11. BÖLÜM

561 25 7
                                    

ÖMER DEN
süsenin elimi tutup, gözlerime adeta bir bebek gibi bakıp, yanımda kal demesiyle, içimde bir şeylerin kıpırdadığını hissettim.
tebessüm edip konuştum.
" tamam, kalırım." Diyip elini çekmesini izin vermeden tekrar yanına oturdum.
sonra yavaşça elimi elinden çekmeye çalıştım, ama süsen izin vermeyip elimi sımsıkı tutup konuştu.
" biliyorum, bu durum çok saçma, ama uçaktan inene kadar elimi bırakamasan." dedi.
" bırakmam." Diyip elini elime sımsıkı kenetledim.
bunu yapmamla gözlerini kapatıp başını cama değil bana doğru çevirdi.
sonra başını biraz daha bana yaklaştır dı, ne yapmaya çalıştığını anlamıştım, elimi tutmak yetmemişti, varlığı mı daha çok hissetmek istiyor du, güvende olduğunu bilmek için.
bir kaç dakika içinde uykuya dalmıştı, Bende boşta kalan elim ile süsenin saçlarını usulca okşamaya başladım.
burnumu saçlarına götürdüm, sonra da boynuna... kokusunu ezberlemeye çalıştım.
neden yapıyor dum bunu bilmiyor dum, Ama yapıyor dum işte, İçimden geldiği gibi davranıyor dum...

SÜSEN DEN
gözlerimi yavaşça açtığım da omzumun üstünde bir ağırlık hissettim.
ömer... Ömer başını omzuma koymuş aynı bir bebek gibi uyuyor du.
ellerimiz hala birbirine bağlıydı.
ellerimin onun sıcacık ellerinin arasında olmasından ve başının omzumda olmasından rahatsızlık duymak istiyordum, ama yapamıyordum.
rahatsızlık duymuyor dum, aksine kendimi çok huzurlu hissediyor dum.
boşta kalan elim benden izinsiz şekilde ömerin o pürüzsüz yüzüne gitti.
parmaklarımı ömerin yüzünde usulca gezdirmeye başladım.
bana neler oluyor du böyle...
ben neden bu adam dan delicesine nefret edip hemde yanında nasıl bu kadar süt dökmüş yavru kedi gibi olabiliyor dum.
" süsen kendine gel." Diyip Zar zor elimi yüzünden çektim, sonra da diğer elimi elinden kurtardım.
" gitme...." ömerin bir anda bunu demesiyle anlamayarak konuştum.
" Ömer... Ömer rüya mı görüyorsun sen."
dedim.
" bırakma beni..."
bu Sefer de bunu söyledi.
kime gitme, bırakma beni diyor du bu herif...
kanımda benden izinsiz kıskançlık akmaya başlamıştı resmen.
sinirle ömeri dürtmeye başladım.
dürtmemle bir anda nefes nefese gözlerini açıp şaşkınca konuştu.
" süsen... süsen burdasın." dedi.
bunu demesiyle şaşkınlıkla ağzım açık kaldı.
gözlerini açar açmaz süsen burdasın demişti, ne yani rüyasındaki kişi benmiydim.
sakince konuştum.
" burdayım..." dedim.
" şey ben... rüyamda sana saldırıyorlardı." dedi... sesinde nasıl bir duygu barınıyor du anlayamamıştım.
son derece cesur bir tavırla konuştum.
" kimse bana saldırmaya cesaret edemez." dedim.
evet gerçekten edemezler di, bunu ömerin içinin rahat etmesi için de söylemiştim aynı zamanda.
" biliyorum..." dedi sadece.
" bu arada... sen gerçekten bizim okula kayıt mı olucaksın?" Dedim merakla.
" evet, okumak mesleğimi elime almak benim de hakkım değil mi?" dedi sırıtıp.
"öyle öyle de, yani benim olduğum okul olması şart mı?" Dedim aynı merakla.
" evet, şart." dedi gıcık gıcık sırıtıp...
tam bir saat sonra uçak İstanbul pistine iniş yaptı, saçlarım rüzgarda ahenkle dans ederken Ömere dönüp konuştum.
" eee biz burda ayrılıyoruz galiba." dedim çekingen bir tavırla.
oda egolu bir gülümsemeyle cevap verdi.
" ayrılmak istemiyor gibisin sanki."
" yooo ne alakası var, senden şuan kurtulucak olmak, beni inanılmaz mutlu ediyor." Diyip Saçımı arkaya attım.
" iyi geceler o zaman, yabani." Diyip yavaş adımlarla yürümeye başladı.
bende son kullandığı kelimeden dolayı hemen önüne gecip sinirle konuştum.
" pardon, yabani derken?" Dedim.
" sen tam bir yabanisin, süsen kılıç."
sinirle gülüp konuştum.
" nasıl yani şimdi ben anlamadım, benim yabani olduğumu nerden çıkardın, nasıl vardın bu kanıta."
bir kaç saniye beni sinirden delirtmek ister gibi sırıttı.
" ya konuşsana, sırıtma beni karşımda öyle."
" aslında bir nedeni yok, canım sana yabani demek istedi, neyse benim çok uykum var, biyanönce eve gidip uyumak istiyorum, Seninle uğraşamam, çünkü uykum senden daha önemli."
Diyip bişey dememi beklemeden gitti.
" salağa bak ya, Sanki bende onunla uğraşmak için ölüp bitiyordum." dedim kendi kendime.
sonra da yoldan bir taksi çevirip eve gittim.
eve geldiğimde saat gece dörde geliyor du, kapıyı ses yapmadan açıp aynı seslilikte odama doğru gittim.
odama geldiğimde hızlıca kendimi yatağa atıp gözlerimi kapattım.
" ohh bee, insanın evi gibisi yok." dedim kendi kendime.
sonra da yavaşça uykuya daldım...

TEHLİKELİ AŞK (SÜSÖM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin