Selamün aleyküm nasılsınız iyimisiniz
Fazla uzatmadan bölüme geçelim
İyi okumalar
~
1 ay sonra Efsa'danKalktığımda başımın ağrısının sebebini bilmiyordum fakat her zaman yaptığım gibi kendimi rahatlatmak için odamı bir güzel toplamıştım.
Çünkü içimde tarif edilmez bir sıkıntı vardı.
Korku
Endişe
Hiç birşeyden emin değildim ama yinede hazırlanıp aşağıya indim.
Erken kalktığım için kimse yoktu etrafta.
Salona geçip oturdum ve telefonumu elime aldım.
Kızlardan mesajlar vardı.
Selin sınava girmişti ve cidden istediğinden daha iyi bir sonuç almıştı.
Psikoloji bölümünü tutturmuştu fakat İstanbul'da kazanmıştı abisi beraber İstanbul'a taşınmayı teklif etsede Selin kabul etmemiş yurtta kalmak istemişti.
Melike ve kardeşi Elifsu'nun durumu iyiydi ve Melike bu sene sınav senemiz olduğu için çalışmaya başlamıştı.
Ben hala neden çalışmıyordum bilmiyordum.
Abim aynı şekilde işine devam ediyordu. Babam ve ümit amca neredeyse her gün dışardalardı. Annem ve Zehra abla bebeklere patik örüyorlardı. Komşulara gidiyorlardı.
Biz ise sürekli Dila, ben , yağız ve Merih takılıyorduk. Arada Berk' te geliyordu.
Ama Melike yokken fazla gelmiyordu.
Zehra ablanin doğumuna daha vardı. Ama az kalmıştı ben aşırı heyecanlıydım.
Etrafa bakındım ardından salondan çıkıp bahçeye gittim.
Bahçeye çıktığım an gözüme ilk çarpan şey Yağız'ın çimlerin üstünde oturup yeri eşelemesiydi.
Yavaş adımlarla yanına gidip onun gibi yere oturdum.
"Günaydın" dedim yüzüne bakarak
Yerden kafasını kaldırdı ve geldiğimi yeni fark etmiş gibi şaşırdı ardından "sana da günaydın Efsa" dedi
"Bugün çok değişik değil mi Yağız?" Diye sordum
"Bugün o kadar değişik o kadar huzursuz hissediyorum ki Efsa sanki birşey olacakmış gibi" dedi endişeliydi
"Aynısını hissediyorum sanki çok...çok kötü birşey olacakmış gibi" dedim
Bir süre orda oturduktan sonra bahçeye birinin girme sesi geldi kafamı kaldırıp baktığımda elinde poşetlerle Ümit amca gelmişti.
Hızla ayağa kalkıp elindeki poşetleri aldık yağız ile beraber.
"Günaydın güzel kızım" dedi Ümit amca
Göz altları hafiften şiş gibiydi.
"Günaydın Ümit amca, nasılsın halsiz duruyorsun" dedim merakla
"Yok be kızım yaşlandık olsun o kadar" dedi ve kolunu omzuma atarak eve girdik.
Eve girince yağız benim elimdeki poşetleride alarak içeriye geçti.
Bizde Ümit amca ile koltuğa oturduk. Kolu hala omzumdaydı
Kafamı göğsüne yasladım ve Ümit amca ile televizyondaki programı izledik.
(...)
Kahvaltımızı yapmıştık. Annem ve Zehra abla yine bir komşuya gitmişlerdi.
Babam ve Ümit amca ise bugün Ümit amcanın iş yerine gitmişlerdi.
Yağız ve ben ise öyle boş boş oturuyorduk.
"Efsa nasıl soracağım hiç bilmiyorum ama sormazsam da rahat edemeyeceğim ben sana o kadar mektup yazdım ilk başlarda hep cevap verirdin sonra... sonra ne oldu neden cevap vermedin?" Dedi Yağız birden bire
O kadar şaşırmıştımki " Yağız ben sana mektup yazmaya devam ettim biz Bursa'ya taşındıktan sonra da mektup yazdım hatta bursadaki adresimizi de yazdım sana ama sen biz Bursa'ya taşındıktan sonra mektup yazmayı bıraktın." Dedim
"Nasıl yani ikimizde birbirimize mektup yazdık ama birbirimize ulaşmadı mı?" Dedi o kadar şaşırmıştık ki
Bilmiyorum dercesine dudak büzdüm."öyle olmuş heralde"
Bir süre daha sessiz durduktan sonra Yağız o kadar saçma bir soru sordu ki sinirlerim bozuldu
"Niye yanımda oturuyosun ki sevgilin falan merak ediyodur. Mesaj falan at" dedi
İlk baş anlam veremesem de sinirlenmiştim
"Bunu sana düşündüren ne?" Diye sertçe sordum"Güzelsin...bide kaç gündür telefonun hiç elinden düşmüyor" dedi
Güzel miydim gerçekten.
Şu an yumuşayamazdım. Sinir bozukluğu ile güldüm ve ayağa kalktım.
"İyi madem bende Sevgilim Selin, Melike,Dila ile konuşayım sende kendi sevgilin ile konuş" diyerek yanından ayrılıyordum ki kolumdan tuttu.
"İnan bana bu dünyada tek sevgili yapmayacak insan benim" dedi ve odayı terk etti
Şimdi bu mu bana trip atmıştı.
Odama girdim ve kitap okumaya başladım.
(...)
Kitap bittiğinde kafamı kaldırıp etrafa baktığımda heryerin karardığını gördüm.
Hızla aşağıya indim.
Tam koridordan geçerken Zehra ablayı elinde salata tabağı ile gördüm.
Hızla yanına ilerleyip elindeki tabağı alıp koluna girdim ve yavaş adımlarla salona ilerledim.
"Ne diye iş yapıyorsun be Zehra ablam yorulacaksın" dedim
Zehra abla yüzündeki gülümseme ile bana baktı "çok iyi niyetlisin Allah seni kötülüklerden korusun" dedi
Solana geçtiğimizde herkes aşağıdaydı.
Salatayı masaya bıraktığım an bir öksürme sesi geldi. Arkamı dönüp baktığımda Ümit amcanın öksürdüğünü gördüm herkes ona dönüştü çünkü normal öksürmüyordu kesik kesik zorlana zorlana öksürüyordu.
Hızla masada duran sürahiyi alıp bir bardak su doldurum Ümit amcaya uzattım ümit amca elini uzatıp alacağı sırada bilinci kapandı ve oturduğu koltuktan yere düştü.
Hepimiz yanına gittiğimiz sırada beynim durmuştu Zehra abla korkudan ağlıyordu bir eli karnında bir eli kalbindeydi. Ümit amcanın yanına çökmüştü. Annem destek olmak istercesine Zehra ablaya sarılıyordu. Babam Ümit amcayı uyandırmaya çalışıyordu fakat nafile.
Yağız ise donup kalmıştı.
Hızla telefonu alıp doğruluğundan emin olmadığım ambulansı aradım. Almanca dersinde öğrenmiştik ve iyikide öğrenmiştik.
Evin adresini tam bilmediğimden dolayı hızla babamın telefonunu alıp konumu karşı taraftaki görevliye aktardım.
Gerisi o kadar hızlı gelişti ki anlayamadım bile ümit amcanın ambulansa bindirilmesi hastaneye gitmemiz çok hızlıydı.
~
Bölüm nasıldiiii
Oylar ve yorumlar hiç denecek kadar az
Az destek olun yaaa
Neyse bir sonraki bölüm 1.5 görüntülenmedee
Kendinize iyi bakın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ YAZDIM KALBİME
Novela Juvenil*0535...=Solmadan gel artık aşkımın gülü Olsa da konuşsa kalbimin dili Küçücük dünyamda bir bilsem seni Görünmez yazıyla yazdım kalbime Siz=Böyle bir aşk görülmemiş dünyada Ne geçmişte ne de bundan sonra da Arasalar bulamazlar rüyada Göremezler seni...