LOUİS'Yİ HARRY'DEN UZUN HAYAL EDERSENİZ ÖLMEZSİNİZ, teşekkürler.
Bir bakışma ne kadar sürer? Harry ne onu anlayabilmişti, ne de ona baktığı süreyi hesaplayabilmişti. Bunu tahmin bile edemiyordu. Ancak karşısındaki adam o kadar garipti ki, asırlara tekabül edebilecek olan bakışmalarını hâlâ devam ettirebiliyordu.
Harry kucağındaki bebeğin huysuz mırıltısıyla kendine geldi, ardından bebeği Louis'ye doğru uzatarak, "Üzgünüm, bu gibi çalışma şartları bana uygun değil," demişti kendisini izleyen adama. Mavi bakışları hem parlak hem de boğucuydu. Anlayamadığı ağır bir aurayla sarmalanıyordu ona bakarken.
Louis onun kendisine uzattığı oğluna baktı, ancak onu almak gibi bir girişimde bulunmadan gözlerini yeniden Harry'ye dikti. Harry belki kucağındaki bebek daha da huysuzlanmasaydı bu adama haddini bildirebilirdi, ancak mırıltı şeklinde başlayan huzursuz ağlama sesi, minik bedenin kendisini yüzü kızarana kadar kasmasıyla daha da şiddetli hâle geldiğinde her şeyi unutmuş, ardından aklındaki konu dağılarak yerini tamamen kucağındaki şirin miniği susturma isteği gelmişti.
"Oh... Neden ağlıyorsun, bebeğim?" diye konuştu yatıştırıcı bir sesle ağlayan ufaklığa. Ve onu dik konuma getirerek omzuna yatırdıktan sonra minik sırtını hafifçe pat patlamaya başlamıştı. Küçük kafasından aldığı koku o kadar yumuşaktı ki, içindeki onu koklama isteğini güçlükle bastırarak Louis'ye dikkatini verdi yeniden.
"Karnı aç mı?"
Louis, "Muhtemelen," diye cevap verdiğindeyse, "Anne sütünüzün olduğunu umuyorum, Bay Tomlinson?" diye sormuştu karşılık olarak, ve sesindeki aksini söyle de seni o mamalarla boğayım tınısı da son derece açıktı.
"Bir süt annesi var, o olmasa bile son derece titizlikle muhafaza edilen anne sütü odasındaki dolapta." Louis konuşurken de ses tonu, bir daha bana diklenme seni anne sütüne boğarım der gibi olduğu için Harry çenesini kapatarak, kolları arasındaki minik bedenin sırtını okşamaya başladı bu kez. Zaten şiddetli ağlayışı son bulmuştu. Şimdi yalnızca huysuz ve duyanın kalbine dokunacak hafif mırıltılar dökülüyordu genzinden.
"Takip et beni," dedi Louis yürümeye başlamadan hemen önce. Ardından arkasını dönerek büyük salonun çıkışına doğru ilerlemiş, ve sonrasında sola dönerek yukarıya uzanan büyük merdivenlerin başında Harry'nin gelmesini beklemişti. Merdivenin neredeyse altında kalan, sağ kısımda bir asansörün olduğu Harry'nin gözünden kaçmamıştı onun peşinden giderken. Ancak asansörü kullanmadılar ve Louis önde, Harry arkasında merdivenleri sessizlikle tırmandılar. Uzun ve geniş holde karşılıklı çaprazlamasına dizilmiş üç boy aynası vardı aralıklarla. Bu aralıklara da işlemeli ayakları olan, uzun mermer masalar koyarak üzerlerine de son derece göz alıcı olan, fiyatını tahmin bile edemeyeceği vazo ve biblolar yerleştirilmişti. Ayrıca dört tane de kapı vardı.
Louis, "Bu katta benim, bebeğin, ve bakıcısının odası var. Ayrıca koridorun sonunda da ortak banyo var," diyerek kattaki odaları tarif ettiğinde, huysuzluk edip bunun kendisini ilgilendirmediğini söylemek istese de, boş vererek yalnızca koridorun en başındaki, sağ tarafında olan odaya girdiler. Ve odaya adımını atmasıyla Harry'nin ağzı ardına dek açılmıştı.
Karşısında duvara monte edilmiş mini askılıklarda emzikler, diş kaşıyıcıları, biberonlar ve nicesi asılıydı. Mavi led ışıkla aydınlatılan bu mini askılıklar bir mağazadaymış hissiyatı veriyordu. Alt kısmında da içinde ne olduğunu bilmediği üç çekmece vardı. Sağ tarafta kocaman, -ciddi anlamda kocaman,- bir beşik varken, beşiğin ucuna, odanın sağ kısmındaki fransız tarzı cama yakın bir şekilde yerleştirilmiş karşılıklı tekli turkuaz iki oturma koltuğu konulmuştu. Koltukların kumaşları insanda dokunma isteği uyandırırken, Harry onun ne işle ilgilendiğini hiç araştırmamış olduğunu hatırlayınca buna küfretti. Söz konusu bebekler olunca aklını kaybedebiliyordu... Zenginliğinizi tartmak istiyorsanız bu adam iyi bir terazi olurdu doğrusu, ve Harry o kadar fakir hissediyordu ki, evden koşarak çıkmak istemişti.
Oturma koltuklarının arasına yerleştirilmiş beyaz mermer taşından bir mini masa vardı koridordakilere benzeyen. Sol tarafta ise bebeğin altını değiştirmek için açılıp kapanabilen, duvara monteli bir alan bulunmaktaydı. Aynı zamanda duvarın köşesinde, kocaman gri bir buzdolabı duruyorken, diğer kısıma resmen mini bir mutfak konulmuştu. Beyaz tezgâhın üzerinde iki mutfak dolabı vardı, ve altına da aynı şekilde iki dolap yerleştirilmişti. Tezgâhın üzerinde ikili bir mini ocak, karşısındaki fayansa da mini askılıklarda metal termosla cezveler asılı duruyorken, her şey o kadar bütün ve düzenli bir hâldeydi ki Harry bundan rahatsız olmuştu.
İçindeki bir şeyleri dağıtma isteğine karşı geldi ve sonunda dayanamayarak, resmen patlarcasına, "Bay Tomlinson, siz ne tür bir işte çalışıyorsunuz?" diye sordu kucağındaki bebekle odayı incelemeyi bitirdiğinde, başından beri kendisini izleyen adama dönerek.
"Mücevherlerle ilgilenirim."
Harry alt dudağını dışa doğru kıvırarak başını salladı anladım dercesine. Yeşil gözleri yeniden etrafta üstün körü turladı. Şimdi belli olmuştu bu gösteriş merakı. "Bir bebek odası için de sizce tüm bunlar abartılı değil mi peki?" diye sordu yeniden ona dönünce.
Louis, "Hayır, oğlum için her şeyin en konforlusunu ve en iyisini istiyorum," dediğinde Harry ona gülümsedi hafifçe. "Oğlunuzu bu kadar sevmeniz, bunun için bir şeyler yapmak istemeniz normal," derken gülümsemeye devam ediyordu yumuşakça. "Ama bunu hadsizlik olarak algılamazsanız birkaç şeye değinmek istiyorum."
Louis onaylarcasına başını salladıktan sonra, "Tabii," demişti Harry'ye dikkatin her zerresine işlemiş olan ses tonu ve bakışlarıyla.
Harry gözlerini etrafta gezdirerek, bakın dercesine işaret etti. "Ben buraya girdiğimde düzen ve konfor, kalite görüyorum. Yani her şey oldukça iyi, ancak burada sıcaklık yok. Yuva hissiyatı vermiyor, her şey çok fazla ve resmî. Bir bebek odasına göre bayağı bir şekilde dizayn edilmiş. Lütfen ortamı daha samimi hâle çevirin. Odaya girdiğimden beri rahatsız hissediyorum kendimi. Ve bebeğin böyle bir odada kalmasını uygun bulmuyorum."
Louis onaylarcasına başını sallarken, bir şahinin avına odaklanmış hâlde bakan gözlerinden farksız bir ifadeyle Harry'nin gözlerine bakıyordu. "Bakıcıya da rahat bir ortam sağlamaktı amacım." Sonra yine Harry'nin kişisel alanını işgal ederek ona yaklaştı. Harry bu yakınlığa kaşlarını çatarken, Louis, "Bu odayı seninle dizayn edebiliriz," demişti. "Tom'a bakıcılık yapmayı kabul ettiğin anda, istediklerinin yerine getirileceğine dâir seni temin ederim."
Harry kucağındaki ağırlığa tamamen alışmış bir şekilde ona meydan okumak isterdi, ama bu tiplerden uzak durması gerektiğini uzun zaman önce öğrenmişti ve onda hoşuna gitmeyen bir şeyler vardı. Bu yüzden, "Üzgünüm, Tom'un karnını doyurduktan sonra gitmem daha doğru olacaktır. Çalışma şartlarınız-"
"Sevgilini çok mu seviyorsun? Sana sunacağım imkânları geri çevirebilecek kadar?"
Harry kaşlarını çattı hızla. "Bu ne densizlik," dedi, karşılık olarak tepkisini net bir biçimde ortaya koyarak. "Nasıl olur da sanki bunu rüşvet verir gibi dillendirirsiniz?"
Louis ondan beklemediği bu atak karşısında donuklaşsa da, "Amacım bu yönde değildi," demişti sabit bir sesle.
Harry buna daha da sinirlenmiş olmasına rağmen, sesinin tonuna hâkim olmaya çalışarak dikenlerini kurduğu cümlelere yerleştirip, "Öyle mi?" diye karşılık verdi alayla. "O hâlde amacınıza uygun hareket edin, Bay Tomlinson. Sâhi... Amacınız neydi?"
"Seni çalışanım yapmak istiyorum."
Harry'nin yüzünde alaylı bir ifade belirdi. Tam olarak şöyleydi; HAH! DAHA ÇOK BEKLERSİN.
"Siz önce nasıl konuşulması gerektiğini öğrenin."
İçindeki gıcıklanan taraf yüzünden bebeği içine sinmeye sinmeye o koca beşiğe bıraktı, ardından arkasına bile bakmadan malikâneyi terk etti. Rose Harry'nin ardından bakarken üzgündü. Louis onun kapıda, Harry'nin gidişini izleyerek dikilen bedeninin yanına geçip, "Üzülme," demişti orta yaşlı kadına. "Onu geri getireceğim."
🍀
Siz atmamak yorum üzülmek ben...
Neyse şey, seviyorum bu saatlerde nabız yoklamayı ya şföaşfdöslldös
Bu değildi,,,
Şey diyecektim, Louis şimdi çok sinir bozucu falan ama aldırmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐚𝐭𝐡𝐞𝐫//𝐋𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐒𝐭𝐲𝐥𝐢𝐧𝐬𝐨𝐧
Fanfiction"Ona bakıcı değil, baba olmanı istiyorum." #1-larry 15.02.2024