"Profesörlerin şu sıralar başarısız olanlara yeniden deneme şansı vermeleri beni gerçekten rahatlatıyor"
Claire iksir malzemelerini önünde duran ufak kazanda karıştırırken Alice'in de hala gerekli olan otları ayıklamakla meşgul olduğunu gördü. Hazırlaması gerçekten de zor bir iksirdi, öyle ki iki derstir bütün sınıf sadece bununla uğraşıyordu. Claire'in kazanındaki sıvı en sonunda hafif parlak bir hal almaya başladığında rahatlamışçasına bir nefes verdi, doğru yaptığını gösteriyordu bu.
"Beni de, yoksa çoğu dersten kalırdık. Özellikle de sen, bu ara kafan çok dağınık Claire. Hem John'a ders anlatmaktan kendin çalışamıyorsun bile"
Alice haklıydı. İkili çok uzun zamandır kütüphaneye gitmemiş, hatta Claire bu hafta adam akıllı hiç ders çalışmamıştı. İksiri karıştırmaya devam ederken gözleri sınıfı taradı hızlıca, John'un gelmediğini biliyordu ama yine de arkadaşlarının olduğu yerden gözlerini alamıyordu. Josh ve Robert konuşurken onun tüm gün boyunca Quidditch antrenmanında olacağını, uzun zamandır oynamadığı için maça çıkmadan önce çalışması gerektiğini söylediklerini duymuştu.
"Öyle, ama yardıma ihtiyacı var Alice"
Arkadaşı göz devirerek yeniden iksir yapımına odaklandığında Claire'de sonunda parlaklığını almış sıvının alttan yanan ateşini söndürdü. Bittiğini düşünüyordu, en azından Profesör Snape'in anlattığı tüm özellikleri karşılayacak kıvama gelmişti. Vakit kaybetmeden hemen elini kaldırdı, onun bitirdiğini anlayan Snape de hızlı adımlarla kızın yanına geldi.
"Geçen haftaya göre daha iyi bir iş çıkarmış görünüyorsunuz Bayan Standish"
Sonra kazanın içindeki kepçeye benzeyen kaşığı alıp iksiri hafifçe karıştırdı. O sırada sınıftaki bütün gözler kendisine dönmüş, meraklı bakışlarla Snape'in ona geçer not verip veremeyeceğini konuşuyorlardı.
"Her şey doğru görünüyor. Bize kokusunu tarif edin lütfen"
Ve işte Claire'in en merak ettiği kısım gelmişti. Üzerinden dumanlar çıkan kazana doğru hafifçe eğilip sıvıyı koklamış, duyduğu kokuyla da istemsizce kaşlarını çatmıştı. Bu kokuyu çok iyi biliyordu.
Flashback
Elindeki battaniyeye sıkıca sarılmış bir şekilde girmişti yatakhaneye. Alice'in peşinden seke seke gitmiş, ardından da kendini gülerek yatağa bırakmıştı. Alice onun bu neşeli haline anlamsız bakışlar atarken arkadaşının yanına gitmiş, hemen battaniyeyi elinden alıp kolunu dürtmüştü.
"Neler oluyor Claire?"
Claire kaşlarını çatarak hemen tekrar battaniyeyi Alice'den aldı.
"Neyden bahsediyorsun?"
"Şu suratının haline bak. Yanakların kıpkırmızı, tıpkı delirmiş gibi gülüyorsun. Hem sanırım ben de olduğunu da biliyorum"
Sözlerinin ardından Claire'in boş bakışlarını fark ettiğinde bıkkınlıkla bir nefes verip yeniden konuştu.
"Sen John'dan hoşlanıyorsun Claire"
"Sus öyle deme!"
Claire sitemle arkadaşının koluna elindeki battaniyeyle vurduktan sonra gülümsemesi de hemen silinmişti. Alice onun yüzündeki ifadeden bunu apaçık bir şekilde anlayabiliyordu, anlamaması da imkansızdı. Ama Claire yanlış bir şey yaptığını düşündüğü için hemen inkar etmek istemişti. John, Alice için hep yanlış kişi olmuştu. Peki kendisi için? Arkadaşının eskiden hoşlandığı ve arkadaşını gerçekten de üzmekten geri durmayan biri onun için doğru kişi olabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Tiny Hogwarts Story - John&Claire
Fanfic"Sabah okula yeniden başlayacak olan sen, kahvaltı için pankekinin üzerine muz mu yoksa çilek mi istediğine karar vermeye çalışırken ben berbat bir okul yılı ve yüzüm dağılana kadar dövülmek arasında bir seçim yapmak zorundaydım. Bu yüzden, bir daha...