6

6 1 8
                                    

Sabah kahvaltısına artık yeniden erken gelebildiği için içinden şükürler ediyordu Claire. Her ne kadar Alice yanında yeni erkek arkadaşını da sürüklese umurunda değildi, sadece erken saatlerle karnına bir şeyler girebildiği için mutluydu. Genç aşıklar(!) aralarında bir şeyler konuşup gülüşürken Claire'de önüne çektiği kaseyi mısır gevreğiyle doldurmakla uğraşıyordu. Tam mısır gevreğinden biraz yemişken karşısına oturan bedenin varlığıyla başını kaldırmış, John'u gördüğü zaman sabırla nefes vermişti. Gelmesini en son istediği kişiydi ve en kısa sürede peşini bırakmasını umarken John her seferinde bunun çok uzun süreceğini ona hatırlatıyordu.
Bütün gözler ona döndüğünde tam ağzını açacakken Claire ondan önce davranmıştı.

"Alice? John daha ne kadar süre peşimizde dolanmaya devam edecek tahminin var mı? Yok mu? E bahisleri açıyorum o zaman"

Alice oturduğu yerde sessiz bir kahkaha patlatırken kendi lafının kendisine karşı kullanılmasını hazmedemeyen John sinirle gülümsedi.

"Sana da günaydın"

"Neden burdasın?"

"Beni ders çalıştırabilecek birine ihtiyacım var"

Onu dinleyen herkes ilk duyduğunda dediğine fazlasıyla şaşırmıştı. John ve ders çalışmak birbirine çok uzak iki kavramdı ve eğer John bunu istiyorsa bir şeyler ters gidiyor demekti.

"O zaman yanlış yere geldin. Burda seni çalıştırmak isteyen kimse yok"

"Sen varsın"

Alay edercesine gülümsedi genç kız

"Nerden çıkardın?"

"Hadi ama prenses!"

"Sana ders çalıştırmam John. Çok daha önemli işlerim var. Gidip arkadaşlarından birine sor"

Hiçbir işi olmadığını John da Claire de çok iyi biliyordu. Sadece geçen gün yanında aptal durumuna düştüğü ve kendini rezil ettiği kişiye belki de saatlerce ders çalıştırıp onunla birebir muhatap olmak fikri kulağa hiç de iyi gelmiyordu.

"Bende sana ait, insanların konuşmaktan çok hoşlanacağı sırrın varlığını unutuyorsun"

"Hayır..."

"Duymalarını ister misin?"

"Hayır! Hayır! Tamam, yapacağım. Sadece çeneni kapalı tut!"

Bunun bu kadar kolay olacağını tahmin etmemişti John. Muzip bir şekilde sırıtırken "güzel" diye mırıldandı sessizce, ardından mısır gevreği kutusunu kapıp oturduğu yerden kalkarken konuşmaya devam etti.

"Derslerden sonra kütüphanede buluşalım, iksir dersinden başlarız"

Sonra da arkasına bile bakmadan, ama yüzündeki sırıtış hiç silinmeden arkadaşlarının olduğu masaya ilerledi. Claire onun gidişini lanetler okuyarak izlerken Alice de hemen Claire'e dönmüş, kolunu sertçe dürtmüştü.

"Yüce Merlin aşkına neler oluyor Claire? Her seferinde anlatmanı bekliyorum ama boşuna. Ayrıca iksir dersinde olanları da fark etmedim sanma. John'un saçmaladığı o şeyler neydi?"

"Alice ben..."

"Bu sefer kurtuluşun yok. Dökül çabuk!"

Claire arkadaşının bu sefer çok ciddi olduğunun farkındaydı. Düşük modundan sonra iksir dersinde olanlardan şüphe çekmesi de artık Alice'i iyice meraklandırmıştı. Ve şimdi John'un bahsettiği "sır" meselesi de olayların tuzu biberi olmuştu. Anlatmadan kendisini salmayacağının farkındaydı. Derin bir şekilde nefes verdikten sonra göz ucuyla Austin'e baktı, ardından tekrar Alice'e döndü.

A Tiny Hogwarts Story - John&ClaireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin