17. BÖLÜM

504 22 22
                                    

SÜSEN DEN
kafamın dibinde çalan alarmla gözlerimi zorlukla açıp saate baktım.
saat sekiz otuz du.
" işte başlıyoruz." dedim sinsice gülümseyip.
yataktan kalkıp hızlıca banyoya gittim, elimi yüzümü yıkayıp odaya geri döndüm.
üstüme siyah mini  dekolteli günlük bir elbise giydim.
sonra kaana mesaj attım.
" Kaan iki ya çıkıyorum canım." yazdım.
çok geçmeden cevap geldi.
" tamam canım." dedi.
telefonu hızla çantama atıp, valizimi de elime alıp usulca aşağıya indim.
ömerin beni görmesiyle gözlerine keder oturdu.
" gidiyor musun gerçekten." dedi.
sesi bir garip geliyordu, ve kelimeleri de zorlukla telaffuz ediyordu.
içmiş miydi yoksa...
karşısında durup konuştum.
" evet gidiyorum." dedim.
" bir daha hiç gelmicek misin?" Dedi masum masum bakarak.
" gelmicem." dedim net şekilde.
" ben ne yapıcam." dedi halini gösterip.
" bilmem." dedim umursamaz bir tavırla.
" lütfen bir daha hayatıma burnunu sokma, iş ortaklığı da bitti bilgin olsun.
kendine yeni bir mafya kadını bul."
Diyip kapıya doğru adım atmaya başladım.
" sende annem gibi beni terk mi ediceksin.?"  dediği şeyle bir anda olduğum yere demir gibi kesildim.
" ben sana hiç gelmedim ki terk edeyim." dedim ve son kez gözlerine bakıp çıkıp gittim, onu orda, arkamda bıraktım.

ÖMER DEN
süsenin gidişini izleyip kendi kendime konuştum.
" sende beni, annemin beni bıraktığı gibi bıraktın. hiç bir zararım olmamasına rağmen."
annemin fotoğrafını elime alıp konuştum.
" haklı çıktın, hiç bir kadın beni sevmiyor, sevmek istemiyor.
süsen beni sevmek istemiyor.
süsen beni terk edip gitti, tıpkı senin gibi." dedim ve gözümden birer damla yaş aktı.

SÜSEN DEN
kaanın arabasına bindim, kaana gülümsedim.
ama bu gülümseme neden Ömere haksızlık oluyormuş gibi hissetir di.
son kez eve baktım, ömer içerideydi, tüm kırgınlıklarla, tüm acılarla, tüm gerçekler ile...
" süsen bir daha o eve gitmiceksin değil mi?." dedi Kaan bana.
" geri dönüşü olmicak." dedim, kendimden emin bir tavırla.
ayrıca daha intikamım vardı,
Ömere bu hissi yaşatmadan onun hayatından çıkmicaktım.
Kaan la birlikte olup, ona zevkle soylicektim.
yarim saattin sonunda kaanın evine geldiğimiz de usulca arabadan indim, kaanın kapıyı açmasını bekledim,
o kapıyı açtıktan sonra birlikte içeri girdik.
" süsim kendi evin gibi takılabilirsin, benim odamın yanındaki odayı sana verdim duş almak istersin diye bir kaç havlu falan koydum."
" teşekkür ederim düşünceli kankim benim." Diyip saçını karıştırdım.
" yaa kızım çocuk değilim ben saçımla uğraşma." Diyip kendini geriye attı.
bende gülüp cevap verdim.
" sen benim için hala o on iki yaşında tanıştığım erkek çocuğusun Kaan bayciğim." dedim.
" öyle mi süsen hanımcığım." dedi, Oda beni taklit edip.
" evet öyle... neyse ben odaya çıkıp bir duş alayım kendime gelmeye ihtiyacım var."
" tamam fıstık, sen keyfine bak."
bunu demesiyle hızlıca odaya çıkıp kendimi yatağa attım.
şuan kendimi bir o kadar huzurlu ve bir o kadar da huzursuz hissediyordum.
huzursuz hissetmemin sebebi neydi...
ömeri o halde bırakıp gitmemmiydi...
kafam allak bullak olmuştu, ne düşüneceğimi nasıl hareket edeceğimi bilmiyordum.
şuan tek yapmak istediğim şey akşama kadar huzurlu ve güzel bir uyku çekmekti.

ÖMER DEN
süsen evden çok rahat ve umursamaz bir tavırla çıkmıştı, ama arkasında bıraktığı enkazdan bir haber di.
beni ezip geçmişti, yakıp yıkmıştı.
ben ona bir adım attıkça, o benden o kadar uzaklaşmaya devam etmişti.
benim tek istediğim onu biraz da olsa mutlu edebilmek, yardım edebilmek...
acıdığım dan değil sadece içimden geldiği için.
ne kadar benden nefret etse de, ne kadar güçlü durmaya çalışsada, yine de yardım istiyordu benden biliyordum.
bana gözleriyle diyordu ki; " beni düştüğüm yerden kaldır, tut elimi ve bir daha bırakma."
süsenin bakışları bana böyle hissettiriyordu, biliyorum ama kanıtlayamam da...

SÜSEN DEN
gözlerimi açtığımda her yer karanlık olmuştu, büyük ihtimalle şuan saat sekiz filan dı. bir anda aşağıdan kaan nın sesini duydum.
" susiiiii hadi uyan yemek hazır."
kaanın dediği şeyle hızlıca yataktan kalkıp aşağıya indim.
" kaan neler yapmışsın öyle, sen burda yemekle uğraşırken ben odada fosur fosur uyuyorum, kusura bakma lütfen."
" süsen saçmalama, yabancının evine gelmiş gibi davranıyorsun, ben senin çocukluğunum, çocukluğun." Diyip burnumu sıktı.
bende kıkırdayıp muhteşem bir şekilde yemeklerle donanmış yemek masasına oturdum.
kaan da elinde iki viski ile gelip oturdu, sonra birlikte yemeğimizi yemeye başladık.
bu gece Ömer den intikam alabilirdim, ihtiyacım olan herşey vardı sonuçta...
viski ve bir adet erkek... kaan nı bu oyuna alet etmek istemiyordum, ama başka da bir seçeneğim yoktu maalesef.
bir kaç dakika sonra Kaan, içki ice içe baya bir sarhoş olmuştu, bende onun o sarhoş halini görüp kıkırdadim, çünkü çok komik görünüyordu.
" hadi gel seni odana götüreyim." dedim gülmemin arasından.
" oluuğğgrr."
" Kaan lütfen konuşma, sen konuşunca gülme krizine giriyorum lütfen." Diyip kahkaha ata ata onu odasına götürdüm,
sonra yatağına yatırıp, acaba nasıl kaanın benden etkilenmesini sağlarım diye düşünmeye başladım.
"off salak süsen şuan gecenin köründe durmuş gerçekten bunu mu düşünüyorsun" dedi iç sesim ve evet haklıydı, tam bir salaklık yapıyordum.
dayanamayıp yanına uzandım, ve elimi yüzünde gezdirmeye başladım, Kaan yüzündeki elimi alıp öptü.
"neee kaan elimi mi öptü?"
kes sesini iç sesim, diye mırıldandım kendi kendime, sonra da kaanın üzerindeki tişörtü çıkarttım, bunu yapmamla kaan dan hiç ummadığım bir şey duydum.
" seni istiyorum, seni hayvan gibi istiyorum."
evet bunu demişti ve hatta şuan üstüme çıkmaya çalışıyordu, bende izin verip kendimi iyice yatağa yaydım.
şuan yaptığımız şey gerçekten çok deliceydi.
ben iç sesimle mücadele ederken, içimde hissettiğim şeyle büyük bir çığlık attım, kaan içime girmişti, hayır bu kadar erken beklemiyordum, içimde gelgitler yapmaya başladı, ve o an telefonum çalmaya başladı, zorla elimi tekefonuma götürüp kimin aradığına baktım, omer arıyordu, aferin Ömer yılmaz işimi ne de güzel kolaylaştırıyorsun.
telefonu açıp kulağıma götürdüm, kaan sarhoşlugun ve zsvkin etkisinden benim ne yaptığımı bile anlamıyordu.
sinsice gülümseyip inlemeye başladım.
" aaaahhhhh, kaann ahhhh, mahvettin beni, immhhhh kaan harikasın." dedim ve o an telefon suratıma kapandı, ve o an bir zafer kazanmış gibi gülümsedim.
kaan hala içimde gelgitler yapıyordu ve bende boşalmak istiyordum artık, galiba kaan bana zevk vermediği için boşalamıyordum, ehh napim bende onu düşünecektim, gözlerimi kapatıp şuan içimde kaan değil de, onun olduğunu hayal ettim, ve sadece bir dakika sonra boşaldığımı hissettim.

ÖMER DEN
telefonu hızla kapatıp büyük bir öfkeyle duvara fırlattım, sinirden ve kıskançlık tan elim ayağım titriyor du.
süsen gerçekten böyle bişey yapmışmıydı.
" allah kahretsiiiin" diyerek bağırdım.
odanın ortasında bir sağa bir sola gidiyordum, öfkeden yerimde duramıyordum, sırf beni delirtmek için bana kafayı yedirip hastane ye yatırmak için yapmıştı bunu.
hızla yerde duran telefonu elime alıp tekrar dan aramaya başladım.
" aç şunu, aç şunu." diye sayılamaya başladım, ve o an meşgule attı.
" hay sikim." dedim sinirle.
hızla üstümü değiştirip yanıma silahımı, arabanın anahtarını alıp aşağıya indim.
tam evin kapısından çıkarken doruk beni ve elimdeki silahı gördü.
" Ömer, hayırdır gece gece, bir operasyon mu var, bana niye haber vermiyorsun?"
" aynen doruk bir operasyon var, ama ben tek başıma hallederim merak etme."
" oğlum olursa mu öyle şey, bende gelicem ayrıca hangi adamların kökünü kazicaz bu sefer de." dedi.
bende yüzüme tehlikeli bir gülümseme koyup cevap verdim.
" adamlar değil kardeşim, adam." dedim.
" bir kişi mi, ayrıca kim?"
" kaan." dedim, ismini iğrenerek söylemiştim.
" Kaan kim oğlum."
" süsenin peşinde koşan şerefsiz var ya hani."
" ne, bir dakika bir dakika, elindeki silahla ve bu sinirle onun evine mi gidiyorsun?" dedi telaşla.
" aynen kardeşim."
" oğlum saçmalama kafayı mı yedin."
" kafayı yedim doruk, kafayı yedim, süsen yüzünden kafayı yedim, şimdi gidip o şerefsizin kökünü kazicam."
" Ömer kardeşim bak bir sakin ol, şimdi olmaz, hem süsen de o evde, gece gece kızı korkutmaya gerek yok.
sabah birşeyler buluruz."
" bilmiyorsun oğlum, bilmiyorsun.
az önce telefonda duyduğum şeyleri bilmiyorsun." dedim ve gözümden bir damla yaş geldi, yanaklarım dan süzüldü...

TEHLİKELİ AŞK (SÜSÖM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin