Oy verip yorum yapmayı unutmayın güzellerim, keyifli okumalar!
💎
1 hafta sonra
Harry itinayla yıkadığı bebeği havluya sararak banyodan çıkacaktı ki, kapı eşiğinde onları izleyen sevgilisiyle karşılaştı. Dudakları, onu görmenin heyecanıyla kıvrılırken, "Hadi gel bu miniği kurulayalım işin yoksa," demişti.
Louis kafasını sallayarak onu onayladı ve birlikte Louis'nin odasına girdiler. Harry bebeği babasına emanet ettikten sonra bebek odasından gerekli eşyaları alarak yeniden odaya dönmüştü. O sırada Louis'nin çoktan bebeği kurulamaya başlamış olduğunu gördü.
Getirdiği temiz kuru havluyu bebeğin altına sererek nemli olanı aldığı sırada, Louis bebeği yatağa geri koymuştu. Heyecanlı hareketleri ve tatlı mırıltılarıyla sevimlilik yapan bebeği izlemeye daldıklarındaysa, bebek hiç beklemedikleri bir şeyi yaptı.
Louis'nin en sevdiği açık mavi gömleğine ve çenesinin alt kısmına işemeye başladı.
Harry şaşkınlıkla açılan iri gözleriyle Louis'ye bakarken, Louis yalnızca gözlerini yummuş şekilde ifadesizce başına gelen bu şeyi sindirmeye çalışıyordu. Harry daha fazla dayanamayarak kahkahayı bastığında, bebek de hoşuna giden bu melodik ses karşısında gülümsemeye başlamıştı.
Louis gözlerini açarak batmış olan üstüne baktı. Çok geçmeden kendisi de omuzları sarsılarak gülmeye başladığında, kapının önünden geçen Rose da onları görerek gülümsemişti.
Zaten Harry bu eve geldiğinden beridir herkes mutluydu.
"Hadi üstünü değiştir," dedi Harry güçlükle kahkahasını bastırdığında.
"Güldüğün için ödemen gereken bir bedel var."
Louis ayaklandığında Harry kararsızlıkla ona baktı. Aklından ne geçiriyor olabilirdi? Ellerinden tutulup kaldırıldıktan sonra kendisine sıkıca sarılan bedene karşı hazırlıksız yakalandı. Gözleri yeniden şaşkınlıkla irileşirken, "Tomlinson!" diye bağırmıştı.
Louis ona aldırmadan Harry'nin lila renkteki tişörtüne de oğlunun çişinin geçtiğine ikna olana dek, debelenen genç adamı bırakmadan sarılmayı sürdürdü. Sonunda ayrıldıklarındaysa, "Ne var?" demişti hiçbir şey yapmamış gibi. "Sevgilime sarılamaz mıyım?"
Oğluna baktı. "Baban çok huysuz, sence de öyle değil mi?"
"Baban mı?"
Harry kalbinin sevinç çığlıklarıyla göğüsünü tekmelemeye başladığını hissetti. Öyle ki az sonra kaburgaları kırılacakmış gibi hissediyordu.
"Evet, sen de onun babasısın, ne dememi bekliyordun?"
Bu kez üstünün kirlenmesini umursamadan kollarını onun boynuna sararak sarıldıktan sonra dudaklarını birleştiren Harry oldu. Her an mutluluktan ağlayabilirdi. Hem de hıçkıra hıçkıra.
Louis, şımarık prensini yavaş fakat tutkulu bir şekilde öptükten sonra dudaklarını ayırdı. "Hadi üzerimizi değiştirelim."
"Önce bebeğimizi giydireceğim, sıcak olsa da üşütmesini istemem."
Harry dediği gibi bebeği giydirdikten sonra karnını doyurmak için aşağı indiğinde, mutfakta gördüğü Rose ile birlikte, "Rose, üzerimi değiştirene kadar bebeğin karnını doyurur musun?" diye sordu çekinceyle.
Zaten bütün evi tek başına çekip çeviriyordu, bir de ona bebeği emanet etmek haksızlıkmış gibi geliyordu Harry'ye. Rose sevimli bir şekilde gülümseyerek kafasını onaylar anlamda salladı ve bebeği Harry'den aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐚𝐭𝐡𝐞𝐫//𝐋𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐒𝐭𝐲𝐥𝐢𝐧𝐬𝐨𝐧
Fanfiction"Ona bakıcı değil, baba olmanı istiyorum." #1-larry 15.02.2024