5. BÖLÜM "Rock N' Roll"

2.7K 96 60
                                    

BÖLÜME BAŞLAMADAN ÖNCE:

Rock: 1) Kaya, taş.

2) 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış, genellikle elektro gitar, bas gitar, klavye ve bateri gibi enstrümanlarla beraber vokal melodi taşıyan popüler müzik formu.

Daffodil: Nergis çiçeği.

————

Ferit eve geldiğinden beri aynadan kendiyle bakışıyor ve sırıtıyordu. Aynadaki yansımasını gördükçe daha çok sırıtıyor, yanağındaki belli belirsiz ruj lekesini gördükçe Seyran'ın sıcak dudaklarını tekrar yanağında hissediyordu. Bugün tarihe geçmeliydi; süper cool boy Ferit Korhan liseli aşık dönemine geri dönmüştü. Aslında kendini kaptırmamaya söz vermişti. Sonuçta birbirlerini tam olarak tanımıyorlardı... ama o yeşil gözler, uzun saçlar, ince bel ve sıcak dudaklar aklına geldikçe kendini kaptırmamak elde değildi. Hayatına uzun süredir böylesine ilgi duyduğu biri girmemişti ve bu hissi dibine kadar yaşamak istiyordu.

————

Seyran sabah uyandığında dün gece yaşadıklarının sarhoşluğunu yaşıyordu hala. Ferit'ten gerçek bir randevu teklifinin gelmesi kızı her düşündüğünde heyecanlandırıyordu. Dün akşam yaşanan kötü şeyler yok değildi ama hepsi silinmişti aklından. Şu an tek odağı Ferit'ti. Yemek yaparken dün geceyi, temizlik yaparken yarın akşamı hayal ediyordu. Arka fonda sevdiği şarkıların piyano coverları eksik olmuyordu.

Arkada çalan piyanonun susması ve onun yerini telefon zil sesinin almasıyla daldığı hayal dünyasından sıyrıldı. Telefonu çalıyordu. Önündeki yemeği karıştırmayı bırakıp telefona yöneldi. Annesi görüntülü arıyordu. Ne çok özlemişti ailesini, burnunda tütüyorlardı. Koltuğa yerleşip hemen yanıtladı telefonu. Ekranda annesi yerine küçük yeğeni Fırat belirdi. Seyran'ın gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı. Çocuklar ne çabuk büyüyorlardı!

"Hala, seni çok özledim! Ne zaman buraya geliyorsun?"

"Halacım, ben de seni çok özledim. Sen buraya gelsen nasıl olur? Benim tatilime daha çok var."

"Olmaz hala, annem ve babamı çok özlerim. Sen gel."

Fırat konuşmaya devam ederken tüm aile ekranda belirdi. Hepsi birden konuşuyor ve hal hatır soruyorlardı.

"Kızım zayıfladın mı sen? Bir deri bir kemik kalmışsın. Çok mu çalıştırıyorlar seni?"

"Yok annecim. Vallahi son gördüğünle aynıyım. Yemeklerimi de yiyorum merak etme."

"Vallahi kızım annen Seyran'ım da Seyran'ım diye sayıklayıp duruyor. Bir hafta sonu gelsen de hasret gidersek. Çok mu yoğunsun?"

"Babacım bu aralar çok yoğunum. Hem Ankara'daki okul projesi devam ediyor hem de İstanbul'da yeni bir projenin hazırlıkları var. Ama size söz ilk fırsatta geleceğim."

"Seni Ankara'ya aldıramıyor muyuz ya? Ne diye İstanbullarda sürünüyorsun?"

Seyran abisinin sözleri üzerine kıkırdadı. Her görüşmelerinde bir fırsatını buluyor ve Ankara'ya dön çağrısı yapıyordu.

"Ankara'da ofis yok. Sadece şantiye var abicim. Ben de sahada çalışmıyorum. Ama seni İstanbul'a alabiliriz, ne dersin?"

"Yok yok istemez kalsın... Ben ailemle burada mutluyum."

Aile sohbeti devam ederken ekranın üstünden bildirim belirdi. Piyanist Ferit - 3 Yeni Mesaj. Seyran'ın aklı uçup gitmişti işte. Ne ailesinin dediğini anlıyor ne doğru düzgün bir cevap verebiliyordu. Her şeyi kafa sallayıp geçiştiriyor, annesinin sorularını onaylıyordu. Neyi onaylıyordu onu bile bilmiyordu. Bir şekilde sohbeti toparlamış ve görüşmeyi sonlandırmıştı. Şimdi sıra Ferit'teydi. Ne demiş olabilirdi ki?

PİYANİST (SeyFer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin