Adalet Şafağı 16. Bölüm: Sonsuz Karanlık

4 1 0
                                    

1000 izlenmeye ulaşmak için sabırsızlanıyorum. Oylarınız benim için geçekten çok önemli. Azimle çıktığım bu yolda azimle devam edeceğim. Bu kitabı bitirip bastıracağım. O günü sabırsızlıkla bekliyorum. Desteğiniz gerçekten önemli. Keyifli okumalarr


Pelin'den...

Bitmişti,

Bitmiştik...

Gizem gelmemek üzere gitmişti. Onu tümüyle kaybetmiştik. Oysa Başak'ın Gizem'e kurduğu sözcüklerden sonra bu şey gerçek değil gibiydi. Öyle şeyler söylemişti ki dışardan bir insan çevirseniz o bile Gizem'in ölmeyeceğine inanırdı.

Kaldıramıyorduk...

Bu ağır kaybı kimse beklemiyordu. Herkes öylesine bir şeylere inanmış, umutlanmıştı ki bu ani kayıp gerçek gelemiyordu ben de dahil onlara.

Mezarlığa gelmiş Gizem'in defnedilmesini bekliyorduk. Hayat bu kadar acımasız olmamalıydı. Kurduğumuz hayaller Gizem ile birlikte ölmemeliydi. Dolan gözlerle diğerlerine baktım. Timimizin komutanı Başak, yorgun görünüyordu. Kendinde değil gibiydi. Gözlerimi hemen yanındaki Merve'ye çevirdim. Normalde duygularını göstermeyen kızın gözleri kan çanağına dönmüştü. Sonra gözlerim burnunu çeken Cemre'ye kaydı. Onun da ağlamaktan gözleri şişmişti, donuk bakıyordu. Gizem o halde araçtayken de böyle donmuştu, aşamadığı bir şeyler vardı. Elif'e döndüm. O zaten üzgündü ve böyle bir olayla karşılaşınca bitmişti. Ona da çok üzülüyordum. Zehra'ya kaydı gözlerim. İçimizdeki en büyük oydu fakat onun bile dayanacak gücü yoktu, görebiliyordum. İlayda'ya baktım. En çok da o harap olmuştu. Gizem vurulurken yanındaydı. Bize Gizem'i anlatırken onun gözlerindeki derin hüzne şahit olmuştum. Şu an ise gözlerinde bambaşka bir hüzün vardı. Cenazeyi yıkamak için o gönüllü olmuştu. Bir şey diyemedik fakat bu ağır bir görevdi. Yine de yapmak istemişti.

Ağır bir şekilde dağılmıştık.

Nasıl toparlayacağımızı bilemiyordum. Ona bu kadar yakınken kaybetmek... Çok kötüydü. Elimle yanağımdan süzülen yaşları sildim. Gizem'i getiriyorlardı. Sezin Yarbayın gözleri bize döndü. "Kızlar, şimdi sizden dik durmanızı istiyorum. Gizem sizi bu halde görmek istemezdi, eminim. Bir kişi öldü, birçok kişi kurtuldu. Acınızı anlayabiliyorum fakat siz dik durmalısınız. Bir Türk askerinin yapacağı da budur. Şimdi, size dik durmayı emrediyorum."

Hepimiz dik durmuştuk; alnımız açıktı, başımız dik. Yan gözle diğerlerine baktım. Hepsi de denileni yapmıştı. Cemre kürek alıp toprak atmaya başladı. Başak, Merve ve İlayda da yanına gitti. Gözlerim doluyordu, sertçe burnumu çektim. Bir zaman sonra Elif İlayda'nın elinden küreği aldı, zorlandığını fark etmişti. İlayda yanımıza geldiğinde onun elini tutup gülümsedim. Böyle zamanlarda birbirimize destek olmak temel gayemizdi. İlayda benden destek alırcasına elimi daha sıkı tuttu ve silik bir gülümsemeyle önüne döndü. Moralini biraz olsun yerine getirebilmiştim. Hepimiz yorgunduk, dünden beridir uyuyamamıştık. Bundan sonra nasıl bir yol izleyecektik, bilemiyordum. Hayat bir şekilde devam edecekti, biz ise hayatın getirdiklerine daha dirençli olacaktık. Cemre bize doğru geliyordu, sinirliydi.

"Keşke ben ölseydim onun yerine." Dudaklarımı birbirine bastırdım. Sezin Yarbay Cemre'ye döndü. Gözlerim Başak'a kaydı, bir şeyler hatırlamış gibiydi. "Ölenin arkasından 'keşke' denmez Cemre." Başımı öne eğdim. Bir zamanlar Sezin Yarbayın Başak'a söylediği sözü şimdi Cemre işitiyordu, Başak tarafından. Gözüm Sezin Yarbaya kaydı, Başak'a gururla bakıyordu. Ondan bunu söylemesini beklediği aşikardı. Ben de onun adına gururlanmıştım. Başak Cemre'ye sarıldı. İkisi de ağlayamadı, ağlarlarsa biliyorlardı ki biz de ağlardık. Dudaklarımı daha çok birbirine bastırdım. Gözlerim tekrar defnedilmiş cenazeye döndü. Gizem'in ailesi yoktu. Onun ailesi sadece bizdik. Kolumu İlayda'nın omzuna attım. İlayda bana bakıp gülümsedi ve o da yanındaki Zehra'nın omzuna kolunu attı. Zehra yanındaki Elif'e, Elif Başak'a ve Başak da Cemre'ye... Hepimiz yine birbirimize destek olmuştuk, bir bütün olmuştuk. Acılarımız bizi bir bütün yapıyordu, bunu şimdiden fark edebiliyordum. Sezin Yarbay bize döndü. "Kızlar hadi artık gidin ve biraz dinlenin. Gizem sizi bu halde görmek istemezdi, eminim" Başak bize döndü. "Hadi arkadaşlar, gidelim." İstemesek de oradan ayrılacaktık. Araca doğru yürümeye başladık. Aracı kullanmak için biraz önde yürüdüm. Kimseden ses çıkmayınca şoför koltuğuna oturdum ve aracı sürmeye başladım. Birçok kişi dedim içimden. Birçok kişi kurtuldu.

Adalet ŞafağıWhere stories live. Discover now