18- "Küçük ve Sevimli"

243 15 5
                                    

Jimin

"Taehyung istersen bugün okula gitmeyelim ha?"

Okula doğru giderken Taehyung'u ikna etmeye çalışıyordum. Dün birçok olaydan sonra zar zor telefonu elime alabilmiş,Taehyung'un sayısız aramalarını görebilmiştim. Kendimi çok suçlu hissediyordum. Ben böyle bir olay yaşasam Taehyung beni asla yalnız bırakmazdı ama ben ne yaptım? Onu en ihtiyacı olduğu zamanda tek başına bırakmıştım. Kendimi ona bir nevi borçlu hissediyordum. Ona kendimi affettirmeliyim diye düşünüyordum.

"Hayır Jimin. İyiyim ben."

"Ama bugün basketbol maçında var. Gel bence biz geri dön-"

"Jimin iyiyim dedim dimi? Asıl sen beni böyle yoruyorsun. Bırak bi beni."

Hafif sert ve yüksek çıkan sesiyle durmuştum. Taehyung bana kolay kolay bağırmazdı. Ama şimdi onu yorduğumu söylüyordu.

"Özür dilerim. Seni yormak istemedim."

Kafamı eğmiş yürümeye devam etmiştim. Onu az da olsa anlayabilirdim aslında. En zor zamanında yanında kimsenin olmamasının insanda nasıl bir boşluk hissi yarattığını bizzat ben tatmıştım.

"Hayır öyle demek istemedim Jimin. Sesim biraz yüksek çıktı özür dilerim. Ama beni de anla."

"Seni anlıyorum Taehyung. Sen de haklısın. Senin yanında olamadım."

Haklıydı. Bana küsse yine haklıydı. Biz birbirimize söz vermiştik, hiçbir zaman birbirimizi yalnız bırakmayacağız diye. Ben bu sözün altında eziliyordum en çok.

"Hayır aptal. Sen hep benim yanımdaydın. Fiziksel olarak olmasa da her zaman yanımda senin olduğunu hayal ettim. Hem bu yüzden kendini suçlama. Seni de zor işlerin var. Telefonunda pek vakit geçiremiyorsun biliyorum."

Konuşmasını kafa sallayarak kabul etmiştim. Dün ciddi anlamda çok çok değişik bir gündü.

"Şimdi gidelim ve Yoongi'nin takımı alt edelim."

Bugün basketbol maçında karşı karşıyaydılar. Yoongi takım kaptanıydı ve oldukça iyi oynuyordu. Ama Taehyung'un da az kalır bir yanı yoktu. Bu yüzden bugün ki maç epey çekişmeli geçecekti.

"Sence....Yoongi iyi oynuyor mu?"

"Neden şimdi bunu sordun?"

O yüzüme anlamazca bakarken ben ona ne bahane üreteceğimi düşünüyordum. Durduk yere bunu söylemem çok yersizdi.

"Hani bugün maç var ya ondan sordum."

"Aslında kendisini hiç ama hiç sevmem ama ne yalan söyleyeyim iyi oynuyor. Zaten iyi oynamasa okula o kupaları nasıl getirsin."

"Doğru."

Okula çok az kalmıştı. Bu yüzden adımlarımızı hızlandırarak yürüyorduk. Öğle teneffüsü kadar hiç dışarı çıkmayacaktım. Dün ki olaylardan sonra onunla pek karşılaşmayı istemiyordum. Özlemiştim. Hem de çok özlemiştim. Bu bütün özlemimi maçta ona bakarak giderecektim. Zaten hep uzaktan bakarak geçirmemiş miydim? Pek bir farkı yoktu diğer günlerden.

                           ♡♡♡♡♡

Jimin

"Bak şimdi biz sana hep tezahürat edeceğiz tamam mı? Hep bize bak. Telaş etme sakın. Sakin ol. Zaten kazanacaksın. Bunu biliyoruz."

"Hoseok bunu bugün en az bin defa dedin. Anlamıştır artık. Değil mi Taehyung."

Hoseok öğle teneffüsünü hep aynı şeyleri tekrar ederek geçirmişti resmen. Maça yaklaşık 20 dk vardı. Ama bu süre bizim için yıllar gibi geçiyordu.

My Tear • YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin