20. BÖLÜM

650 25 20
                                    

SÜSEN DEN
" Ömer..." dedim yutkunup, devam ettim.
" bana zaman ver olur mu?"
" bana inanman için zaman istiyorsan, istediğin kadar zaman veririm, istersen bütün hayatını zaman vermemle geçir güzelim." dedi tebessüm edip.
" benim kaanla konuşmam lazım Ömer, şu saçmalığa son vermem lazım.
beni kaanin evine götürür müsün, bugün.?"
" ama..."
" aması yok Ömer, lütfen." dedim hızla.
" tamam sen nasıl istersen...
doruğu ariyim gelsin alsın bizi, hadi içeriye geçelim."
içeriye girdiğimiz de, omer hızla doruğu çağırdı.
" konuşup hemen geleceksin dimi yanıma." dedi masum masum bakıp.
" aybike de kalıcam, biraz düşünmem lazım Ömer."
" tamam sen bana gel, ben evde kalmam sen evde kal ben giderim." dedi hızla.
" Ömer lütfen ama... bak gelicem tekrar senin yanına, ama biraz düşünmem gerekiyor, senin olduğun bir yerde düşünemem ki.?" Dedim hızla.
" tamam, tamam güzelim. buna da tamam." dedi.
sonra korna sesi geldi.
doruk geldi hadi."
birlikte evden çıkıp arabaya bindik.
bir saat sonra kaanın evinin önüne geldiğimiz de, Ömere bakıp konuştum.
" konuşup, aybike ye gecicem."
" ne kadar sürer." dedi.
" bilmiyorum."
" çıkınca mesaj at."
" tamam." Diyip arabadan indim.
son kez Ömere bakıp kaanin evine girdim, zilini çalıp beklemeye başladım.
" aşkım hoşgeldin."
iyyy aşkım ne ya...
iç sesim susar mısın, başlama yine.
" hoşbuldum kaan... benim seninle birşey konuşmam lazım."
" tamam aşkım, gel içeriye."
bu da taktı ha aşkım kelimesine...
iç sesin sus artık.
" ne içersin hayatım."
biraz daha böyle konuşursa kusucam galiba...
" su olur." dedim hızla.
" tamam bebeğim hemen getiriyorum."
bir kaç dakika sonra elinde su ile geldiğinde hızlıca yanıma oturdu.
"eee güzelim anlat bakalım.
bir sorun mu var?"
suyum dan kocaman bir yudum alıp zorlukla konuşmaya başladım.
" Kaan... " dedim düşük bir sesle.
" efendim süsen."
" Kaan bizim dün gece yaşadığımız şey tamamen bir oyundu."
oha süsen böyle söylenir mi.
"nee..." dedi gözlerini kısıp.
" bak ben gerçekten seni kullanarak çok iğrenç bir oyun oynadım."
süsen şuan daha beter batırıyorsun.
Kaan bir anda ayağa kalkıp sesini yükselterek konuşmaya başladı.
" ne demek kullandım, kime oyun oynadın, ne diyorsun sen süsen."
bende hızla ayağa kalkıp konuştum.
" ben Ömere bir oyun oynadım." dedim gözlerim dolmuştu artık.
" sen..." dedi ve an gözlerine büyük bir hayal kırıklığı peyda oldu.
" sen benin duygularımı nasıl kullanırsın süsen, hiç mi acımadın sen bana."
o an dediği şeyle kalbimin acıdığını hissettim.
dudaklarım dan sadece, " özür dilerim."
kelimeleri dökülebildi.
Kaan bir anda kahkaha atıp bağıra bağıra konuşmaya devam etti.
" özür mü diliyorsun şuan gerçekten...
süsen bu kadar kolay mı ya, bu kadar kolay mı, benim duygularım la oynayıp sonra da özür dilemek bu kadar kolay mı?" dedi gözünden bir damla yaş düştü.
" Kaan benim gözüm döndü, ne yaptığımın farkında değildim."
" sen ona aşıksın değil mi?.
o yüzden beni kullanarak bu oyunu oynadın." dedi yüzünü sıvazlayıp.
" Kaan ben ona aşık..."
" sen ona aşıksın."
benim cümlemi bitirmemi beklemeden kendi devam edip bunu söyledi.
" süsen sen o adama aşıksın, ama bende sana aşığım, bak belki ruh hastası diceksin, onu bunu diceksin ama istediğini diyebilirsin umurumda değil.
süsen ben seni kazanıcam, o adama istediğin kadar git, eninde sonunda bana geleceksin."
dediği şeyle ağzım açık kalmıştı.
şuan resmen Ömerle bir savaşa gireceğini mi söylüyor du.
" Kaan bak kalbini kırmak istemiyorum ama biz den olmicak.".
" olucak süsen, olucak, bir gün elbet olucak."
" ben gidiyorum." kaanın dediklerine daha fazla dayanamayıp hızla evden çıktım.
hızlıca aybike yi arayıp telefonu kulağıma götürdüm.
" aybiikkk." dedim neşeli bir tavırla.
" oooo susiiiii." dedi oda aynı neşeyle.
" aybike ya ben senden bişey isticektim."
" söyle bebeğim."
" ben bir kaç günlüğüne sizde kalabilir miyim?"
" Ömer le mi tartıştın, kızım daha yeni evlendiniz, ne ara kavga etmeye başladınız."
" yaa şey kavga etmedik, ben biraz ondan uzak olup düşünmek istiyorum."
" neyi?"
" yaa aybik soru sormayi bırak, cevap ver bana."
" benim kapım sana her zaman açık, hadi gel bekliyorum."
" tamam görüşürüz." Diyip kapatıp, aybike nin evine doğru gitmeye başladım taksiyle.
taksiye bindiğim de aklıma Ömere haber vermem gerektiği geldi, hızlıca mesaj yazıp gönderdim.
" aybike ye gidiyorum."
anında cevap geldi.
" tamam güzelimm. dikkat et."
ömerin mesajına bakıp bir anda gülümsedim.
ooo süsen sen yanmışsın ya.
iç sesim bak kes o sesini artık...
aybike nin evine geldiğimde hızla kapısını çalıp beklemeye başladım.
bir kaç dakika sonra kapı açılınca, aybike nin kocaman gülümseyen yüzünü görmem bir oldu.
" ayyy susiii hoşgeldin."
" hoşbuldum aybiiikk."
" gel hadi içeriye."
birlikte içeriye girdiğimiz de hızlıca kendimi bir yere attım.
aybike de karşıma geçtiğinde meraklı gözlerle bakıp konuşmaya başladı.
" eee anlat bakalım, enişteyle kavga mı ettiniz.?"
" aybike bu konu hakkında konuşmak istemiyorum cidden ya."
" ayy tamam tamam, ama anlatmak istersen dinlerim...
ikimize kahve yapıp geliyorum." Diyip kalkıp mutfağa gitti.

ÖMER DEN
odamda oturmuş camdan dışarıya bakarak süseni düşünüyor dum.
ben ne ara bu kadar kendimi kaybetmiştim.
bir anda telefonumun çalmasıyla süsen olduğunu düşünerek heyecanla elime aldım, ama arayan kişiyi görünce gözlerim tekrardan donuklaştı.
açıp kulağıma götürdüm.
" aloo ne var.?"
" aşkım sen neden soğuk yapıyorsun bana, olmuyor ama böyle."
" dora ne istiyorsun dedim?"
" yanıma gelmeni."
" dora ben artık seninle hiç bişey yapmicam şunu artık kafana sok."
" neden, karına aşık mı oldun yoksa?"
" aynen karıma aşık oldum, ben karıma aşığım, çok aşığım, ve bundan sonra da tek dokunacağım kadın o olucak, anladın mı beni dora." dedim fevri şekilde.
" iyi sen bilirsin ben babamla bir konuşayım o zaman."
" kızım manyak mısın, o ağzını açarsan eğer bende senin olurum."
" sonum senin elinden olsun be omercim."
bip.bip.bip...
kulağıma dolan telefonun kapanış sesleri beni sinirden deliye çevirmişti.
Allah kahretsin, herşeyi babasına ötecekti, bir şey yapmam lazımdı.
hızla koşa aşağıya inip salonun ortasında durup, koltukta oturan doruğa bakıp telaşla konuşmaya başladım.
"doruk... sarp..." dedim nefes nefese.
" ne oldu oğlum sarpa."
" dora babasına herşeyi anlatacak, sarpa birşey olursa ölürüm ben." dedim korkuyla.
" siktir..."
" koş doruk, koş." Diyip hızla kapıya koştum, doruk ta peşimden koşmaya başladı, hızla arabaya binip dora nın evine doğru sürmeye başladık.
" doruk biraz daha hızlı ol." dedim bağırarak.
o an telefonum çalmaya başladı.
süsen arıyordu, şuan açamazdım...
bir kaç dakika sonra dora nın evine geldiğimiz de hızla arabadan inip evinin bahçesine girdik.
hızla dora yı aramaya başladım.
açmıyor du, açmıyor du.
Allah kahretsin.
" efendim omercim."
açtığı an sinirle konuşmaya başladı.
" bana sakın bunu yaptığını söyleme."
" yaptım omercim, herşeyi babama anlattım. madem seni kaybettim, o zaman babamın da herşeyi öğrenmesi gerekiyor du değil mi?"
" allah belanı versin senin, kızım senin sonun olucam lan, sonun olucam duydun mu beni." Diyip suratına kapattım.
" anlatmış mı?" dedi doruk hızla.
" anlatmış." dedim nefes nefese.
" sarpa eğer birşey olursa yemin ederim o dorayı öldürürüm." dedim öfkeyle.
" abi tamam bir sakin ol, sarpi arıyorum ben şimdi." Diyip aramaya başladı.
" telefonuna ulaşılamıyor." dedi büyük bir telaşla.
o an telefonuma mesaj geldi, hızlıca açıp okumaya başladım.
"babama herşeyi anlattım, ama hedef kardeşin sarp değil.
babama herşeyi o kadar ters anlattım ki, ve tam istediğim gibi okları, o çok aşık olduğun karına çevirdim.
babamın adamları şuan o güzel karını bulmaya çalışıyorlar ve muhtemelen yarım saate, her ne cehennemdeyse bulacaklardır.
şimdiden basın saolsun omercim."
" hayır, hayır, hayır, hayır, olamaz."
o an kendi kendime bunları tekrarlamaya başladım.
" Ömer kardeşim iyi misin ne oldu?"
telefonu doruğa verip, daha fazla dayanamayıp yere çöktüm.
" allah kahretsin. Ömer kendine gel, Kendine gel, güçlü olmak zorundasın, şuan süseni bulmak zorundayız."
" az önce beni aradı, ama ben açmadım, benden yardım istiyor du, ama ben aynı gerizekalı gibi açmadım, hedef sarp sandığım için umursamayıp açmadım."
" Ömer tamam şimdi bir sakin olup tekrar ara süseni."
doruğun dediğini yapıp ellerim titreye titreye süseni aradım.
bir çaldı, iki çaldı, üç çaldı, dört çaldı, beş çaldı, altı çaldı, yedi çaldı...
ama açmıyor du.
" açmıyor." dedim gözümden bir damla yaş düşerken.
" şuan nerde kalıyorsa hadi oraya gidelim."
" aybike de kalıyor ama ben evini bilmiyorum." dedim çaresizce.
" ben sevdiğim kadını haberim olmadan ölüme yollamışım."
" Ömer öyle söyleme, biliyorsun süsen mafya, kendini bir şekilde korur."
" kendini o kadar kurşundan nasıl koricak doruk, nasıl koricak, nasıl." dedim bir anda yükselip.
" ben süseni koruyamadım." dedim fısıltı şeklinde...

yeni bölüm geldiiiiiii, heyecanlı bir bölüm oldu sanki...

TEHLİKELİ AŞK (SÜSÖM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin