24.

32 6 5
                                    

Ve sonra bir kurşun sesi yankılandı odada. Kafamı kapıya çeviremedim ancak gözlerimi açacak cesareti toplayabildim. "Ne oluyor?" Diye sordu Yavuz bize doğru gelirken. Sevgili miyiz? Yoksa o bana saldırıyor mu anlamaya çalışıyordu. 

"O- o," dedim gözümden süzülmeye başlayan yaşlarla ki o ne olduğunu anlamasıyla Ahmet'i kendine çevirdi. Ahmet'in kolunu ters çevirip elinde ki çakıyı düşürmesini sağlayıp, benden uzaklaştırdığında fark ettim ki herkes buradaydı. Yavuz Ahmet'i yere yıkmış yumruklarken Ahmet karşı gelmeyi bırak hareket bile edemiyordu.

İnsanların bakışları tamamıyla bizim üzerimizdeydi fakat kimse kapıdan içeriye girmeye cesaret edemiyordu. Yavuz'un gözü dönmüştü. Ahmet kendini korumaya çalışıyordu. Herkesin gözünde merak ve tedirginlik vardı. Bedenimin kasılmasının geçmesiyle hızlıca çıktım odadan ve sonra evden. Koşmaya başladım sonra, ne kadar oluyorsa o kadar uzaklaşmak istedim bu evden. "Betül!" Yavuz'un sesiyle daha da hızlandım fakat o benden hızlıydı. Sıkıca kolumu tutup beni kendine çevirdiğinde gözlerinde ki ateşe karşılık verdi gözlerimde ki korku.

"Çek elini!" Diye bağırdığımda hızlıca elini çekti. Derin bir nefes ayrıldı dudaklarımdan. Orada ki banka oturdum. Ve dirseklerimi dizimin üzerine koyup ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya devam ettim. Yavuz'un yanıma oturduğunu hissettiğimde biraz daha kayıp uzaklaştım ondan.

"Betül," diye mırıldandı. "Benden uzaklaşma." Ne gariptir ki ben sesin de acı ve hüzün hissetmiştim. Ellerim ayrıldı yüzümden ve ona baktım fakat o tam karşısına bakıyordu. "Ben sana asla böyle bir niyetle yaklaşmam." Hiçbir tepki vermeden ona bakmaya devam ettim. Bana üzüldüğü için mi bu açıklamayı yapıyordu? Kelimelerinde hissettiğim acı bana karşı mıydı?

Sonra önümüzde siyah bir araba durdu. Ne şanstır ki içinden Ahmet çıktı. Yüzü darmadağın olmuştu. Üzerinde ki kıyafet parçalanmıştı ve çıplak teninde morluklar vardı. Bunların hepsini o kadar kısa süre de Yavuz mu yapmıştı? Aslında bir erkeğin böyle bir konuda hassas olması, böyle durumda ki bir kıza yardım etmesi çok hoştu ama Ahmet'in bu hali çok korkunçtu. İkimiz de ayağa kalktık.

Bize doğru yürüdüğünde elinde bir silah vardı. "Sonun geldi Yavuz!" Silahı direkt olarak ona yönelttiğinde bedenim tekrardan soğukla birleşmeye başladı. "Kızı içeri alın." Zar zor çıkan nefesleri kulağıma ilişirken bedenimin kasılmasını engellemeye çalışıyordum. 

Ne yapacağımı bilemez bir halde adımlarım geriliyordu. Sonra birden Yavuz'un koca bedeni geçti önüme. Elini yumruk yapmış her an saldırmaya hazır bekliyordu ve bana doğru gelen adamlar Yavuz'un önüme geçmesiyle durmuşlardı.

Beni kaçırdıklarında bana yumruk atan adamın kolunu kırmıştı. Sonra beni boğanları kovup bana yardım etmişti ve şimdi, şimdi beni Ahmet'ten koruyordu ama neden?

Neden yapıyordu bunları bilmiyordum ama bir dağ gibi önümdeydi şimdi ve ben o dağa çok güveniyordum. Sırtımı o dağa yaslamak ve asla oradan kalkmamak istiyordum. Ama içimden bir ses bu dağın yok olacağını söylüyordu. 

En başlarda beni kaçıran adam şimdi beni kaçırmaya çalışan adamlardan beni koruyordu. Ona çekilen silahlardan korkmuyor aksine saldırmak için hazır bekliyordu.

Önümde bir kalkan gibiydi ve ben onun arkasında bir enkaz gibiydim. İyi hissettiriyordu, benim yanımda oluşu durum kötü bile olsa güçlü hissettiriyordu. 

Sonra bir şey oldu ve Ahmet'in elinden silahı alıp onlara çevirdi.Sonra elinde ki silahı bana uzatıp, "Kendini koru!" dedi. Sıktığı yumruklarını Ahmet'e sallarken. diğer iki kişi de etrafını sarmıştı. Üç kişiye tekti. Fakat bu sorun olmamıştı. İki kişi arkasından ellerini bağladığında sağ elini hafifçe arkasına doğru döndürüp kolunu tutan adamın koluna sardı ve sıkıcı tutup sol tarafındaki adama vurdu. 

Kız Kıza Gezelim Bu GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin