17-"Teşekkür Ederim"

227 15 8
                                    

Jimin

Saat 00.00 a yaklaşmıştı ama bar hala tıka basa doluydu. Yunjin ve Jin içkileri hazırlıyor ben ise tek elle yetiştirmeye çalışıyordum. Yoongi ise kenarda oturmuş buraya bakıyordu. Jin'e baktığını düşünmüştüm ama birkaç kere göz göze geldiğimizde bana baktığını farketmiştim. Bana bakması beni iyice gererken siparişlerin artması da bu işin tuzu biberi olmuştu.

"Bugün niye bu kadar kalabalık?"

"İnan bende bilmiyorum. Genelde cumartesi kalabalık olur ama."

Jin içkileri hazırlarken biryandan da soruma cevap vermeye çalışıyordu. Yunjin'de hazırlamayı bırakmış ve içkileri servis etmeye başlamıştı. Yunjin kendi yaptıklarını bende Jin'in yaptıklarını dağıtmaya başlamıştım. İşimiz böyle biraz daha kolaylaşmıştı.

"Jimin sen şu bardağa buz koyar mısın?"

Jin bana verdiği bardağı elime almış ve buzların olduğu yere gelmiştim. Buzu bardağa koymaya başlamıştım ama yanımdan gelen sesle durmuştum. İçerideki yüksek müzik nedeniyle sesin sahibini seçememiştim. Kafamı kaldırıp baktığımda onun karşımda bana baktığını görmüştüm. Yine içki ister diye düşünürken sorduğu soru beni şaşırtmıştı.

"Yardım etmemi ister misin?"

İlk başta benimle dalga geçtiğini sanmıştım ama yüzünün oldukça ciddi olduğunu görmemle bu düşünceyi direk kafamdan atmıştım. Yoongi neden böyle davranıyordu bilmiyordum. Değişmişti.

"Hayır gerek yok. Teşekkürler."

"Ama kolun zaten kırık. Bırak ben de yardım edeyim işte."

Derin nefes vermiş, bardağa buz koymaya devam etmiştim. Bardağa yeteri kadar buz koymuş tepsiye yerleştirmiştim. Böyle ısrarla yardım etmek istemesi bir garipti. Kafamı çevirip yüzüne bakmıştım. Bana umutla bakıyor bakıyor gibiydi.

"4 numaralı masaya."

Tepsiyi uzatmış ve gideceği yeri söylemiştim. Tepsiyi elimden gülümseyerek almış kafa sallayarak gitmişti. Kendimi arkasından gülümserken bulmuştum. Hemen kendimi toplamış ve işime odaklanmaya çalışmıştım. Kafamı arada kaldırıp ne yaptığına bakıyordum. Tekrar bakmaya çalıştığımda buraya doğru baktığını ve geldiği görünce paniklemiş hızla kafamı indirmiştim. Dağıtma işi şuanlık bitmişti. Ben de yıkanmış bardakları kurulayıp yerine koyuyordum. Bugün oldukça yorulmuştum. Ve bugünün hemen bitmesini istiyordum. Gözlerimin yavaşça kapandığını hissediyordum ama uyanık olmam lazımdı. Birkaç saat daha dayansam yeterdi.

Bardakları kurulamaya devam ederken yanıma konulan tepsiyle duraksamış yan tarafıma bakmıştım. Yoongi hemen yan tarafta ki sandalyeye oturmuş bana bakıyordu. Daha fazla bakışmamak için tepsiyi yerine koymuş bardakları kurulamaya devam etmiştim.

"Kaçta çıkacaksın?"

Gelen sesle Yoongi'ye dönmüştüm. Bu soruyu cidden ondan beklemiyordum. Ama merak etmesi de hoşuma gitmemiş değildi.

"Normalde 01.00 gibi çıkıyorum ama bugün biraz kalabalık. O yüzden geç çıkabilirim."

"01.00 mi?"

Dediğim saate herkes gibi o da şaşırmıştı. Aslında bir bara göre o kadar da geç gelmiyordu benim için. Sonuçta burası sıradan bir yer degil, bar.

"Geç değil mi? Yani ailenin falan haberi var mı?"

Aile mi? Bunu demesiyle durmuştum. Elimde ki bardak, zaman, sesler tamamen durmuştu. Sadece göz pınarlarında ki yaşlar haraket  ediyordu. Burada ağlayamazdım. Söz vermiştim ben ağlamamaya. Annem için söz vermiştim.

My Tear • YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin