Adalet Şafağı 13. Bölüm: Vatan Uğruna Her şey

26 4 8
                                    

Selamlarr. Arkadaşlar oylarınız için çook teşekkür ederim. Bu bölümü aslında henüz yazmayacaktım fakat oylarınız sayesinde tekrar ilham geldi. Medyada Merve var. Biliyorum, değişik bir fotoğraf ama neden koyduğumu okuyunca anlayacaksınız. Keyifli okumalar dilerimm



Hızlıca odamdan çıktım. Sezin Yarbay önümde duruyordu. Selam verdim. O da selam verdikten sonra birlikte yürümeye başladık. "Güzel olmuşsun asker." Gülümsedim. "Sağ olun komutanım." Gülümsüyordu. Sezin Yarbay bizden büyüktü. Bir şeyler hatırlamış gibiydi. Yüzündeki gururlu gülümseme bunu gösteriyordu. O da gençliğinde böyle operasyonlara çıkıyor olmalıydı. Tekrar önüme döndüm. Taburun önüne kadar gelmiştik. Hakan Yarbay, ekibi ve kızları gördüm. Kıvanç gülümsüyordu. Yanağının kenarında hala ruj izi vardı. Elimle başımı sıvazladım ve güldüm. Tekrar önüme baktığımda herkesin selam veriyordu. Ben de selam verdim. Acaba Kıvanç ona verdiğim akrostişi okumuş muydu? Meraklanıyordum fakat zaten dakikalar sonra aynı arabaya tek ikimiz binecektik. Bu yüzden bu soruyu bir süreliğine rafa kaldırdım. Karşılıklı selamlaştıktan sonra herkes teker teker arabalara biniyordu. Sezin ve Hakan Yarbay telefonlarımıza konumları göndermişlerdi. Son kez telefonumu kontrol ettim ve etrafa bakındım. Merve'yi gördüm. "Merve."  Gülümseyerek yanıma geldi. Merve'nin elini tuttum. "Bunu yapacağına emin misin?" Merve derince bir nefes verdi. Mimiksizdi fakat içinde birçok şeyi bitirdiğinden, bir şeylerle yüzleşmeye çalıştığından emindim. "Ben iyiyim ve evet, bunu yapacağım. Eğer ki bunu yapmazsam daha fazla kişinin hayatı tehlikeye girecek. Hem, merak etme. Ben birkaç güne unuturum böyle şeyleri. Benim için zor değil, endişelenme komutanım." Ona sıkıca sarıldım. İnsanın vatanı söz konusu olunca yapamayacağı bir şey olmuyordu. İşte bunu çok seviyordum. İnsanları bir amaç altında topluyordu. Ve bir şey olmadan, zorlama. İnsan vatanı söz konusu olunca bir zorlama olmadan ölmeye bile hazırdı. "Sana güveniyorum, yaparsın."  Tekrar Merve'ye baktım. Gülüyordu. Kafa salladı ve arabasına bindi. Ben de gururla Kıvanç'ın önünde durduğu arabaya yürüdüm. 


Arabanın önüne geldiğimde gülerek Kıvanç'a baktım. "Birkaç ruj izin daha var." O da benimle güldü. "Gel, arabada hallederiz hepsini." Kafa sallayıp arabaya bindim. Arabaya bindiğimizde torpidodan bir ıslak mendil çıkardım ve Kıvanç'a verdim. Kıvanç aynadan bakıp silmeye başladı. "Nasılsın kardeşim, Gece." Gülümsedim. "İyiyim Yakamoz. Sen nasılsın kardeşim?" Bir yandan yüzünü silip bir yandan gülüp bana cevap vermesi harika bir andı. "Ben de iyiyim tatlı kardeşim." Önümüzden giden arabalara baktım. "Gitsek mi artık?" Son kez aynaya baktı ve bana döndü. "Gidelim, gidelim de ben seninle kardeş olmasaydım keşke." Biraz daha yaklaştım. "Öyle mi kardeşim?" Yapay bir şekilde kaşlarını çattı. "Bir de kardeşim diyor." Güldüm ve önüme döndüm. Yola çıktığımızda telefonumu alıp telefona bağladım. Kıvanç yandan baktı ve kaşlarını çattı. "Bir şarkı açacağım canım." Güldü. "Bir daha canım desene." Kızardığımı hissediyordum fakat bozuntuya vermedim. "O özel anlarda olur. Bir daha ki zamanı bekle." Kafa salladı. "Öyle olsun bakalım canım." Güldüm ve telefonumdan şarkıyı açtım. Kıvanç şarkıyı duyduğunda yoldan kafasını çevirip gülerek bana baktı. Kızarmış bir şekilde önüme döndüm. Kıvanç şarkıyı söylemeye başladı. 

"Belki bir şarkının her sesinde."

"Belki bir sahil meyhanesinde."

"Belki de içtiğim sigaranın, dumanısın." 

Ben de eşlik ettim . Hayalini dahi kuramayacağım güzel zamanlar yaşıyordum. Başımı çevirip Kıvanç'a baktım. Ondan harika bir baba olurdu, bunu hissediyordum. Şarkıyı söyleyişi bile yakışıklıydı. Huzurla tekrardan önüme döndüm, eşsiz anın ve zamanın benimle birlikte akmasına izin verdim.

Adalet ŞafağıWhere stories live. Discover now