39.

11 0 0
                                    

Ve işte gidiyorduk. Saat kaçtı? Bu karanlık hava da mezara gitmek ne kadar akıllıcaydı?

Akıl? Aahhah, akıl mı kalmıştı? Zaten kalbimin aklı olsa Yavuz'u sevmezdi. Sırıttım kendi kendime. Neydi bu acının tatlı tebessümü mü?

"Teşekkür ederim." Dedi.

"Neden? Kim olsa yapardı bunu." Cevap vermeden durdu arabayı. Sonra indik arabadan ve yürümeye başladı karanlıkta. Kaldım aynı yerde.

"Çok karanlık değil mi?" Diye seslendim. Gece vakti mezarlığa gelmek ne kadar iyiydi? Fener açtı sonra ve beni bekledi. Yanına gittiğimizde annesinin mezarının önünde bir adam duruyordu. Sırtı bize dönüktü ve hareketsizce öylece duruyordu. Nefesim kesilir gibi oldu. "Ç-çarpılmayız değil mi?" Nefeslerim dudaklarımdan ayrılırken daha da gerildim. "Yavuz?"

"Baba." Diye mırıldandı Yavuz. "Sen misin?"

"Geldin mi oğlum? Hep geliyor musun buraya? Ne yazık, bu mezar boş. Annenin kulelerini denizden bulamamışlardır." Adam gayet sakindi. Fakat Yavuz çoktan burnundan solumaya başlamıştı. Derin bir nefes verdim. İşte o andını içtiği baba öldürme sahnesi. Adımlarım geriledi ama yapıştım Yavuz'un koluna. "Bu kız kim? Annenle mi tanıştıracaksın onu?" Bize döndü adam. Dudaklarım aralandı. Bu adam Yavuz'un yaşlı hali gibiydi, benzemiyorlardı onlar aynıydı. "Yoksa ona aşık olacak kadar aptallaştın mı? Bana dönüşmene az mı kaldı Yavuz?"

"Hayır." Dedi dişlerinin arasından. "Ben sana benzemiyorum." Babasına kilitlenmiş bakıyordu ve beni görmüyordu bile. "Hem sen ne yüzlü annemin mezarına geliyorsun?"

"Karım o benim." Derin Bir sessizlik oldu mezarlıkta ve Yavuz hiç beklemediğim bir anda babasının üstüne atladı. Yere düşen fener tam olarak onları aydınlatıyordu. Yavuz şimdi başka biri gibi bakıyordu. Bir cani gibi.

"Yavuz hayır, yapma, yapma!" Nedensiz bir acı hissettiğimde dizlerim üstüne çöktüm.

Ah babam sen benim anneme dokunamazdın bile. Biz öyle Sevgi doluyduk ki, şimdi sevdiğim adamı böyle görmek ürpertiyor beni. Eğer sen olsan bana bir şey söylerdin değil mi baba? Seni çok özledim.

Benim için de buğulu bir ses çınladığında tekrar Yavuz'a baktım.

"Gördün mü?" dedi babası. "Onu mahvetmeye başladın bile. Kabul et oğlum sen elbet bana dönüşeceksin." Yavuz yüksek sesli bir çığlık attığında. Farklı birine dönüşüyordu sanki, sanki içinde yatan psikopatı ortaya çıkartıyordu. Babasına baktım tekrar, ağzından akan kanlara. Sıktım sonra gözlerimi kapattım.

Bir silah sesinin patlamasıyla, durdu düşüncelerim, sanki her şey duraksadı, sanki sıkılan kurşun bana isabet etti. Yere yığıldı bedenim.

Gözlerimi açtığımda hastanedeydik. Etrafıma bakındım telaşla. Neden bilmiyorum ama içimde anlamsız bir telaş vardı. Kızlar odaya girdiler. "Betül." Dedi Sümeyye. "Ne oldu?"

Cevap vermedim.

"İyi misin?" Dedi Hicran.

Sustum.

Cevaplar ağzıma geldi ama dudağımdan çıkmadı. Sonra kapıdan içeri babamın girdiğini gördüm. Kaşlarım çatıldı.

"Baba?"

"Kızım." Dedi saçımı okşayıp. Öptü saçlarımı. "Ne oldu güzel kızım?" Gülümsedim. Babama sarılmak istedim ama olmadı. Yapamadım. Sonra odadan içeri Yavuz girdi.

"Bak baba bu benim hayatımı yaşayacağım adam." Sırıtıyordum hala fakat babam ciddileşti.

"Hayır!" Dedi sert ve gür bir sesle. "Bu adamla olacaksan beni unut."

"Ama baba neden?" Yavuz yanımıza geldi ağır ağır. Ruhsuzca baktı bize ve sonra bir silah çıkarıp babama doğrulttu.

"Yavuz!" Dedim kulağına bağırarak ama o sanki beni duymadı. "Yapma yalvarırım. Lütfen Yavuz, lütfen."

Korkmadı babam. "Son uyarım kızım." Yavuz'a bir an bile bakmadı. "Dikkat et kendine. Seni se-" Yavuz patlattığı silah sesiyle çığlık attım.

"Hayır!" Nefeslerim hızlandı. "Baba!" Hızla yataktan doğrulduğumda her şeyin bir rüya olduğunu anlamıştım. Nefeslerimin hızı kesilmedi. Kızlar etrafıma doluştular.

"Betül iyi misin?"
"Betül?"
Sesleri buğulu geldi kulağıma.

"Yavuz." Dedim. "O burada mı?'

"Evet." Bedenime bir titreme ilişti ve sonra hızla kendimi yatağa atıp yorganı yüzüme kadar çektim.

Kız Kıza Gezelim Bu GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin