. Masa da seni bekliyorum."
Görmese bile kafa sallamış,dolabıma doğru ilerlemiştim. Okul formamı çıkarmış ve zaman kaybetmeden giyinmiştim. Tam odadan çıkacakken gözüme,masanın üstünde ki ayna çarpmıştı. Aynayı yavaşça elime almış yüzüme bakmaya başlamıştım. Diyette olmama rağmen yanaklarım hala tombuldu. Tekrar suratımı asmış aynayı sert sayılabilecek bir şekilde masaya geri bırakmıştım.
Kapıya doğru dönüp odadan çıktım. Mutfağa doğru ilerlerken Hoseok'un of'lama seslerini duyabiliyordum.
"Ne oldu? Niye of'luyup duruyorsun."
"Şu kulüpler var ya, bugün toplanacaklarmış. Off keşke bugün toplanmasa."
"Neden?"
Bana üzgün bir şekilde bakmış geri önüne dönmüştü. Aslında neden bugün gitmek istemediğini tahmin edebiliyordum.
"Jimin...biliyorsun. Yoongi sana yine bir şeyler yapabilir. Ve bu sefer ikimizde yokuz. Bundan korkuyorum sadece."
Hoseok'a tebessüm edip karşısındaki sandalyeye oturdum. Ellerini ellerim arasına almıştım ama ne diyeceğimi bulamıyordum. İkiside benim için endişeleniyor aşık olduğum kişinin zararlarından beni korumaya çalışıyordu. Aşk böyle bir şeydi zararı çoktu ve şuanlık faydası yoktu.
"Merak etme Hoseok. Zaten eğer gözüne gözükmezsem aklına bile gelmem. Sen kulübüne bak hobi hyung."
Birden elini çekmiş arkasına yaslanıp gülmeye başlamıştı.
"Hobi hyung mu?"
Zar zor konuşup tekrar gülmeye
başlamıştı."Ne? Hyung'um değil misin?"
Kafa sallayıp kendine gelmeye çalışıyordu. Aslında o kadar da komik değildi ama gülmüştü işte. Sanırım ona hobi demem komiğine gitmişti.
"Neyse hadi hızlıca kahvaltı yap da gidelim artık."
Kafamı hazırlanmış sofraya çevirmiştim. Gözüm masa ve masaya gömülmüş Hoseok arasında dolanıp duruyordu. Yemek yemek istesem de yiyemezdim.
"Yok ben yemeyeyim. Zaten aç değilim. Acıkırsam da okulda yerim.Yani..."
"Diyettesin dimi?"
Kafamı önüme eğmiştim. Ne diyebilirdim ki?
"Jimin artık anla şunu kilolu falan değilsin. Niye inatla diyet yapıp duruyorsun?"
Hiçbir şey demeden öylece duruyordum. Oda susuyor bende... En sonunda konuyu dağıtmam gerek diye düşündüm. Ve saatimi yalandan kontrol edip hemen ayağa kalktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Tear • YoonMin
FanfictionPark Jimin, Min Yoongi'ye aşıktı. Min Yoongi ise bambaşka birine... Yoonmin+Taekook+Namjin 14/07/2023