Pis geçmişimin suratıma aniden çarpmasıyla irkildim.
Beni bu şekilde bilemezdi tanıyamazdı.
O adam yüzünden başımı eğemezdim.
"İzgi sen kimsin?"
"Durum anladığınız gibi değil inanın ne sizin ne de bir başkasının öğrenmesi hiç doğru olmazdı sizinde nereden öğrendiğinizi bilmiyorum fakat daha fazla şeyi ne siz öğrenin nede ben söylemek zorunda kalıyım"
Hızlı adımlarla odadan çıktım. Öğrenemezdi öğrenmemesi lazımdı. Acilen bu durumu üstlere bildirip bir şekilde üstüne kapamalıydım.
Odama girip, ceketimin ve telefonumu alıp çıktım. Dinlenme odasına doğru gittim.
Hala düşüncelerimden kurtulamıyorum.Ya bana olan bakış açısı değişirse ya her fırsatta bunu yüzüme vurursa?
Çoktan gelmiştim dinlenme odasına.
Beni ilk fark eden Gökhan oldu.
Tam hazır ola geçicekken elimle otur işareti yapmamla oturur konumuna geri döndü.
"Ben lojmana gidiyorumda gelen varsa götüreyim."
Yağız"Vallahi sizi bize Allah gönderdi komutanım Ateş komutanımın arabası tamirdeydi ayakkabı numaram büyüdü yürümekten"
"Tek arabaya nasıl sığıyonuz ki siz?"
"Gökhan komutanımında arabası var ya"
"Neyse hadi gelin bir kaçınız."
Tam kapıdan çıkarken suratsız yüzbaşı geldi. Bana olan kısa süreli bakışından sonra teker teker time çevirdi gözlerini."Eve mi beyler"
Bana baktı ve lafının devamını getirdi.
"Vede hanımlar"
"Evet komutanım araba bulmuşken gidelim dedik tabi izninizle"
Suratsız konuştu
" Hep beraber gidelim bitti benimde işlerim"
Suratsızında onayıyla taburdan çıktık. Benim arabama Oğuz, Doruk ve Yağız, Gökhan'ın arabasına ise yüzbaşı ve Fırat abi binmişti. Fırat abinin kendi evi olduğu için onu yolda bırakıcaklardı.Yağız'ın ağzı durmadı ve konuşmaya başladı.
"Komutanım nerelisiniz siz"
"İzmir"
İzmir'i oldum olası hep sevmiştim sadece oraya gidince yaşanmışlıklar aklıma gelirdi ve üzülürdüm."Anneniz babanız nereli?"
Yine ikisinin adını duymamla yüz ifadem ister istemez değişti. Onları anmak istemiyordum ama hayat bir şekilde yine ve yine karşıma çıkarıyordu.
"Ailem hakkında konuşmaktan hoşlanmam"
Yol boyunca bir daha hiç kimseden ses çıkmadı zaten ev yakın olduğu için çok sürmemişti.
Arabayı park edip eve doğru yürümeye başladım. Arkamdaki seslerdende timin geldiğini duyabiliyordum.
Asansöre doğru gittim ve timi bekledim çok geçmeden yanıma geldiler. Asansöre bindik.
Yağız yine ve yine çenesini tutamayarak konuşmaya başladı."Gökhan komutanım size bir soru 2 tane 2 kaç eder"
"4 gerizekalı"
"Yanlışşş 22"Yağız 'ın cevabıyla ensesine bir tokat yimesi bir oldu. Gökhan vurmuştu ki haklıydıda.
"Komutanım siz şakadan anlamıyonuz ki sorun bende değil sizde"
Hepimizin gülmesiyle bir uğultu oluştu.
Suratsız gene gülmüyordu.Asansörün kapısı açıldı ve ilk ben dışarı çıktım.
"İyi geceler"
Diyip daireme yöneldim.
Kapıyı açıp içeri girdim. Askılığa montumu asıp banyoya yöneldim.
Sıcak bir duşa ardındanda yumuşacık yatağıma ihtiyacım vardı. Sıcak suyun vüvuduma temas etmesiyle yeniden derin düşüncelere daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Dokunuşu
ActionYa gölgeden kaçıcaktım yada gölgenin ta kendisi olucaktım.Peki ben ne mi oldum? Gökteki ayın vede omzumda ki yıldızların esiri. Bayrağımın tutkunu, vatanımın koruyucusu. Acısı, Tatlısı, Mutlusu vede öfkelisini bırakırdı arkasında. Çünkü o izdi. Adı...