Welcome to Asgard!

604 56 48
                                    

Asgard'a gelmiştik. Gözlerimi kamaştıran bir güzelliği vardı adeta. Çok da heyecanlıydım ama elim o kadar yanıyordu ki bu güzelliklerinin hiçbirini düşünemiyordum şuan.

- İyi misin Leydi Potts?
- Elim yanıyor, lanet mi yaptın ben dokunmayayım diye doğru söyle.
- Hayır tabiki, DNAnla ilgili olmalı. Annem şimdi krem hazırlar ve neden böyle bir şey olduğunu anlar. Tutun bana uçurayım seni saraya dedi Thor.
- Vayy şair yanımız da var diyorsun
- Loki'den öğrendiklerimiz kadar dedi Tanrı ve Rena ona tutunduktan sonra ikisini de saniyesinde saraya ışınladı.

      Saraya girdiğimizde Thor etrafta annesini aramaya başladı. Bu olayı çözdükten sonra Odin'e haber vereceğini söyleyip hızla bir odaya daldı.  O sırada gördüğüm resimleri inceliyordum ki Thor'u kaybettiğimi fark ettim. Hemen hızlıca gittiği yöne gittim ve açık kapılı odaya dalmamla bir şeye çarpıp yere düşmem bir oldu. Bir şeyden ziyade bir tanrıya çarptım desem daha mantıklı olur.
   - Önüne mi baksan aptal Midgardlı diyerek lafa girdi Loki.
  - Kaldırmak için elini uzatsan fena olmazdı Tanrı bozuntusu.
  - Ne dedin sen, laflarına dikkat et diyerek üstüme yürümeye başladı ki Thor'un gür sesi ile yerinde kaldı Loki.
   - Loki kes saçmalığı, annem nerde çabuk söyle. Rena sen de yanıma gel diyerek beni kolumdan çekip yanına  getirtti.
   - Annem bahçede , haber verip gelmesi uzun sürer. Noluyor ayrıca ne bu telaş? Hem bu çocuğun ne işi var burda?
   - Sensin çocuk. 21 yaşında bir yetişkin var senin karşında. Hem senin ışınlanma yeteneğin falan yok mu git haber et , dedim Loki'ye yüzümü dönerek.
   - 1000 yılı aşkındır yaşadığımı düşünürsek baya çocuksun benim için. Hem gücümü senin için kullanacağımı da nerden çıkardın?

     Son lafını bana karşı bir adım atarak söyledi ki aramızdaki mesafe azaldı. Hemen önüme dönüp Thor'a odaklanmaya çalıştım. Tam o sırada arkamda bir nefes hissettim ve Loki kulağıma eğilip konuşmaya başladı:
  "Demek beni çekici buluyorsun midgardlı, onur duydum." diyerek kıkırdadı.
      - Sen benim zihnime mi girdin ya, ne uyuz bir şeysin sen!?!?
     -Loki , ya annemi getir ya da zorla getirmen için bir şeyler yapayım, kız acı çekiyor senin eğlence aletin değil diye kükredi.
       Bunun üzerine Loki gözlerini devirerek benim yanıma geldi ve yanan elimi tutarak kendi avucunun içine aldı. Sonrasında diğer elini havadan elimin üzerinde gezdirmeye başlamıştı ki kapı açıldı.
Kapı açılana kadar dikkatle Loki'yi izliyordum.
Açılma sesi ile dalmış olmalıyım ki yerimden zıpladım. Kendime geldiğimde ise bize doğru gelen Frigga'yı gördüm.
   -Lokicim bundan sonrasını ben hallederim tatlım, merhaba Rena diyerek tanrının omzunu sıvazladı ve geri çekilmesini sağladı.
    - İsmimi nerden biliyorsun, hepinizin zihinle ilgili gücü mü var? Ama Thor'a kas gücü kalmış sadece çok adaletsizce diyip Thor'a dönerek sırıttım.
-Tatlım soyum gereği her şeyi hissedebiliyorum diyip elini elimin üzerinde gezdirdikten sonra elimin acısı geçti. Sonrasında kraliçe omuzlarımdan tutup beni süzdü. Ardından da anlam veremediğim bir şekilde sarıldı.
- Bu duygusallığa gerek var mı anne diyerek araya girdi Loki.
- Loki haklı, işiniz bittiyse onu geri göndermem gerek. Aslında göndermeden önce onun ne olduğunu anlayabiliyor musun anne? Midgardlı olamayacak kadar değişik özellikleri var .
- Midgardlılardan biraz fazla zekiyim diye bu kadar abartman gerekiyor mu gerçekten Midgardın koruyucusu?
- Uuuu güzel laftı, sevdim dedi Loki bana dönerek.
- Kızda tuhaflık yok Thor. Geri gönderebiliriz fakat belki de bir süre Asgard'da kalmak ister. İster misin Rena?
-Evet
- Hayır
Ben evet diye çığlık atarken aynı anda Thor da hayır lafını basmıştı. Ters ters ona bakmaya başlayıp konuşmaya başladım:
- Nedenmiş o acaba?
- Babam izin vermez de ondan. Ayrıca şuan onun huzuruna çıkıp olayları anlatmamız gerekiyor.

Thor'un bu dediğinden sonra büyük salonda oturan Odin'in tanına gittik. Thor tüm olup biteni anlatmaya başladı. Odin'in bakışları değişikti. Anlamdıramadığım bakışları vardı şuan üzerimde. Thor konuşmayı bitirdikten sonra kısa süreli bir sessizlik oldu ve Odin ile Frigga kendi arasında konuşmaya başladılar, sonrasında Odin lafa başladı:
- Bu tuhaflık kafamı kurcaladı biraz doğrusu. Aslında enerjisinde çok tuhaflık hissetmiyorum ama Thor'un anlattığı şeyler tuhaf. Eşim Frigga ile ortak kararımız ile Rena'nın bir süre Asgard'da kalmasını ve hatta Tesseract ile ilgili çalışmalarını burada devam ettirmesini istiyoruz. Bu sürede yaydığın enerji ile ilgili Frigga ve oğlum Loki araştırma yapabilir, dimi Loki?
- Baba beni neden katıyorsun ki, bu aptal midgardlının verdiği enerji sadece aptallık.
- Ah, inan bana senin verdiğin enerjiyi algılamak için tanrı olmaya gerek yok. Baştan aşağı küstahlık!
- Tamam bu kadar yeter! Marja sana odanı gösterecek. Thor sen de Midgard'a dönüp Rena için haber ver ve eşyalarını getir. Taşı da unutma ayrıca!

Odin'in dediklerinden sonra isminin Marja olduğunu öğrendiğim kız ile odama gittim. Karşı odanın kapısı çok ilgimi çekmişti. Yılan detayları olan zümrüt yeşili bir kapıydı. Benimki ise dümdüz siyahtı. Kıskanmadım diyemeyeceğim. Odaya girdiğim gibi Marja'ya teşekkür edip kendimi yatağa attım. Marja da çıkmadan önce 2 saat sonra yemek için aşağıda bulunmam gerektiğimi hatırlatıp odadan çıktı.

Bu sırada Thor Midgarda varmış, olan biteni meraklı Avengers üyelerine anlatmaktaydı:

-Tony, Rena'yı en iyi annem anlayabilir. Güçlerle ilgili vücudunda farklı şeyler dönüyor. Burda tehlikede olabilir. Ayrıca babamın kesin talimatı var. Çalışmaları bitene kadar Asgard'da kalmak zorunda.
- Sana kaç kere dedim Tony. Rena uzak kalacak dedim. Şuan tam da içinde diyerek Tony'ye çıkıştı Pepper.
- Pepper sakin olmalısın, eminim ki bir şey çıkmayacaktır. Hem dünyada onu hepimiz daha rahat korurduk ama 1 hafta dayanabiliriz bence dimi Thor diyerek lafını bitirdi Natasha.
- Rena'yı gözümün önünden ayırmayacağım Leydi Potts, emin olabilirsiniz.
- Loki de orda dimi dedi Steve
- Evet ama ikisinin bir araya gelmemesi için her şeyi yaparım. Loki asla Rena'ya zarar veremez. Şimdi izin verirseniz Rena' nın çalışmalarını ve taşı alıp gitmem gerek. Ciddi bir şey olursa mail göndermeyi unutmayın diyerek laboratuvara yöneldi tanrı ki Clint arkasından seslendi:
- Bilgisayarın var mı ki?
- Hayır neden olsun?
- Bu tanrı bozuntusu beni öldürecek dedi göz devirerek Tony.

Yemek saati geldiğinde yemeğe inmek için hazırlanıp odamdan çıkmak için kapıya yöneldim. Koridora çıkıp yürümeye başladığımda arkadan biri seslendi:
- Nasıl yani bir midgardlı ile beraber mi yemek yiyeceğim?
- Sana da merhaba Loki, ayrıca ismim midgardlı değil Rena. Bunu aklında tutabilecek kadar zeki misin?
Bunu arkama dönmeden söylemiştim. Cümlem bittiği gibi Loki beni kolumdan çekip kendine çevirdi ve ardından da duvarla kendi arasına sıkıştırdı beni.
- Laflarına dikkat et, yüksek zekan burda seni kurtarmaz.
- Tam olarak neyden kurtarmaz?
- Benden.
Son dediğinden sonra elini alnıma koydu. Bu yaptığı hareket ile beynimden elektrik geçişi olduğunu hissettim ve sanırım aynısı onun eline de olmuş olacak ki elini hızla alnımdan çekip yüzüme şaşkın ama aynı zamanda da sinirli şekilde bakmaya başladı. İşte bu hareketi sabrımı taşıran son damla olmuştu. Sinirle yüzüne yumruğumu geçirdim. Bu tepkimi beklemiyor olacak ki dengesini kısa süreli kaybetti. Bunu kendime şans olarak görüp omuzlarından itmeye başladım. Tam o anda ellerinde hançerleri belirdi ve üzerime doğru yürümeye başladı. Tekrar duvara yaklaşıyordum ve kaçacak yerim kalmamıştı. Risk almam lazımdı yoksa böbreğimi deşecekti bu Tanrı bozuntusu. Hızla üstüne atladım ve bacaklarımı beline sardım, ellerim ile de saçlarına yapışmış çekmeye çalışıyordum. Bu hareketimle hançerlerini bırakmak zorunda kaldı ve sinirle bağırdı:
- Bırak saçlarımı bak sonu çok kötü biter , elimden kurtulamazsın Midgardlı!
- İsmin Rena, ukala şey!

Saçına o kadar sert yapışmıştım ki ne yapsa asla ayıramıyordu elimi. En sonunda sinirle büyü yapmaya karar verdi ve elinden yeşil ışınlar çıkmaya başladığı anda bu sefer de kolunu ısırmaya başladım. Bu ikimizin de dengesini bozdu ve beni savurmaya çalışırken ikimiz de yere düştük. Benim gerime doğru düştüğümüz için tüm ağırlığı ile üstümde kalmıştı ve kaburgalarımın kırıldığını hissediyordum adeta.
- Oha oğlum kaç kilosun sen ya dedim sesimi çıkarabildiğim ölçüde
- En başından düzgün dursaydın bunlar olmazdı dedi yeşil gözlerini benim gözlerime dikerek ve devam etti: "Gözlerinin yeşil olduğunu fark etmemiştim." Bu dediği içimde anlamdıramadığım değişik bir his oluşturdu. Bir süre gözlerimiz birbirine kitli şekilde durduk ki yandan gelen bağırma sesiyle göz temasımız kesildi:
- NOLUYOR BURDA?!?!?

Hellooo, hikaye yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor. Tam bir kurguyu oturtamadım ama iyi gidiyor gibi sanki şuan. Görüş ve önerileriniz varsa yazarsanız sevinirim. Tahminlerinizi de duymak isterimmm. Öpüldünüz

Falling in love with Loki?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin