Falling in love with Loki?

Learn the truths

Hava kararmaya başlarken Loki ile balkonumda oturuyorduk. Bacaklarımı kendime doğru çekmiş, vücudumu Loki'nin göğsüne yaslamıştım. O ise kolları ile beni sarıyordu. Ağrılarım geçmiş, uzun süre sonra ilk kez kendimi huzurlu hissediyordum Loki'nin kollarında... Düşünecek, cevaplanacak bir ton soru vardı ama bu anı bozmayı hiç istemiyordum. Gözlerimi kapamış hayallere dalacakken aniden aklıma bir soru düştü: "Biz şu an temas ediyorduk ama ikimiz de zarar görmüyorduk, nasıl mümkündü bu?"

Bu konuyu hatırlamam ile hızla Loki'den uzaklaştım. Bu yaptığıma şaşırmış olacak ki yaptığımı anlamlandıramayan gözlerle bana bakmaya başladı.

-Canın yanmadı mı hiç?
-Niye, merak etme ya o kadar da ağır değilsin.
-Salak onu mu diyorum, sana temas ediyordum ama bir şey hissetmedik ikimiz de. Nasıl mümkün oldu bu?
-Aaa evet doğru. Bilmem düşünmedin, heyecanlanmadın diye sanırım.
-Artık bu konuyu annenle konuşmamız gerekiyor Loki. Daha bir sürü konu var ayrıca. Kim olduğumu bulmak bunların başında geliyor.
-Belki öğrenmemek daha iyi olur. Biz sırrını çözersek diğer diyarlardaki düşmanlar da öğrenecek. Elfler, buz devleri... hepsi senin için gelecek.
-Abartmasak mı, o kadar önemli biri değilimdir bence.
-Hadi amaa benimle evleneceksin, tabi ki çok önemli biri olacaksın.
-Ego tanrısı da konuştu. Belki ben de tanrıçayımdır. Ayyy ne tanrıçasıyımdır acaba? Bence kesinlikle zeka tanrıçasıdır. Tony'i bile solladığıma göre.
-Ego tanrıçası da diyebiliriz bence. Benden az kalır yanın yok nasılsa. Neyse ben şimdi Thor ile buluşmaya gidiyorum. Sen de uslu uslu odanda otur, bir arıza çıkarma sakın tamam mı?
- Thor ile ne işin var yaa?
-Seni kaçırma planları yapacağız güzellik. Diyerek yanağımdan makas alarak odadan çıktı Loki.

  Loki gideli bir saat olmuştu ve benim canım sıkılmaya başlamıştı. Aklıma Frigga ile konuşmak geldi. Sonuç olarak Loki erteleyip duruyordu bu mevzuyu. İlk baş çalışma odasına baktım. Oda boştu. Hala buranın kapısını nasıl açabildiğime şaşırıyordum. Daha sonra yukarı katlardaki oturma odalarına bakınmaya başladım. Frigga'yı ararken Thor ve Loki'nin oturduğu salonu buldum. Az kalsın içeri dalıp yakalanacaktım ki son dakika kendimi frenleyerek saklanıp onları dinlemeye başladım.

-Bilmiyorum Loki, onu Midgard'a götürmek ne kadar doğru olur?
-Buna ihtiyacı var Thor. Görmüyor musun gözlerimin önünde çöküyor. Sevdikleri ile beraber olmalı. O sırada ben de daha rahat hakkında araştırma yapabilirim. Kim olduğunu öğrenip ona göre onu korumalıyız.
-Korkuyor musun? Onu kaybetmekten?
-Aşık oldum ona, sanki ruh eşimi bulmuş gibiyim ve enerjim ona can mı veriyor yoksa canını mı alıyor bilmiyorum bile. Bu bilinmezlikler çok fazla...
-Ben arkandayım kardeşim, izin ver destek olayım sana.

Thor elini Loki'nin omzuna atmıştı. Tam o anda içimde kötü bir his yayılmaya başladı. Ya enerjim Loki'ye daha ciddi zararlar verirse? Bunu kesin olarak öğrenmek zorundaydım. Koşarak ordan uzaklaştım ve Frigga'yı aramaya devam ettim.

Sif ile oturmuş çay içiyorlardı baktığım en son salonda. Kan ter içinde kalmış şekilde konuşmaya başladım.

-Frigga, seninle çok acil konuşmak zorundayım.
- Ciddi bir şey yok dimi Rena?
-Yapmayın siz cadısınız. Ne hakkında olduğunu tabi ki biliyorsunuz.
-Tamam gel balkona çıkalım.

   Balkona çıktığımızda gözüm bana sinir olmuş şekilde bakan Sif'e ilişmişti ama şu an onu umursayacak konumda değildim. Nefes alış verişlerimi düzenledikten sonra hiç vakit kaybetmeden konuya girdim.

-Benim hakkımda ne biliyorsunuz? Her şeyi öğrenmem lazım. Enerjimi, zarar verip vermeyeceğimi. Özellikle Loki ile ilgili olan detayları.
- Enerjimi üstünde kullanmadan bazı şeyleri netlikle söyleyemem ama tek bildiğim şey üvey olduğun. Ailen gerçek ebeveynlerin değil. En azından biri...
-Nasıl yani, yarı insan mıyım?
-Aynen öyle. Enerjin Loki'nin enerjisi ile çok benzer. Loki en başından beri bunu hissediyordu. Ama sadece kendi kısmını anlayabildi. O yüzden senin enerjini de kendisininki gibi yeşil sandı. Fakat senin enerjin mor renkte ki bu da gözlerinin mora dönmesini ve mor renkte kanamalarını açıklıyor.
-İyi de siz bunu hiç görmediniz?
-Ne demiştin, ben cadıyım unuttun mu tatlım?