21. BÖLÜM

358 24 13
                                    

insan hiç ruhundan anlamadığı, bilmediği, sadece dışını seven bir insana aşık olabilir miydi, hayır olamaz dı, yapamaz dı.
insan kendinin ruhundan, içinden anlayan birine aşık olabilir di, gerisi aşkın kuralında yoktu...

SÜSEN DEN
şuan olduğum yer tamamen bir cehennem den ibaretti. ayağımın dibindeki kurşunlanarak ölmüş cesetler,
aybike nin evinin bahçesindeki kan gölü ve daha bir sürü şey...
herşey bir anda olmuştu, bir anda ev kurşunlanmaya başladı, bir adamın ağzından ismimi duydum, sonra sen katilsin diye eklediğini duydum.
ben kimin katiliydim, ben katil falan değildim, ayrıca Ömer neden açmıyor du telefonunu.
" süsen, lütfen gidelim burdan."
aybike nin çok güçsüz ve ağlamaklı çıkan sesiyle içim acıdı, hızlıca koluna girip birlikte burdan çıkıp belki bir taksi gelir diye beklemeye başladık.
" Ömer hala açmıyor mu?" dedi Aybike.
" şimdi yine arıyorum." Diyip telefonu kulağıma götürdüm.
" süsen..." bir kaç saniye sonra telefonun açılmasıyla ömerin konuşması bir oldu.
Ömer yılmazın sesi güçsüz mü çıkıyordu, o her zaman canlı ve korkusuz çıkan sesi, şuan cılız ve güçsüz mü çıkmıştı gerçekten.
" Ömer..." dedim. benim de sesim çok kötü çıkmıştı biliyordum, her an hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdim.
" süsen, güzelim iyi misin, birşey söyle lütfen, birşey oldu mu, bir yerine zarar geldi mi doğru söyle, susen doğru söyle."
ömerin bu şekilde konuşmasıyla buruk bir tebessümle cevap verdim.
" sakin ol öncelikle, ben iyiyim merak etme, ama burası resmen cehenneme döndü, çok kötü burası Ömer." dedim kontrolümü sağlamaya çalışarak.
" süsen ordan hemen çık tamam mı aybike yanında mı iyi mi oda.
bak hemen ordan çıkın çabuk benim eve gelin, süsen bu sefer sözümü dinle lütfen."
" aybike iyi, ve bu sefer sözünü dinlicem
Ömer yılmaz." dedim ve o an gözümden bir damla yaş aktı.
" hadi acele edin tamam mı?"
" tamam." dedim.
" süsen... sana birşey olsaydı yemin ederim yaşayamazdım, sensiz bir gram nefes alamazdım. seni kaybetme ihtimali kadar iğrenç birşey yokmuş." dedi.
ve o an dayanamayıp gözümden küçük bir damla yaş firar etti.
" tamam iyiyim yok birşeyim korkma artık. geliyoruz şimdi oraya."
" tamam güzelim, gelicem şimdi bende eve."
" tamam."
aybike ile birlikte bir taksiye binip ömerin evine gittik.
eve girdiğimiz de kendimi huzurlu hissettim, omere ait olan herşey bana güven vermeye başlamıştı, bu ev bana sonsuza kadar da burda kalsam hiç canım yanmazmış hissi veriyordu,
oysaki omerle tam bu evde, tam şuan oturduğum koltukta ona çalışmam için beni tehdit edip anlaşma yapmıştı.
akıl alır şey değil değil mi, sana tehditler savuran adamla iyi anlaşmak ona güvenmek, ve bu adamın sana aşık olduğunu bilmek.
çok geçmeden kapı açıldı içeriye büyük bir telaşla bana doğru gelen Ömer girdi, hızlıca bana sarıldı.
" iyi misin, çok korktum kızım, sana bişey olucak diye öldüm öldüm dirildim."
bunu demesiyle kendimi çekip konuştum.
" yaa Ömer ben susen kılıç' ım bana hiç bişey olmaz, olmadı da."
" öyle mi hanımefendi, kusura bakma ama artık seni yanımdan bir saniye bile ayırmicam, gerekirse tolete bile birlikte gidicez."
" ohaa Ömer." dedim gözlerimi devirip.
o sırada aybike ve doruk ayni anda güldüler.
" bu çocuk çok aşık sana." dedi Aybike.
bende bişey demeyip Ömere baktım.
" tabii yaa aşığım, çok aşığım." dedi sırıtıp.
bende kulağına fısıldadım.
" yalnız bunlar sadece söylenerek olmuyor, benim de inanmam lazım ya hani omercim."
" öyle mi susencim, merak etmeyin ben sizi iyi şekilde inandırıcam."
" etrafı romantik komediye de çevirme de Ömer bey, ben böyle olayları pek sevmiyorum."
" biliyorum susen hanım, siz vurdulu kırdılı isler seviyorsunuz."
" arkadaşlar bizde burdayız kulaktan kulağa olmuyor ama." dedi doruk gülüp.
bende gülümseyip aybike ye döndüm.
" aybikecim gel birlikte yukarıdaki odada kalırız."
aybike önce Ömere baktı sonra bana bakıp konuştu.
" aşkım sen omerle kal ben tekde kalabilirim sorun yok, kocandan ayirmiyim seni."
aybike nin bunu demesiyle Ömer çaktırmadan güldü.
" ya sen tek kalıp sıkılırsın ama."
" aşkım neden sıkılim çıkıp direk uyicam zaten, sen bana odayı göster o yeter."
" iyii hadi çıkalım o zaman."
aybike ile birlikte odaya çıktık, onu odasına bırakıp geri aşağıya indim.
" benden kurtulamazsınız susen hanım."
dedi Ömer elini cebine koyup.
" neyse arkadaşlar size doyum olmaz ben yatıyorum iyi geceler."
doruk da odasına çıktıktan sonra baş başa kaldık.
" Ömer bu gece bunlar neden yaşandı?,
tehlikeli bir düşmanın mı var senin." dedim Ömere bakıp.
bir kaç saniye kederli şekilde yere baktıktan sonra koltuğa oturup beni de yanına çekti.
" anlatacağım ama aramızda kalıcak."
" tamam dinliyorum."
" evet benim çok tehlikeli bir düşmanım var."
" kim?" Dedim merakla.
" dora nın babası."
" nee, nasıl yani."
" bak, üç yıl önce kardeşim sarp, ben, dora ve dora nın ikiz kardeşi birlikte bara gitmiştik. ben ne olduğunu anlayamamıştım yarı sarhoştum.
bir anda sarp ve dora nin kardeşi kavga etmeye başladı, yumruklar hava da uçuşuyor du, sonra sarp benim silahımı belimden aldığı gibi dora nın kardeşini vurdu, sonra bende sarpı korumak için çocuğu alıp denize attım, bunların hepsine dora şahit oldu, sonra bir kaç gün içinde kardeşi deniz de kıyıya çarpmış şekilde bulundu, üstünden parmak izi bulamadılar.
kardeşini gömdük ten sonra dora bana benimle sevgili olursan kardeşini asla ihbar etmem dedi, nolus benimle ol dedi, benim kardeşim öldü, senden başka kimsem kalmadı dedi, bende o gün hem haline acıdığım için, hemde sussun diye kabul ettim, üç yıldır hayatımda, ama arada asla hiç bir zaman aşk olmadı, jel tek taraflıydı.
işte bugün babasına gidip, sarpın değil de senin kardeşinin katili olduğunu söylemiş o yüzden sana saldırdılar."
" seni benden almaya çalıştı yani, beni öldürerek, seni tekrar kendine çekecekti öyle mi?" Dedim gözlerim dolu dolu.
" evet öyle...
bir dakika, sen, seni, benden almaya çalıştı mı dedin."
" Ömer gerçekten şuan bunu mu taktın" dedim sinir bozukluğuyla gülüp.
" evet takarım tabiki de...
ben seninim ve beni senden kimse alamaz susen kılıç." dedi sonra yüzüme yaklaştı, ne yapacağını anladığım için geri çekildim.
" ne oldu?" Dedi meraklı gözlerle.
" Ömer biz şuan bişey değiliz, o yüzden bu kadar yakın olma bana."
" ama olucaz dimi...olucaz." dedi, sesinde büyük bir umut vardı.
Saçımı kulağımın arkasına atıp gözlerimi kaçırıp konuştum.
" bilmiyorum." dedim.
" ne demek bilmiyorum.
susen bana düşünücegini söyledin, ve bana bugün aşkla baktın, nefret eder gibi bakmadın."
" evet düşünücegimi söyledim sana ama..."
" ama ne, ama ne susen."
" sana aşkla bakmadım." dedim zorlukla.
bunu dememle ayağa kalkıp yüzüme baktı.
" susen ben oyuncak değilim tamam mı,
ben senin oyuncağın değilim.
tamam mafya olduğum için herseye dayanıklı olabilirim, ama duygularıma yenik düşerim, susen ben hayatımda ilk defa bir kadına aşık oldum, Oda sensin."
bende ayağa kalkıp konuşmaya başladım.
" inanmıyorum." dedim gözlerine bakıp.
" susen sen daha az önce bana beni inandirman lazım demedin mi, bana az önce aşkla bakmadın mı, ne oldu bir kaç dakika içinde." dedi sinirle ve kırgınlıkla.
" Ömer bak ben kimseye aşık olamıyorum, istesem de olamıyorum, özür dilerim ama sana aşık değilim olamıyorum, yapamıyorum, anlıyorum seni de, ama yalnış kalbi, kalbine aldın, alma Ömer, bırak kalbin benden başka bir kalbe gitsin."
" bu kadar mı?" dedi fısıltı gibi çıkan sesiyle.
" bu kadar." dedim düşük bir sesle.
" tamam." dedi bağırarak, sonra kapıyı çarpıp evden çıktı.
"omeer." dedim Sonra arkasından bende çıktım.
kapıdan çıktığım gibi omerin arabaya binmeden önce telefon konuşmasını duydum.
" dora, her zaman buluştuğumuz bara gel, sonra ordan bi otele geçeriz."
duyduklarım la midemin bulandığını hissettim, kalbim bin parçaya ayrıldığını hissettim.
" işte sen bu kadarsın gerizekalı, Allah kahretsin seni ya." Diyip ona doğru hem bağırdım hemde yürüdüm.
Ömer de bir anda şaşkınlıkla arkasına dönüp bana baktı.
tam karşısında durup konuştum.
" işte sana neden inanmamam gerektiğini bana bir kere daha gösterdiğin için teşekkür ederim sana.
sen bu kadarsın ya bu kadarsın, sana aşığım ölüyorum, bitiyorum dedin, şimdi de o kadının yanına gidiyorsun tüm gece onunla aynı yatakta olucaksın, peki bir kere aklına gelicekmiydim senin, bir kere dicekmiydin acaba susen bunu öğrenirse nolucak dicekmiydin.
Allah belanı versin senin." dedim Sonra da yüzüne sert bir tokat attım.
bir kaç saniye gözlerini kapatıp açtı sonra da büyük bir kederle konuşmaya başladı.
" dora yı bara çağırdım çünkü sarp özür dilicekmiş, ve sarp dora ya aşık, sarp bunu bildiğimi bilmiyor, dora da bilmiyor, belki bir umut benden vazgeçer de ona deliller gibi aşık olan kardeşime şans verir dedim.
o yüzden böyle bişey yapmaya karar verdim."
dedikleriyle başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.
" ben..." dedim devam edemedim.
" özür dilerim." dedim Sonra da gözlerim den yaşlar akmaya başladı.
bana yaklaştı, eliyle gözlerimi sildi.
" neden böyle yapıyorsun susen, neden az önce dediğin şeyden sonra aşıkmış gibi davranıp burda benden hesap sordun, neden süsen." dedi, onunda gozleri dolmuştu.
Ömer yılmaz ın gözleri dolmuştu.
" omer ben..."
" ney susen neee." dedi sesi sert çıkmıştı.
" ya korkuyorum gerizekalı korkuyorum." dedim bağırarak.
" neyden korkuyorsun susen, söyle."
" bak sen çok çapkın bir adamsın, ve ben hayatımda kimseye aşık olmayan, hiç bir adama yenilmeyen bir kadınım, hayatımda belki de ilk defa aşık oluyorum ve bu adam benim kalbimi paramparça yaparsa ölürüm ben anladın mı ölürüm."
bunu dememle hızla konuştu.
" ne dedin sen."
" bisey demedim." dedim gözlerimi kaçırıp.
" belki de ilk defa aşık oluyorum dedin."
" ya evet dedim ya dedim." bağırarak konuştum.
"süsen sana yemin ederim asla öyle bişey olmicak, öyle bisey olursa ben kendimi gebertirim direk zaten anladın mı.
bak susen ben sana çok aşığım ben ilk defa aşık oldum, ilk defa bir kadına yenildim. bak ben ne anne sevgisi nede baba sevgisi görmüş bir adamım, annem beni çok küçükken terk etti, seni ben sevmiyorum, kim sevicek seni Diyip benim aşka olan inancımın kaybolmasını sağladı.
sonra bir anda sen çıktın karşıma, o deli cesaretin ilk cezbetti beni, sonra o güzel gülüşün benim sana yenilmeme sebep oldu, o güzel karakterine diyecek bir sözüm yok zaten.
baban seni benimle evlendirmek istediğinde hiç düşünmeden kabul ettim hem seni korumak için hemde senin gibi bir kadını bulamayacağım için, sonra sende beni sev diye bekledim, sende, benim sana baktığım gibi bak istedim, sonra hiç ummadığım bir anda o pislikle yattın, benden intikam almak için, ben o gece ölüp dirildim susen."
" Ömer." dedim donuk şekilde.
" efendim susen."
" Ömer o çeneni kapat ve... öp beni."
" ne." dedi şaşkınlıkla.
" Ömer istersen ben vazgeçmeden yap şunu." dedim sinirlenmeye başlamıştım.
" Ömer hadi ops-" ben lafımı bitirmeden bir anda dudaklarıma yapışıp deli gibi öpmeye başladı, bende karşılık vermeye başladım.
bir anda kendimi kucağında hissettim, beni kucagina alıp arabanın arka kapısını açıp koltuğa yatırıp üstüme eğilip öpmeye devam etti.
sonra bir anda kendini çekip nefes nefese konuştu.
" süsen hadi eve git, biraz daha gözümün önünde durursan ben dayanamayıp ileriye gidicem, şuan böyle bisey yaşamamız için çok erken, ve daha ne olduğumuz bile belli değil."
bende gülümseyip konuştum.
" evet bunun için erken, ve yine evet biz şuan sevgili değiliz sadece öpüştük."
" oha kızım sen her sevgili olmadığın insanla öpüşüyormusun, delirtme beni."
bende arabadan inip ayak ucuma yükselip ömerin dudağının kenarından öpüp konuştum.
" ben sadece sevgili olacağım adamlarla öpüşüyorum, buda sana ipucu olsun." Diyip gülerek eve girdim.

uzun bir aradan sonra tam gaz devam ediyoruzzz...
iyi okumalar dilerim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TEHLİKELİ AŞK (SÜSÖM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin