33.

1.4K 89 12
                                    

Eve geldikten sonra Barış'la biraz oturmuştuk. Ama Barış'ın işi çıkınca gitmek zorunda kalmıştı. Gitmeden önce de on kere sormuştu bileğin iyi mi kalayım mı diye. Zaten kötü düşmemiştim ilk başta çok acımıştı ama eve gelip buz koyunca acısı geçmişti.

Bende şuan can sıkıntısıyla oturuyordum. Can sıkıntısı çok kötü bir şeydir nokta. Televizyon kanallarını gezerken telefonum çalmıştı.

"Efendim Barış aşkım" diyerek telefonu açtım.

"Bileğin nasıl oldu sakar?"

"Barış'ım cidden iyiyim hiçbir şeyim yok sadece sıkılıyorum sen ne yaptın hallettin mi işlerini?" dedim.

"Hallettim halletim"

"He iyi iyi"

"Şey diyecektim ben sana annemgil akşam yemeğine çağırdılar seni ben dedim bileği şey diye ama daha iyi olur hem o ayakla yemek yapamaz getir kızımızı akşam dedi"

"Ayy sen böyle dedin bir stres altına girdim Barış."

"İstemezsen ben bir bahane uydururum sıkıntı değil."

"Hayır ben hazırım kaynanamla da yemek yemiyeceksem neden yaşıyorum" diye saçlarımı savurdum. Bunu Barış göremedi ama olsun.

"Geliyorsun yani"

"Tabi geliyorum oğlum kaçta?"

"Yani istersen erkende gelebilirsin."

"Özledin mi sen beni?"

"Hem de ne özlemek"

"Peki ayrılalı daha iki saat olmaması" diyerek güldüm.

"Oraları karıştırmayalım."

"Tamam gelirim ben hazırlanıp."

"He yok sen hazırlan ben geleceğim Zeynep sultanın emri"

"He tamam o zaman ben hazırlanmaya gidiyorum kapat"

"O zaman ben şimdiden gelsem mi?"

"Bilmem gelsen mi ki?"

"Bence geleyim sen şimdi ne giyeceğine karar veremezsin"

"Bahaneye bak hadi gel o zaman öptüm dikkatli gel."

"Bende öptüm ya da gelince öperim geliyorum" dedikten sonra telefonu kapatmıştı şapşik şey. Biraz daha oturup dikkatli bir şekilde ayağa kalkmıştım. Kaç saattir aynı yerde oturduğum için ayağım da uyuşmuştu. Bileğim eskisi kadar acımıyordu ama. Oturma odasından çıkıp tam odama girerken ayağım kaymış ve düşmüştüm. Yere bakınca su döküldüğünü gördüm. Sinirle gülmeye başladım. Tabi bu gülmeler sonra ağlamaya dönüşmüştü. Galiba iyice psikolojim bozulmuştu. Sonra da ağladığım için gülmeye başladım.

"Lan ağlanacak halime gülüyorum" diyerek tekrar ağladım. Kapının açıldığını duyunca kafamı kaldırdım. Barış'ın geldiğini görünce kendime çeki düzen vermeye zamanım bile olmamıştı. Geçen geldiğinde yanlışlıkla benim anahtarımı da almıştı.

"Ben geldim Sahra" diye seslenmesi beni görmesiyle son bulmuştu.

"Bir yerine bir şey mi oldu niye ağlıyorsun Sahra'm" diyerek yanıma geldi.

"Bilmiyorum" diyerek daha çok ağladım.

"Güzelim bir sakin olup anlatır mısın." 

"Tamam bekle su alıp geliyorum" dedikten sonra gitmişti. Elinde su şişesiyle gelmişti. İçemeyeceğimi fark edince kendisi içirmişti. 

"Şimdi daha iyi misin?" Önüme gelen saçlarımı çekip "Aşk karım cevap verir misin korkutuyorsun artık" dedi. Ben cevap vermek yerine aşk karım kelimesine takılmıştım. Hatta o kadar takılmıştım ki ağlamayı unutmuştum. Barış da ağlamadığımı görünce gülümsedi. Ayağa kalktıktan sonra beni de kaldırmıştı. Beraber içeri geçip oturduk.

"Şuan daha iyiyim aşk adamım."

"Sen iyiysen bende iyiyim" diye göz kırptı.

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
~Siz iyiyseniz bende iyiyim❤️‍🔥

~Modum Sahra 

~⭐'a basar mısınız...

Futbol Aşkım -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin