45.

2K 87 91
                                    

Barış'ın ağzından...

Hani insanın içinde hep mutluluk huzur olur ya. Sahra'yla konuşmaya başladıktan sonra sürekli içimde tarifsiz bir mutluluk vardı. O mesaj atınca ilk başlarda sevmeyip terslesem de daha sonra iyi ki yazmış dedim. Onun o gülüşü, saçmalaması her şeyi çok güzeldi.

Dün yorgun olduğum için Sahra'yla maça gidememiştim. Ama bugün onun sarmalarını yiyecektik. Bunun heyecanıyla sabah erkenden kalkmış kahvaltımı yapmıştım. Şimdi de salon da oturmuş haberleri geziyordum. Dünkü maç haberini görünce durup telefonumu aldım Sahra'ya yazmak için. Haberdeki kadında konuşmaya devam ediyordu.

"Dün maç bitişi iki taraftar arasında arbede çıktı."

Siz: Dün maçta kavga olmuş

Siz: İnşallah karışıp adamın saçlarını yolmamışsındır

Siz: Ohooooo uyanmadın mı

"Çıkan arbede de iki yaralı bir ölü var" deyince kafamı kaldırıp habere baktım.

"Maç bittikten sonra iki takımın taraftarı arasında çıkan kavgaya çevredekilerin de müdahele etmesiyle iki kişi yaralandı bir kişi ise öldü. "

"Aldığımız bilgiye göre yaralıların durumu iyi ama ölen kişi gençliğinin baharında bir genç kız. "

"Sahra Arkın maç izlemek için gittiği yerde hayata gözlerini yumdu. Tek istediği şey maç izlemekti ama ateş eden kişi buna izin vermedi. Kurşunlar kalbinin yanına ve karnına geldi. İşte ölmeden önceki son görüntüler."

Yapabildiğim tek şey televizyona bakmaktı. İnanmıyordum çünkü tek Sahra o değildi. Ama televizyonda sarı saçlarını, hayatla dolu olan yeşil gözlerini görünce dünyam başıma yıkılmış gibi oldu.

"Yakınlarına baş sağlığı diliyoruz." Kadın konuşuyordu bir şeyler söylüyordu ama hiçbir şey anlamıyordum. Telefonumu çıkarıp Sahra'yı aradım.

"Aç Sahra lütfen aç." Ne kadar yalvarsam da açmadı. Telefondan Esra'yı aradım.

"Barış aşkom beni ararmıymış ya."

"Esra bana Sahra'nın annesinin ya da babasını telefonunu hemen at."

"Atayım da ne oldu sesin kötü geliyor."

"Haberlere bak Esra" deyip kapattım. Esra beklemeden hemen numarayı atmıştı. Hemen arayıp açmasını bekledim.

"Efendim" dedi kadın. Sesi niye bu kadar kötüydü Sahra ölmemişti ki.

"Sahra'nın annesi misiniz?" dedim ne diyeceğimi bilmeden.

"Evet haber için aradıysan doğru görmüşsün Sahra'm artık nefes almıyor" deyip suratıma kapattı. Ne demek Sahra'm nefes almıyor. Esra arayınca açtım.

"Barış haberler yalan söylüyor dimi Sahra yaşıyor" dedi ağlayarak.

"Esra sen annesigile yakınsın söylesene doğruyu söylesinler bize" dedim başka şansım yokmuş gibi. Esra annesini aramak için kapatmıştı.

"Sahra dün onunla maça gitmedim diye yapıyor yoksa niye beni bıraksın."

"Hem parktaki teyzelerde dedi ayrılmayın diye o zaman gitmez ki." Esra'nın aradığını görünce açtım.

"Barış Sahra gitmiş" dedi, ağlaması artmıştı.

"Bugün öğlen toprağa verilecekmiş" dedi ve daha fazla konuşmasına izin vermeden telefonu kapattım. Evden çıkıp Sahra'nın evine gitmek için arabaya bindim.

Sahra'nın evine girince "Sahra neredesin?" diye seslendim. Ama ses yoktu. Mutfağa girip dolabı açtım. "Tamam işte sarmaları sarmışsın niye gittin ki beraber yiyecektik." Mutfaktan çıkıp odasına girdim. Odasında da yoktu. O zaman anladım ki Sahra gerçekten beni bırakıp gitmişti. Biz daha yeni kavuşmuşken gitmişti.

Şuan ne mi yapıyordum Sahra'ma bakıyordum. Cenazesi defnedilmişti. Herkes gitmiş ama ben hareket edememiştim. Bilmiyorum belki de onun orada olmasına inanamadığım için. Bana mesaj atmasını bekliyordum gene. Aradan kaç saat geçti bilmiyorum ama sonunda hareket edip Sahra'nın yanına gittim. 

"Nasılsın Sahra'm?"

"İyi misin bilmiyorum ama ben hiç iyi değilim. Sanki bana şaka yapıyorsun ve bir yerden çıkıp yanıma gelecekmişsin gibi hissediyorum ama saçmalıyorum değil mi?" dedim ve mezar taşında yazan adına baktım.

"Dün yorgunum dediğimde geleyim mi demiştin ya keşke bencillik edip seni çağırsaymışım."

"Sarmaları gördüm ama sensiz ne anlamı var ki?"

"Piknik yaptığımız gün her şey çok güzeldi. Keşke o anda zaman dursaydı ve sen benden gitmeseydin."

"İnanabiliyor musun ben senin öldüğünü haberden gördüm. İnanmayıp seni aradım ama açmadın. Bundan sonra senin hayalinle, fotoğraflarınla ve anılarınla yaşayacağım."

"Sana demiştim ya bu kafayla fazla yaşamazsın diye keşke demeseydim Sahra."

"Sen yaşlanacağım demiştin ama yoksun be Sahra'm insana en çokta bu koyuyor."

"Ben ağlamayı pek sevmem ama şuan ağlamamam için bir sebep yok. Ağlamalıyım dimi ama ağlayamıyorum insanın kıymetlisi gidince ağlaması gerekmez mi?"

"Seninle sevgili olduktan sonra en çok geldiğim yer senin yanındı demek ki yeni durağım burası" deyip mezarlığa baktım.

"Sahra sen konuşmadan duramazsın, sen sessizliği de sevmezsin ki ne yapacaksın orada" diyerek mezar taşına sarıldım.

O gün orada hava kararana kadar durdum. Sanki Sahra yanımdaymış bana bir şey anlatıyormuş gibi susup onu dinledim. Sonra sanki ölmemiş yanımdaymış gibi ben konuştum o dinledi. Bundan sonra Sahra'yı hiç yalnız bırakmayacaktım. Çünkü içten içe vicdan azabı çekiyordum. Eğer yorgunluğumu bahane etmeyip gitseydim o kavgaya gidecekken ben engel olurdum. Sanki Sahra'nın ölmesi benim suçumdu.

^^^^^^^^
~Her şey bitti

~Sahra bitti Barış bitti kitap bitti

~Son kez ⭐'a basar mısınız...

Futbol Aşkım -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin