Kaybetme korkusu..
Bölüm şarkısı : vazgeçmişsin bendenArenden:
Sabah çok neşeli uyanmıştım genelde hiç böyle olmam ama bana bu mutluluğu Marcina sağlıyor...
Marcinanı düşünüyordum dün onunla çok güzel vakit geçirmiştim artık planımız hazırdı Violanı çok rahat bir şekilde öldürecektik.
Marcina bir anda hayatımın parçası olmuştu tabi en önemli parçası. Aklıma dün söylediği söz geldi ona bir şey olursa Lunaya göz kulak olmamı istemişti ama o bunu söylerken sanki kalbime bıçak saplamıştılar düşüncesi bile mahvetmişti beni ona ne olursa olsun bir şey olmasına asla izin vermeyecektim. O bana bunu söylerken ona sarılmıştım sanki onu kaybedecekmiş gibi hissetmiştim o an ama sarılmam beni sakinleştirmişti.
Düşünceleri bir kenara bırakıp Marcinanın yanına gitmeye karar verdim. Onun yanına gitmek için odamdan çıkıp yürümeye başladım ve karşımda Marcinayı gördüm.
Bana gülümsüyordu hemde çok güzel ama gülüşünün solduğunu gördüm "Marcina"
Tam düşecekken koşarak tuttum hayır hayır hayır hayır onu kaybedemem korkunu iliklerime kadar hissediyordum ağladığımı farketmemiştim bile "lütfen gözlerini kapama güzelim lütfen beni bırakma yalvarırım sana çok alıştım ben beni bir anda bırakma"
Marcinanı koşarak odasına götürdüm.
İçimden dua ediyordum 'lütfen yalvarıyorum ona bir şey olmasın' bağırarak "lanet doktor nerde kaldı çabuk olsun eğer bir saniye bile geç gelirse onu doğduğuna pişman ederim"
Marcinanın yanına oturdum "söz veriyorum sana Marcina iyi olman için her şeyi yapacağım lütfen beni bırakma benim için bile değilse Luna için annen baban için gitme vazgeçme benden" eğer ona bir şey olursa 'hayır düşünmeyeceksin Aren kendine gel bir şeyi yok iyi' doktor sonunda gelmişti "nesi var artık bir şey söyle" diye bağırdım.
"Malesef anlayamıyorum ama nabzı düşüyor artık çok geç tamamen bilinci kapanıyor uyanması mümkün değil üzgünüm her şey için çok geç" yalan söylüyordu gülmeye başladım "çık git burdan doğru düzgün doktor çağırın Marcinaya bir şey olmadı bu doktor bir şey bilmiyor "artık bağırıyordum.
" istediğiniz kişiyi çağırın aynısını söyleyecek durumu çok kötü her an öle bilir şu an dayanmaya çalışıyor ama vücudu dayanmaz "
Yanıma baktım Luna Marcinanın yanına oturmuş bir şeyler sayıklıyordu şokta olmalıydı. Bir anda yere çöktüm yavaş bir şekilde fısıldadım " vazgeçtin " ağlıyordum hala rüya gibi geliyordu lütfen şu an uyanayım rüya olsun yalvarırım Marcinam beni bırakmadı o savaşmaktan vazgeçmedi "
Kafamı deli gibi sağa sola sallıyordum hayır ölmedi koşarak Marcinanın yanına geçtim onu sarmaya başladım " Marcina delirdin mi sen böyle şaka mı olur kalk hadi kalk söz veriyorum sana asla küsmem senden şaka yaptın biliyorum lütfen bitir hem bizim okadar planımız nolucak söyle bana ben napayım ha söyle bana dedim sensiz yapamam lütfen kalk hadi kalk gidelim çok işimiz var seninle böyle yaparsan " kafam yana döndü karşıma baktığımda Luna vardı
" hepsi senin yüzünden hani dövüşçüydün hani onu koruyacaktın hepsi senin hatan senin yüzünden oldu git artık git "
Benim yüzümden ben söz vermiştim koruyacaktım izin vermeyecektim bir şey olmasına. Hayır izin vermem bir şey olmasına. Doktora baktım aklıma bir plan gelmişti ne olursa olsun umrumda değil di ne olursa olsun Marcinanı burdan almam lazımdı." Sakinleştirici iğne varmı"
"napacaksınız" yakasından tuttum
"sana bir soru sordum"
"var" "Lunaya yap"
"ama". "beni duymadın mı yap dedim"
Artık kafayı yemiş bir şekilde haraket ediyordum ama hiç bir şey artık önemli değil di. "Napıyorsun" demesiyle sakinleştiricinin etkisiyle bayıldı "üzgünüm Luna ama Marcinanı alıp gidiyorum ve sende geliyorsun"
Doktora "hemen bu odadan çık eğer birinin bundan haberi olursa kendini ölü bil seni bulur yok ederim külünü bulamazlar anladın mı lan beni"
Korkarak bakıyordu "tamam" deyip gitti
Dışarı çıkıp kapıyı kilitleyip anahtarı aldım az zamanım vardı Luna uyanmadan yapmam lazımdı. Koşarak çadıra gidiyordum lütfen her şey için geç olmasın yalvarıyorum. Ve işte bu sinyal gitti. Şimdi sıra İsidoreda üç kez sinyal gönderdim. Ve geçit açılıyordu içinden İsidore artık görünüyordu yanına gittim.
"hiç bir şey sorma hemen benimle gel geçit kapanmadan ne kadar zamanımız var"
"5 dakika"
"ozaman beni takip et ve koş"
Koşarak saraya vardık kapının kilidini açtım
"İsidore hemen Lunayı al bende Marcinanı alıyorum gidiyoruz çabuk ol hemen"
"tamam" koşarak saraydan çıkıyorduk ki Marcinanın korumasının sesini duydum kahretsin şimdi değil geç olucak arkamdan "napıyorsunuz Marcina ve Lunanı nereye götürüyorsunuz" kahretsin peşimizden geliyor. "İsidore geçiti görmemeli çabuk bir şeyler yapmamız lazım" İsidore yanımda bir şeyi işaret etti yanıma baktığımda işte bu.
Kapının hemen önündeydim ve varil ayağımla varili ittim kapıya azda olsa engel oldu. "hemen koş geçite" geçit artık kapanıyordu hayır hayır lütfen yetişelim koşarak geçite girdim. Ve artık kendi yaşadığımız dünyadayız. "isidore ben Marcinanı hastaneye götürüyorum sen Luna uyandığında onu idare et asla burda olduğumuzu bilmesin kaçırdım de ne bileyim bir şey uydur" şaşkın şaşkın bana baktı "tamam". Arabama bindim Marcinanı arkaya yatırdım "Marcina söz veriyorum ne derlerse desinler sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim". Son gaz hastaneye sürüyordum yandaki arabaların korna sesleri umrumda değil di çabuk çok geç olmadan varmam lazımdı. Hastaneye varmıştım bağırarak "çabuk olun sedye çabuk doktor"
Marcinanı arabadan çıkardım sedyeye yatırdım elini tutarak "Marcinam lütfen vazgeçme bizden iyi olacaksın bırakma inanmadım ben doktora o yalan söyledi sen iyisin"
"doktor ona tek bir şey olursa yakarım bu hastaneyi sizide içinde diri diri yakarım"
"elimizden geleni yapacağız"
"fazlasını yap"
Marcinanı ameliyathaneye almıştılar.
Yere çöktüm 'lütfen vazgeçme lütfen bırakma bizi' yine ağlıyordum ben annem beni bıraktığında hiç ağlamadım babam öldüğünde ağlamadım ama ama Marcina için ağlıyordum artık emindim ona karşı bir şeyler hissediyordum. Saatlerdir bekliyordum hala bir şey yoktu zaman geçmiyordu. Ameliyathanenin kapısı açıldı koşarak doktorun yanına gittim "nesi var iyi dimi iyi benim güzelim her şey yolunda"
"sakin olun lütfen isterseniz oturun"
Neden öyle üzgün bakıyordu hayır bir şey olmadı kalbim deli gibi atıyordu şu an buranı yerle bir etmek istiyordum. "doktor söyle dedim sana ne oldu"
"Marcina hanımı muhtemelen biri bilerek öldürmeye çalıştı çünkü bu sıradan bir vaka değil yada basit bir bayılma değil durumu buraya getirdiğinizde çok ciddiydi ve ameliyat sırasında kalbi dayanamayarak durdu"
Kulaklarım uğulduyordu hayır ben yanlış duydum olmadı ona bir şey hayır yalvarıyorum olmadı lütfen kafamı sağa sola çeviriyordum bagirmaya başladım "yalan söyleme o o beni bırakmaz sen yalnış gördün vazgeçmez ki yaşamaktan o Luna için yaşar o bırakmaz onun bir sürü sevdiği var o asla böyle bir şey yapmaz o o ona bir şey olmaz dün biz konuştuk sarıldı bana hatta bu gün güldü bana o güldü bana onun gülüşü bitemez hayır hiç kimse bilmiyor ben biliyorum bir şey olmadı ki olmadı hayır "
" lütfen sakin olun " gözüm artık bir şey görmüyordu kafamı çevirip doktora baktım bir anda tutarak vurmaya başladım " ne sakin olun lan ne sakin ne diyorsun ne dediğin farkında mısın sen nasıl cüret edersin böyle bir şey söylemeye nasıl dersin kalbi dayanmadı ne diyorsun o beni bırakmaz sen aklını mı kaybettin nasıl doktorsun lan sen"
"durun lütfen Aren bey" ameliyathaneden çıkan hemşireler beni tutmaya çalışıyordu.
"durun sakin olun"
"neden çıktınız ki ordan onu yalnız bıraktınız korkar çekilin yanında kalacağım ben"
Kolumdan tutuyordular umursamadım koşarak içeri girdim. Benim güzelim neden böyleydi ki rengi solmuştu yakışmamıştı ona.
"Marcina bu ne sen çok güzelsin ama şu an sana asla yakışmamış böyle olmak baksana gözünün altı morarmış rengin solmuş ama olsun sen benden vazgeçme ben seni her halinle güzel bulurum duyuyorsun deyil mi beni" yanda duran cihaza baktım düz çizgiydi. "Marcina şuna baksana hiç güzel değil düz çizgi sevmedim ben kaldırsınlar"
Marcinanı sarmaya başladım "Marcina bak son kez konuşuyorum seninle şu an kalkmazsan eğer seni ömrümün sonuna kadar affetmem çıkar giderim bir daha gelmem yanına yeter bu kadar şaka kalk hadi evine gitmelisin sen kraliçesin işini neden doğru yapmıyorsun sorumluluğunu böylece bırakacakmısın ha söyle kalk hadi lütfen Marcina " başımı eline koymuş ağlıyordum.
Gücüm kalmamıştı artık fısıldayarak
" Marcina kalkarmısın lütfen ellerin çok soğuk üşürsün sen kalksana neşeli olsana yine sarılayım sana sıkı sıkı ben doymadım ki sana sarılmaya "
Madem benden vazgeçmişti bende giderdim.
"Marcina gidiyorum ben yalnız kalda gör benden vazgeçtin öyle mi gidiyorum bende senden vazgeçtim"
O anda bir şey oldu öksürük sesi hayal mi görüyorum kulaklarım ya yanlış duymaz dimi hemen arkamı döndüm. "Marcina".....

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NIRAN
Mystery / ThrillerYeni kraliçe olacak Marcina Perlit, kraliçe olacağı gün garip olay yaşar. Ancak bu ilk değildir. Marcina Perlit aslında kimsenin bilmediği kod adıyla Arsenik arkadaşı Luna kod adıyla Rikita ile gizli kimsenin bilmediği ormanda ağaç evlerinde, gizeml...