"Beni sadece sen anla, kimsem kalmasın ama sadece sen ol yanımda. Sen yanımdasın diye en büyük zaafim olmana rağmen, senin hiçbir şeyin olmaya göz yumdum"
Derya benim potremi çiziyordu. Ben ise ona büyülenmiş gibi bakıyordum. Sanırım ilk defa bana değer veriyordu. Evet, bir resim çizmek benim için değer gösterisiydi. Böyle basit şeyler beni mutlu ediyordu.
"Ressim yeteneğin olduğunu bilmiyordum." Ona hayranlık ve şaşkınlıkla bakıyordum.
"Yetenek gibi değil, resim yapmak beni rahatlatıyor. İçimden geliyor. İstediğim zaman her şeyi yapabilirim emin ol." Sözlerinden etkinlenmiştim. Böyle insanlar bende hayranlık uyandırırdı.
"Yaptığın resimlere bakabilir miyim?" Merak etmiştim. Bence çocukluktan beri resim çiziyordu. Eğer çocukken çizgi resimlerin konusunu görürsem onu daha iyi anlayabilirdim. Çocukken olan bilinç altına Merak ediyordum. Kısaca onu merak ediyor, onu anlamak istiyordum.
"Olmaz, seni çiziyorum. Haraket etmemen gerekiyor."
"Resmimi çizdikten sonra bakabilir miyim?" Ona masum bir çocuk gibi bakmaya özen gösterdim. Belki böyle bir yanı vardır, sulu gözlere karşı. Ben öyle insanları hiç sevmez ve etrafımda istemezdim.
"Eğer bana bir soytarı gibi bakmasaydın izin verebilirdim." Söyledikleri karşında gür bir kahkaha attım. Öyle insanlara ben de katlanamam. Karşımda benim çizen kadına baktığımda gözlerinin gülüşümün üzerinde olduğunu gördüm. Ben gülünce o da gülmeye başladı. Gülüşü, eşsiz bir melodi gibiydi. Huzur vericiydi. Çok tatlıydı.
"Daha ne kadar kaldı?" Evet, sabırsız biriydim. Fazla bekleyemezdim. Ayrıca ilk defa birisi beni çiziyordu. O yüzden içimde garip bir heyecan vardı. Belki de beni Derya çizdiği içindir. Ona gün geçtikçe daha yakın oluyordum.
"Çizmeye yeni başladım. Güldüğün için dikkatim dağıldı." Güldüğüm için mi? Gülüşüm dikkatini dağıtacak kadar aklını başından mı alıyordu yoksa ben Açelya ile fazla vakit geçirdiğim için aşk adamı mı olmuştum?
"En çok ne tür resim çizersin?" Onu kovuşturmaya çalışıyordum. Sesi bana huzur veriyordu.
"O an ki ruh halim neyi isterse onu," böyle bir cevap beklemiyordum. O her istediğini çizebilecek kapasitede bir kadının plansız şekilde çizim yapması ilginçti.
Masanın üzerini sadece gözlerimi haraket ettirerek incelemeye başladım. Derya haraket etmemen gerektiğini söylemişti. İşini daha fazla uzatmak istemediğim için adeta bir heykel gibi olduğum yerde haraketsizce durdum. Gözlerim masayı tararken bir mavi çerçevede durdu. Çerçeve de siyah bir Tulumun içinde örgülü uzun siyah saçlarla kameraya gülen bir kız çocuğu ve uzun boylu kareli gömlek giymiş ellili yaşlarda bir adam vardı. Arkalarında ise bir taş ev vardı. Bunların kim olduğunu ve fotoğrafın nerede çekildiğini merak etmiştim. Belki Derya olabilirdi Fotoğraftaki kız çocuğu.
Derya bakışlarımı takip etti, onun gözleri de çerçevede durdu. Hüzün içinde bir iç çekti. Hüznün yanında özlem de vardı bence. O günleri özlüyor gibiydi. Gözlerindeki özlem ve hüzün bir anda silinmişti. Artık gözlerinde sadece nefret vardı. Nefreti onu pençesi altına alırken tuttuğu kalemi sıkmıştı. Parmak boğumları beyazlamıştı. Yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı. Bu garip sessizliği bölmek için konuştum.
"Onlar kim?" Derya hala çerçeveye bakıyordu, ben ise gözlerimi çervçeveden çekmiş Deryaya bakıyordum. Bir süre sustu. Vereceği cevabı merakla bekliyordum. Fotoğraftaki kişinin o olduğunu ve yanındakinin de bir akrabası olduğunu biliyordum aslında. Benim merak ettiğim şey nefretiydi. Fotoğraflara ilk baktığında özlem duymuştu. Fakat bir anda nefret duygusu ortaya çıkmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/346448490-288-k657669.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fevz
Teen FictionDerya diye bir baş karakterim var. Acı ve sayesinde büyümüş, güçlenmiş başarılı bir kadın olmuş. Bir de MeteHan var. Annesi yüzünden hiçbir şey bilmiyor. Babası onu ve annesini terk etmiş. İnsanlar da onun hakkında hiçbir şey bilmiyor. O sadece bir...