+8k kelime, içinde smutumsu bir şey de olabilir. Kesinlikle düzenlemeye vaktim yok, hatalar için şimdiden kusura bakmayın. Keyifli okumalar dilerim!
*****
Harry için işlerin zorlaştığı nokta, Louis'nin hayatına dahil olduğu yerde başlıyordu. Onunla tanıştığında yaşadığı şaşkınlık hâlâ hükmünü zihninde sürdürüyor sayılırdı.
İşlerin daha bir zorlaştığı noktaysa, onun bu ilginçliğinin dikkatini çekerek merak ettiği zamana tekabül ediyordu. Hayatında onun kadar merak uyandırıcı bir insan daha tanımamıştı Harry.
Nasıl olurdu da meraklanmazdı ki?
Yatağında dönüp duruyorken tek düşündüğü yine oydu. Saat gecenin kaçıydı bilmese de, bunu pek umursuyor sayılmazdı çünkü Louis'nin yüzü, gözünün önünden gitmek bilmiyordu.
Boynunu süsleyen kızarıklık, onun güzel elinden kendisine verilen en kışkırtıcı hediyeydi. Bu hediyeye baktıkça dudaklarını yaralayan dudakları, sanki yeniden dudakları arasında hissediyordu.
Onunla öpüşmek, şu zamana kadar yaşadığı en büyüleyici deneyimdi, bunu asla inkar edemezdi.
Yaralanmış alt dudağını yaladı ve gözlerini yumdu. Louis dediği gibi birkaç saat içerisinde o haberleri kaldırtmıştı fakat bazı Instagram ve Twitter hesapları itinayla ikisini paylaşmaya devam ediyordu.
Louis'ye bu sebeple aldığı tavır aslında gerçekten çok saçma gelmişti gözüne. Hatta bu sebeple ondan özür bile dilemeyi düşünüyordu çünkü bu haberi yayan, zamanında kendisini ve Louis'yi tehdit eden Ciara'dan başkası değildi.
Bir de onunla absürt bir pozları da yoktu her ne kadar haber siteleri durumu öyleymişcesine yansıtmaya çalışsa da. Evet, o haber başlıklarıyla manipüle olmuştu ama şu anda kendisindeydi. Louis'ye böyle tepki gösterdiği için ondan özür dileyecekti.
Bir süre boyu bunları düşünerek uyumaya çalıştıysa da başarılı olamadı ve üzerine beyaz tişörtünü geçirerek odasından çıktı. Her zamanki gibi altında sadece gri penye şortu vardı diz kapaklarının epey üzerinde biten. Yaz aylarında uyuyabilmek adına çıplak yattığı bile oluyorken, bu kombin ona göre oldukça kapalıydı. Ama yine de Louis'nin evde aç bir kurt varken böyle giyinmemelisin sözü çınlıyordu.
Açıkçası Louis ile karşılaşma şansı var mı diye düşünmekten uyuyamamıştı, şimdi de onunla karşılaşma ihtimali vardır diye odasından çıkıp hızlı ama sessiz adımlarla aşağı iniyordu. Tam son merdivene gelmişti ki, tam da beklediği adamı bulmuştu. Onunla karanlıkta yüz yüze gelmesi epey iyiydi çünkü aydınlık bir ortamda yüzüne çok zor bakardı utancından.
"Uyumamışsın," dedi Harry onun yalnızca siluetini izlerken.
"Sen de uyumamışsın," dedi Louis de normal bir ses tonuyla.
"Uyuyamadım."
"Neden?"
"Çünkü sana bir özür borcum var," dedi Harry birkaç saniye bekledikten sonra. Bunu söylemesi o kadar da kolay olmamıştı.
Louis merdivenin ilk basamağına tek kelime etmeden oturduğunda, Harry de hemen yanına oturdu ve karanlık ortamda gözlerini ileriye doğru dikti. Nereden ve nasıl başlaması gerektiğini bilmiyordu, bu sebeple karanlığın içinde doğan sessizliğin çınlamaları, kulağı epey tırmalayıcıydı.
"Ne için özür dileyeceksin?" diye sorarak sessizliği ortadan ikiye acımasızca bölen Louis oldu. Bu esnada kafasını, yanındaki genç oğlanın siluetine çevirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐚𝐭𝐡𝐞𝐫//𝐋𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐒𝐭𝐲𝐥𝐢𝐧𝐬𝐨𝐧
Fanfiction"Ona bakıcı değil, baba olmanı istiyorum." #1-larry 15.02.2024