TEHLİKELİ AŞK (SÜSÖM)

4 . BÖLÜM

SÜSEN DEN
kapıdan çıkıp, önümdeki siyah arabada gözlerimi gezdirdim.
sonra usulca yürüyüp, ön koltuğun kapısını açtım, ve hemen binip, Ömere diktim gözleri mi.
gözleri şuan vücudumun her kısmında geziyor du, Adeta keşfe çıkmıştı,
gözlerini vücudumdan çekip gözlerime dikti. ve sonra yüzündeki terbiyesiz sırıtışla konuştu.
" gerçekten bu kıyafetlemi insan gebertmeyi düşünüyor sun."
bunu demesiyle yüzümü yüzüne yaklaştırıp konuştum.
" evet bu kıyafet le insan gebertmeyi düşünüyorum, ama sen biraz daha o gözlerini vücudumda gezdirmeye devam edersen ölen ilk sen olursun."
bunu dememle başını sallayıp güldü,
sonra konuştu.
" işte bu ya, aradığım kadın özelliği bu."
" başlatma şimdi kadınına özelliğine sür şu arabayı artık." dedim sinirle.
yüzüne gülümseme yerleştirip, hızla gaza bastı, yolda resmen uçuyor duk,
bütün arabaları solllamıştık, başımı camdan dışarıya çıkarıp, rüzgarın yüzümü esir almasına izin verdim.
adrenalin adeta ruhuma işliyor du hissediyordum.
bir saat sonra ıssız bir evin önünde durduk, arabadan yavaşça indik,
merakla Ömere bakıp konuştum.
" burda olmamızın amacı ne, ne yapıcaz burda." dedim, rüzgar saçlarımı ahenkle dans ettirirken ömerin cevap vermesini bekledim.
" burda tam yirmi adam var, onları temizlicez."
adam sayısını öğrenince gözlerimi açıp konuştum.
" oha yirmi adamı ikimiz mi temizlicez."
bunu dememle gülüp konuştu.
" hayır, doruk ve adamlarımız da olucak, onlar şuan benden komut bekliyor."
bunu demesiyle rahatlayıp, çantam dan silahı mı çıkardım, ömerin silahı mı görmesiyle yüzünde yarım bir gülümseme peyda oldu.
" silahım da var diyorsun yani."
dedi bana yaklaşırken.
" evet." dedim kendim den emin şekilde.
" bakalım birazdan bu silahla neler yapabiliceksin, göster marifetlerini.
haa bu arada, ben ve doruk oraya girmeden önce senin girmen lazım."
bunu demesiyle hızla konuştum.
" neden ilk ben."
" kapıda bekleyen şu iki adamın ayarlarıyla oynaman lazım."
bunu demesiyle sinirle konuştum.
" bana bak benim işim adam ayartmak değil, benim işim adamın içinden geçmek, silahı onun bir yerlerine geçirmek, anladın mı beni ömer yılmaz."

bunu dememle gözlerinin parladığını hissettim sonra da o güzel gülümsemesi gördüm.
" anladım, süsen kılıç, bunu senden sadece bir kereliğine istiyorum, bir dahası olmicak, zaten istesem de bunu sana yaptıramam, çünkü..."
cümlesini yarıda kesip eve döndü.
" çünkü neee, söylesene." dedim kolundan tutup.
gözlerinin açıkta kalan göğüsümde olduğu nu görünce sinirle konuştum.
" pislik sin sen." Diyip kendimi biraz ondan uzaklaştırdım.
" iltifatın için teşekkür ederim, ama artık harekete geçmemiz lazım."
bunu demesiyle adamlara dönüp, seksi şekilde yürümeye başladım.
ömerin arkamdan sırıtarak baktığını hissediyordum.
aynı canavara benzeyen iki adamın yanında durup çok üzgün şekilde konuşmaya başladım.
" şey merhaba." dedim çekinmiş gibi yapıp.
iki adam birbirine baktı, sonra bir tanesi konuştu.
" heyy küçük kız ne işin var senin burda?."
içimden, birazdan göstericem sana küçük kızı, dedim.
" sence de küçük bir kız olmicak kadar güzel ve kadınsı değilmiyim." dedim etkilemeye çalışırak.
bir tanesi yüzüne sinsi bir gülüş atıp konuştu.
" bence de sen küçük bir kız olamicak kadar seksisin."
" yaa şey dicektim ben...
benim arabam şu yolun başında kaldı da lastiği indi, yenisini takmam da yardımcı olur musunuz.
merak etmeyin karşılığını vericem."
bunu dememle iki adam birbirine bakıp sırıttı, sonra biri konuştu.
" tamam hadi gidelim şu arabanın yanına."
adamlar önde bense arkada yürüyor dum, omer göz kontağıma girince gözlerimi kırptım.
bunu yapmamla hızla önümüze atladı, iki adam daha ne olduğu nu anlamadan Ömer ikisinin kafasını birbirine çarptı,
bir tanesi bu çarpışma dan etkilenmeyip belime yapıştı.
adamın belime yapişmasıyla dirseği mi hızlı ve sert şekilde karnına indirdim.
Ömer diğerini yerde öldürene kadar dövdükten sonra bana yapışan adamın ensesinden tutup sert bir kafa attı,
adam yere savrulduktan sonra Ömer bağırarak konuşmaya başladı.
" senin o elini kırarım lan şerefsiz."
" Ömer tamam gidelim içerde doruğu yalnız bırakmayalım."
bunu dememle hızla elimi tutup koşmaya başladı.
elimi elinde hissedince bir kaç saniyeliğine dikkatim dağıldı, sonra kendime geldim.
kapının önüne geldiğimiz de hızla silahımı çıkardım, birlikte hızla içeriye girdiğimiz gibi önümüze gelene sıkmaya başladık.
" süsen kafanı eğ."
ömerin bağırmasıyla hızla kafamı eğdim, kafamı eğmemle kurşunun kafamın üzerinden duvara isabet etmesi bir oldu.
bir adam arkadan üstüme atladı, Bende hızla bacak arasına tekme yi geçirip,
yumruğu mu da gözünün ortasına geçirdim. adam yere eğilip Kıvranmaya başladı.
Ömer bana gururla bakıyor du,
yanıma gelip kan ter içinde konuştu.
" güzelim burda işimiz bitti hadi gidelim."
bunu demesiyle elimdeki silahla hızlıca evden çıktım. Ömer arkam dan gelirken telefonla konuşuyor du, galiba doruktu.
hızla arabaya bindik, biz ordan çıkarken çok bıyık bir patlama sesi geldi,
camdan kafamı çıkarttım, gördüğüm şeyle hızla kafamı Ömere çevirdim.
kahkaha atarak konuştum.
" evi mi patlattın." dedim heyecanla.
" evet." dedi sırıtıp.
" bu gece bana o kadar iyi geldi ki." dedim adrenalinle.
" bu daha hiç bişey, birlikte daha neler neler yapıcaz." dedi.
" şimdiden çok merak ediyorum." dedim kendimi rüzgara teslim edip.
" bir kahve içelim mi, sen eve gitmeden önce. şey yani hak ettik bence bunu."
tebessüm edip konuştum.
" oluur, hak ettik." dedim hızla.
bir saat sonra bir kafenin önünde durduk, inip içeriye girdik.
sakın ve sessiz bir yer bulup oturduk,
sonra kahvelerimizi söyleyip konuşmaya başladık.
" eee anlat bakalım, benden önce hayatın çok mu sıkıcıydı."
sırıtıp bunu demesiyle hızla konuştum.
" senden önce?." dedim hızla.
" evet, Benden önce, sonuçta benden önce bunları yapamıyordun."
" yanii, doğru." dedim yarım ağızla.
" bu gece den sonra ne kadar cesur olduğunu bana bir kez daha ispat ettin,
ilk defa bir kadına hayran kaldım."
bunu demesiyle iddialı şekilde konuştum.
" bu yavşaklığın kaçıncı seviyesi,
bana nasıl yürüyeceğini şaşırmış sın sen." dedim sırıtıp.
kendini masadan bana eğip konuştu.
" çok da egolusun."
" doğruları söylemek ego ise evet ben egoluyum."dedim bende kendimi ona eğip.
bir anda yüzlerimizin arsında ki yakınlığı fark edince yutkundum.
" benim sana yürüdüğümü düşünmek istiyorsan düşünebilir sin, bu durum beni bağlamaz."
bunu demesiyle gülüp kahve mi yudumladım.
" artık gidebilir miyiz, saat gerçekten çok geç olmuş." dedim.
" tamam gidelim." Diyip ayağa kalktı hesabı ödedi sonra da arabaya doğru yürümeye başladı. Bende peşinden ona yetişmeye çalışıyordum.
arabaya bindiğimiz de konuştum.
" yarın işimiz var mı?"
" hayır yok."
" anladım." Diyip başımı cama çevirdim.
eve geldiğimiz de inmeden önce Ömere dönüp konuştum.
" çok güzel bir gündü."
" evet senin gibi." dedi pis pis sırıtıp.
Bende gülüp konuştum.
" pis fırsatçı seni, neyse iyi geceler."
dedim.
" iyi geceler süsen kılıç." dedi ve sonra gazı kökleyip gitti.
Bende gözümün önünden uzaklaşan arabaya dalıp gittim.
" süsen kendine gel ne yapıyor sun be."
diyip hızlıca içeri girdim.
eve girip koşa koşa odama gittim.
odama girdiğim de yasmini görmemle sırıttım.
" süsen canım saat kaç oldu sen neredesin ya, bak çok korktum sana bişey oldu diye."
" yaa kokma bebeğim, bişey olmadı,
harika geçti biliyor musun." dedim heyecanla.
" iyiii bariii. o zaman ben uyumaya gidiyorum, biliyor sun yarın, Kaan, sen,
ben, ve berko takılacaz ha bide elif."
" elif geliyorsa ben gelmiyorum." dedim hızla.
" yaa süsi nedenn?"
" aybike hakkında kötü konuştu."
" yaa off onun her zaman ki gibi saçmalığı işte boşver, kaana ayıp olur gelmezsen."
" iyi madem kaan için elife katlanıcam."
" ayy süper sin bebeğim, neyse iyi geceler kaçtım ben." Diyip odadan gitti.

Sabah uyandığım da direk elime telefonumu aldım, bildirimlerime bakarken dikkati mi bir mesaj çekti.
mesaj Ömer den gelmişti.
" günaydın, cesur kız."
hızla yazdım.
" günaydınn." yazdım, sonra telefonum çalmaya başladı, Kaan arıyor du.
sonra Ömer den tekrar mesaj geldi.
" beş dakika ya arıyorum aç."
Ömer ve Kaan aynı anda beni arıyorlardı, acaba şuan hangisine cevap verseydim...

yeni bölüm geldiii, aşk üçgeni mi oluyooo acabaa..