"Durun Bay Bender, adımları yanlış yapıyorsunuz"
Genç adam öfkeyle derin bir nefes verdi ve ellerini pes edercesine Madam Sprout'un elinden çekti. Artık bu işin fazla uzadığını düşünüyordu. Claire'in inadı yüzünden bu yaşlı profesörden vals öğrenmek zorunda kalmış, hiç de başarılı olamamış, şimdi ise pes etmeye hazırlanıyordu ancak baloda kendini de öylece rezil edemezdi. Bu yüzden her ne kadar yorulsa da profesörün hiçbir anlam veremediği adımlarını yeniden denemeye koyuldu. Birkaç adım geriye, yavaşça dön, sonra birkaç adım geriye... Ve tam o sırada Madam Sprout'un ayağına basmasıyla yaşlı kadın tiz bir çığlık attı.
"Baloda partnerinizin benim kadar sabırlı olacağını zannetmiyorum Bay Bender"
John dudak arasından, kısık sesle konuştu.
"Ben de partnerimin sizin kadar şişman olacağını zannetmiyorum Madam"
"Ne dediniz?"
"Hiç, hiçbir şey. Devam edelim diyecektim"
Ve yeniden dansa başladılar. Hogwarts'a geldiği an, bir baloya katılıp üstüne de dans edecek olması John'un kesinlikle aklına gelecek türden şeyler değildi. Bu sefer adımlarına biraz daha dikkat etmeye çalışarak devam ederken okul binasının bahçeye bakan balkonundan gelen seslerle bakışlarını o tarafa çevirdi.
"Dans eşinle ne kadar uyumlusun Bender!"
Alay edercesine söylediği sözlerin ardından o rahatsız edici kahkahası da peşinden gelmişti Oliver'ın. Tabi onun alaycı sözlerini duyan koridordaki diğer öğrenciler de balkona koşmuş, John ve Madam Sprout'un bu haline bazıları katıla katıla gülmüştü ancak John sakin görünüyordu. "Siz ne anlarsınız" anlamında kaşlarını kaldırmış ve yandan gülümsemiş, tek elini yaşlı kadının belinden çekip orta parmağını havalandırmış ama kadın eline hızlı bir tokat vurduğunda geri indirmek zorunda kalmıştı.
"Herkes balkondan dağılsın! Dersiniz yok mu sizin?!"
Madam Sprout'un tiz sesli bağırmasından sonra birkaçı nihayet gitmiş, birkaçı da John'a biraz daha alay ve küfür yağdırdıktan sonra balkondan ayrılmıştı. Artık neredeyse iki saat oluyordu. John bacaklarının ağrımaya başladığını hissetse de devam etmişti. Eğer balo yarın olacak olmasaydı asla bu işe kalkışmaz, katılamadığı Quidditch maçına koşardı. Yine de epey yol kat ettiği için içi rahattı.
Birkaç dakika sonra balkonda yeni bir yüz belirmişti. Yaşlı kadın ona gülümseyerek bakarken genç kız hemen oradan ayrılmış, aşağıya gelmek adına merdivenlere yönelmiş ve bahçeye inip ikilinin yanına gelmişti.
"İyi günler Madam"
"Sana da iyi günler Claire, salon hazırlıkları bitti mi?"
"Evet efendim, sadece yarın sabah gelecek buzdan heykelleri yerleştirmesi kaldı."
"Güzel, harika"
"İzniniz olursa John'u biraz ödünç alabilir miyim?"
"Alabilirsin, zaten biz de bitirmek üzereydik. Bay Bender'ın pek de iyi iş çıkardığını söyleyemem"
Claire bir anlığına John'a bakıp gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ve sonra Madam Sprout'a teşekkür ederek, John'u da peşinden sürükleyerek bahçeden çıktı. Okul binasına girdiğinde sesinde aceleci ve sitemkar bir ton vardı.
"Yüce Merlin aşkına burada ne yapıyorsun John?!"
"Aptal inadının cezasını çekiyorum. Sabahtan beri kaç kişiye dalga konusu oldum haberin var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Tiny Hogwarts Story - John&Claire
Fanfiction"Sabah okula yeniden başlayacak olan sen, kahvaltı için pankekinin üzerine muz mu yoksa çilek mi istediğine karar vermeye çalışırken ben berbat bir okul yılı ve yüzüm dağılana kadar dövülmek arasında bir seçim yapmak zorundaydım. Bu yüzden, bir daha...
