"Vuslat Vakti gelmişti artık. Kavuşabilirdik. Vuslat vakti ile bazı şeyler değişti. Mesela ben kendimi kimsesiz sanırdım ama o vardı. O benimdi. Bende onun..."
Dünya bir gezegendi. İnsanların yaşadığı geoit bir şekildi. Benim gezegenim Dünya değildi. Oydu. O bütün gezegenlerden daha eşsizdi. O benim yaşam bulduğum, kaybettiğim kendimi bulduğum bir gezegendi. Bu sabahta benim olduğunu bana sözel olarak söylemişti. Peki ya ben ne yapmıştım? Olduğum yere çivi ile bağlanmıştım. Donup kalmıştım itirafı karşında. Daha sonra ise usulca kendime gelmiştim. Onunla yürümeye devam etmiştim. Tabii sadece ayaklarım haraket ediyordu. Onun haricinde midemde kelebekler uçuyordu, kafam karışıyordu. Garip şeyler yaşıyordum. Vücudum olduğundan farklı tepkiler veriyordu.
"Sonunda be Dero!" Derya ile yavaş bir şekilde de olsa evinin önüne kadar gelebilmiştik. Ve bizi, daha doğrusu sadece arkadaşını, gören Açelya sevinçle Deryanın boynuna atladı. Devinin nerede olduğunu merak ediyordum. Sonunda Deryadan ayrılarak bana döndü. "Ooo, Mete bey! Gözümüz yollarda kaldı," bunu iyi niyetle mi söylemişti? Umarım öyledir.
"Kalmasın artık. Bak geldim," Evet gurursuz olduğum için böyle şeyler normaldi. Bu artık bende rutin bir olaydı. Arada bir evi terk edip ya da kovulup geri geliyordum. "Bir daha gitmemek üzere," bu sözü Açelya için değil Derya için söylemiştim. Kafasına göre beni hayatından çıkarıp geri alamazdı.
"Kalıcı," diye tekrarladı Derya, "bir daha gitmemek üzere." Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu.
"Devin seni merak etti. Sonra senin Mete ile olduğunu söyleyince eve bir daha gelmesin dedi," Mete ile oldu- ğun kısmını bastırarak söylemişti. Devin ablasını çok özlemiş olabilirdi ama ablasının mutluluğu onun için daha önemliydi. Derya ise umursamaz görünüyordu. İçten içe utançtan öldüğüne emindim.
"Sence bu kadar detaya gerek var mıydı? Ayrıca Arına gittim. Metenin orada olduğunu nereden bilebilirdim ki?" Derya büyük bir pot kırmıştı ama haberi yoktu. Benim geceyi Arında geçirdiğimi sadece Deniz ve Derya biliyordu evin sahibinden başka. Tabii şimdi bir de Açelya vardı.
"Sen dün gece abimde mi kaldın?" Yeşil iri gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Zaten büyük olan gözleri yüzünün yarısından fazlasını kaplamamıştı. Bu hali ufak bir çocuğu anımsattı bana. "Ben seni denizde kaldın sanıyordum," Açelya olanları bilmiyordu. Eğer Derya anlatırsa Açelya neden bana da söylemediniz diye kızacaktı.
"Biz zaten Denizde kaldık yani en azından ben evden çıkınca Denize gittim. Deryada Arına gitmiş. Sonra Denize geldi zaten." Diye yalan söyledim. İyice saçmalamıştım. Yalan söylemek benlik değildi. Derya da bana anlamaz gözlerle bakıyordu.
"Derya daha demin ben Arında kaldım ve Metenin orada olduğunu bilmiyordum demedi mi?" Kafası karışan kız garipser bir şekilde bakıyordu. Ben olsam bende garipserdim. Bir dediğimiz bir dediğimizi tutmuyordu.
"Dedi," fısıldadım. Yalanı söyleyeli 5 dakika olmamıştı. "Dedi ama öyle demedi." Yalana devam ettim. Derya da durumu bilmedigi için olaya müdahale edemiyordu. Ne söylesem bilmiyordum.
"Ne dedi?" Açelya yalancı olduğumu anlamıştı.
"Açelya sen şimdi kalmayı falan bırak da Devin nerede onu söyle, abla kız konuşsunlar ben sana sonra anlatırım." Açelyadan kaçamayacağımı anladığım için başka konuya girdim.
"Konuyu saptırma! Soruma cevap ver." Kızmıştı. Eğer gerçekleri söylersem çıldırırdı. Açelya, gözlemlediğim kadarıyla, olgun birisi değildi. İçinde kalan Küçük Açelya ortaya çıkıyordu. Ve bu durum onu olgunluktan çıkartıyordu. Eğer ona söylersek Devin de gelmek isteyecekti. Devin gelse ne olurdu? Bu sorunun cevabını bende bilmiyorum. Devin neredeyse 20 yaşında. Bazı şeyleri anlayabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fevz
Teen FictionDerya diye bir baş karakterim var. Acı ve sayesinde büyümüş, güçlenmiş başarılı bir kadın olmuş. Bir de MeteHan var. Annesi yüzünden hiçbir şey bilmiyor. Babası onu ve annesini terk etmiş. İnsanlar da onun hakkında hiçbir şey bilmiyor. O sadece bir...