1

31 3 5
                                    

Claire yine sabah kahvaltısına geç kalmanın ıstırabını çekiyordu. Arkadaşı son birkaç gündür onu ortak salona devamlı geç kalmaya zorlamıştı. Bu sayede tıpkı kendileri gibi geç kalan Slytherin'li çocuklarla oturabileceklerdi.

Ortak salona geldiklerinde Alice hızlıca hedefine doğru ilerlemeye, Clair'de memnuniyetsiz bir surat ifadesiyle onu takip etmeye başladı. Slytherin'lilerden pek hoşlanmazdı. Bu zamana kadar Alice'de hoşlanmazdı, ta ki geçen hafta ilk defa biçim değiştirme dersine gelmeyi başarabilen ve Alice'in de radarına takılan John Bender'ı görene kadar. Arkadaşı kesinlikle ondan çok hoşlandığını söyleyip duruyordu ama Clair bunun doğru olmadığını biliyordu. Alice herkesten hoşlanırdı, tüm erkek varlıklarından. Sadece birine birkaç hafta takıntılık yapar, onunla çıkmayı başarır, ardından çabucak sıkılırdı. Bu seferkinin de böyle olduğuna emindi. Sadece bu sefer John gibi birini seçeceğini düşünmemişti. O aptalın tekiydi, hep böyle ifade ederdi. Derslere gelmeyi reddeder, Quidditch'de herkesi sakatlayıp bir ton ceza alır, kıyafet kurallarına asla uymazdı. Claire onun insanları sinir etmek ve tütün içmekten başka amacı olmadığını düşünürdü, hala da öyle düşünüyordu. Sadece Alice'in bunu anlaması biraz zaman alacaktı.

Genelini Slytherin'lilerin oluşturduğu masaya geldiklerinde Alice tam da John'un karşısına oturdu yüzünde aptal bir sırıtışla. Claire'de hemen arkadaşının yanına yerleşti ve masada kalan ne varsa bir tabak alıp kendine kahvaltı tabağını hazırlamaya başlamıştı. Kahvaltısını geç yaptığı zamanlar daha çok yeme isteği doğuyordu. Bu gidişle kesinlikle kilo alacaktı.

İki kızın gelmesiyle beraber birkaç göz hemen onlara dönmüştü yine. Buna alışkındılar, ikisi de oldukça güzel kızlardı. Ama Alice, John'un birkaç saniyeden daha uzun süren iğneleyici bakışlarıyla karşı karşıya kaldığında başını eğip iç çekmek zorunda kalmıştı. O sırada tabağına aldığı yumurtayı küçük parçalara ayıran Claire de uzun sessizlikten rahatsız olmuş, dikkatini John ve Alice'e vermişti.

"Josh, bu ikisi daha ne kadar bizimle oturacaklar tahminin varmı?"

Küçük arkadaş grubu John'un bu dediğine kıs kıs gülerken genç adam da bakışlarını Alice'den asla ayırmıyordu.

"Bahisleri açıyorum beyler; birkaç gün daha devam ederler diyenler sol tarafa, bir daha gelemezler diyenler sağ tarafa. Hadi bakalım"

Kısa sürede masanın sağ tarafı birkaç banknot ve bozuklukla dolmuştu. John ise tek eliyle cebinden çıkardığı parayı masanın sağ tarafına adeta vurarcasına koymuş, ardından alay edercesine sırıtmıştı.

"Cesaret edebilirseniz gelin bakalım"

Claire şu an bu alaycı tavırları görmemek, sadece kahvaltısını yapıp gitmek istiyordu. Arkadaşını bu duruma sokacakları başından belliydi. Kaç defa anlatmaya çalışmış, ancak Alice dinlemek istememişti.

"Sadece geç kaldık, her yer dolu olduğu için de buraya gelmek istedik"

"Öyle mi? Ben buna inanacak kadar aptal mıyım sence?"

Yeniden kahvaltısına dönen ve ağzına birkaç parça ekmek tıkmayı başarabilen Claire, John'un en sonunda dedikleriyle beraber artık kendini tutamamıştı.

"Evet, öylesin"

Şimdi tüm gözler masaya geldiğinden beri asla konuşmayan kıza dönmüştü. Alice arkadaşına "Ne yaptın sen?" dercesine bakarken onun umurunda bile değildi.

"Ah, balo kraliçemiz de konuştu. Şu Hufflepuff'lı olan, bana aptallık dersi veriyor"

"Sen binamdakilere aptal mı demeye çalışıyorsun?"

"Aynen öyle yapıyorum tatlım"

İstemsizce dişlerini sıkıyordu genç kız. Böyle durumlarda aklına söyleyecek pek bir şey gelmez, ama yastığa başını koyduğu an hemen beynine hücum ederdi. John onun sessizliğini korkusuna yorup gülerek oturduğu yerden kalktı.

"Gidelim çocuklar, kazanmamız gereken bir maç var"

A Tiny Hogwarts Story - John&ClaireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin