"Hisler bizi ayakta tutan şeydi. Öfke, nefret, sevinç, üzüntü, kırgınlık, kızgınlık, şaşkınlık ve daha sayamadığım diğer hisler. Eğer hisler yoksa insan ayakta duramaz."
Bütün duyguları ölmüş birisi değildim duygusuz bir anneden olmama rağmen. Hayatın duygular sayesinde yaşanılan bir sınav olduğuna inanırdım. Fazla ya da az duygun olursa bu sınavı kaybederdin benim için. Ve şu an karşımdaki sevgililer bütün duyguları en üst kademede yaşıyordu. Umarım bu en üst kademenin sonu en alt kademe olarak bitmezdi. Çünkü hayat doruklarında yaşayanlar ve dibinde yaşayanlara pek merhamet göstermezdi. Eğer fazla tepeye çıkarsan her zaman ayağından çeken birisi olur en dipte olursan da ya seni daha da aşağıya indirmeye çalışırlar ya da olduğun konumdan yukarıya çıkarırlar. Karşımdaki sevgililer için ne olacağını kestiremiyordum. Ya en dip ya da en doruk. Onların kaderi hangisiydi?
Karşımdaki tutkulu çift sonunda öpüşmeyi bırakıp bana bakışlardı. Genç adam 'bu kim?' diye soran gözlerle sevgilisine bakıyordu. Derya da bu hareketini anlamış olacak ki "Yazlıktan arkadaşım," diye açıklama yaptı. Genç adam pek tatmin olmuş değildi.
"Öyle mi? Ben niye tanımıyorum acaba? Sonuçta her yaz beraber gidiyoruz sizin yazlığa." Kaşları çatılmış olan adam sevgilisinden bir yanıt bekliyordu. İşte şimdi ayıkla pirincin taşını...
"Şöyle sevgilim," Derya karşındaki adamı ikna etmek için bir yalan arıyordu. "Babamın yazlıktan."
"Derya biz zaten her yaz senin babanın yazlığına gidiyoruz." Genç adamın kafası karışmıştı. Sevgilisinin ona yalan söylediğini anlamıştı.
"Seninle tanışmadan 2 yaz öncesinde, o zaman tanışmıştık. Meğerse babalarımız arkadaşmış. Zaten babalarımız sayesinde tanıştık." Derya sonunda etkili bir yalan söylemişti. Sevgilisinin bakışları yüzünden baskı altındaydı ve bu durum onu germişti.
"Eee, daha sonra yani seninle tanıştıktan ve sevgili olduktan sonra neden bir daha sizin yazlığa gelmedi?" Sevgilisi akıllı birisiydi. Yalanı yeniden yakalamıştı. Genç kadın bu soru karşında afallamıştı.
"Biz daha sonra yeni bir yazlık aldık." Deryaya yardımcı olmak için konuya atlamıştım. Sevgilisi bunu da yememişti.
"Yeni yazlığınız nerede?" Çok güzel bir soru. Ben Deryalarınki nerede bilmiyordum. O yüzden ilçe adı vermeden cevap vermem gerekiyordu.
"Ege."
"Ege'nin neresi?"
"İzmir." Aklıma ilk gelen yer orasıydı.
"Yani eski yerde kaldınız?" Deryanın yazlığı İzmir miydi?
"Hayır alanı değiştirdik." İzmir'in neresindeydi acaba yazlıkları?
"Sevgilim eğer alan değirmeselerdi zaten ben onu, çeşmeye, bizim yanımıza davet ederdim." Derya onunda ağzını açıp bana kopya vermişti.
"Buca," bir anda aklıma İzmir'in Buca ilçesi geldi. "Yazlığımız Buca'da."
"Anladım. Yine birbirimize yakınmışız," sevgilisi sonunda bir aydınlanma yaşamıştı.
"Aynen öyle." Gülmeye çalıştım.
"Bu arada ben Ozan." İsminin Ozan olduğunu öğrendiğim çocuk bana elini uzattı.
"Ben de Metehan," elini sıktım.
"Tanıştığıma memnun oldum."
"Bende memnun oldum."
"Tanıştığınıza göre Mete ben senin yatağını yapıyım. Sevgilim sen de bana yardıma gel."
![](https://img.wattpad.com/cover/346448490-288-k657669.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fevz
TeenfikceDerya diye bir baş karakterim var. Acı ve sayesinde büyümüş, güçlenmiş başarılı bir kadın olmuş. Bir de MeteHan var. Annesi yüzünden hiçbir şey bilmiyor. Babası onu ve annesini terk etmiş. İnsanlar da onun hakkında hiçbir şey bilmiyor. O sadece bir...