A Tiny Hogwarts Story - John&Claire

16

Medya: Bölüm şarkısı 😗😗 birkaç gündür aşk yaşıyorum bu şarkıyla

Gözlerini, yanağına dokunan soğuk parmakların varlığını hissettiğinde ancak açabilmişti genç kız. Uykusunun bölünmesinin rahatsızlığıyla kaşlarını çatmış, ama sonra John'un varlığını ve nerede olduğunu hatırladığında hemen olduğu yerde doğrulmuştu. Onun bu hareketi John'un da geri çekilmesini sağlamıştı.

"Saat kaç?!"

"Şşh! Bağırma. Diğerlerini uyandıracaksın"

Şaşkınlıkla etrafına baktı hemen Claire. Josh da Robert da bir köşeye kıvrılmış, çoktan bilmem kaçıncı rüyalarının keyfini çıkarıyorlardı.

"Neden uyuyorlar? Gitmediniz mi? Çoktan bensiz gittiğinizi düşünmüştüm ama-"

"Gitmek için uyandırdım zaten seni. Hadi kalk bakalım"

Sözlerinin ardından hemen ayağa kalkmış, elini de Claire'e uzatıp onun da kalkmasını sağlamıştı John. Claire dağılmış kıyafetlerini ve saçlarını düzeltmeye koyulurken o da yatağın üzerine çıkardığı ceketini tekrar giymişti. Sonrasında ise gelmesini işaret ederek kapıya ilerlemeye başladı.

"Peki ya onlar? Uyandırmayacak mısın?"

"Hayır. Kuralları hatırlamıyor musun?"

"Ama beni uyandırdın"

"Sen farklısın"

John'un son dedikleriyle hem şaşırmış, hem de gülmeden edememişti ama dediğini de sonradan fark eden John hemenboğazını temizleyerek toparlamaya çalışmıştı.

"İlk defa bizimle geldiğin için öyle dedim. O yüzden farklısın. Yoksa-"

"Anlıyorum John, merak etme"

~

Okuldan çıkmak ikili için fazla zor olmamıştı. John bu sefer gürültücü arkadaşları olmadığı için mutluydu.

Çok bilinmeyen, ama John'un sık sık kullandığı gizli geçitten Diagon Yolu'na çok kısa bir sürede çıkmışlardı. Claire hem tesadüfi bir şekilde John'la yine baş başa kaldığı için mutlu, hem de sıcacık yerden ayrılıp dışarının soğuğuna çıktıkları için mutsuzdu. Ama birinci durumu daha çok göz önünde tutmak istiyordu şimdilik. Tam bir date olmasa da John'la date'e çıkmış gibi hissettiren bir andı.

"John?"

Ellerini kalın ceketinin cebine sokmuş, tam yanında yürüyen John'a birazcık, sadece birkaç adım daha yaklaşmıştı.

"Evet?"

"Koluna girebilir miyim?"

"Neden?"

Sorgulayıcı gözlerle kendisine bakan John'la göz göze geldiğinde oflayarak omuz silkmişti.

"Unut gitsin"

Ama aralarındaki kısa sessizlikle beraber John'un kıkırdayan sesini duyduğunda sadece dalga geçmek için söylediğini anlamış, hemen sitemle yeniden dudaklarını aralamıştı.

"Sadece üşümüştüm!"

"Tamam tamam ağlama, gel"

İki elini de cebine yerleştirip tek kolunu Claire'e uzattığında genç kızın siniri hemen geçmiş, gülümseyerek John'un koluna girmişti. Ama onun tuhaf bakışları hala üzerinde geziniyordu hatta bi' ara Claire'in yüzüne doğru eğilip dudaklarını bile incelemişti.

"Claire?"

Genç kız sonunda onun bakışlarından rahatsız olup parmağını alnına bastırmış ve kendinden uzaklaştırmıştı.