10. BÖLÜM

491 26 15
                                    

ÖMER DEN
otelin önüne geldiğimiz de süsenin kemerini açıp nazikçe uyandırmaya başladım.
" süsen hadii uyan... süsen."
" hmmm, ben yürümek istemiyorum, sen taşı beni."
bunu demesiyle hızla konuştum.
" emin misin?."
" eminim, yürüyecek halim yok, taşı işte ölmezsin."
bunu demesiyle gülüp konuştum.
" ölmem ölmem, benim için bir zevk tir."
Diyip indim, sonra süseni kucağıma alıp otele girip odaya çıktım.
odaya geldiğimiz de yavaşça yatağa bırakıp konuştum.
" kalk üstünü değiştir böyle uyuma bu üstündekiler rahat durmuyor."
" sanane." dedi gozleri kapalı şekilde.
" tamam banane." Diyip banyo ya gittim.
üstümü değiştirip tekrar odaya girdim,
odaya girdiğim de süsenin hala yatakta aynı şekilde uyuduğunu fark ettim.
bıkkınlıkla konuştum.
" kızım sen ciddi ciddi bu kıyafetle mi uyuyacaksın, kalk üstünü değiştir işte."
gözlerini hafifçe aralayıp konuştu.
" ya sen niye bu kadar taktın benim kıyafetime, ben böyle uyumak istiyorum. sal beni artık."
" iyi be ne yaparsan yap." Diyip yatağın kenarındaki koltuğa oturdum.
gözlerimi yavaşça kapatıp uykuya daldım.

SÜSEN DEN
yatakta oturur pozisyona gelip karşımdaki koltukta uyuya kalan ömeri izlemeye başladım.
ben onun yüzüne dalmışken bir anda tekefonum çalmaya başladı.
arayan yasmin di, hızla açıp kulağıma götürdüm.
omer telefon sesinden olsa gerek yavaşça gözlerini açıp bana bakmaya başladı.
" yasmin..." dedim neşeli şekilde.
" bebegimmm, güzelim seni çok özledim ben ya, iki gündür ben neden aranmıyorum acaba, babama be annemle konuşmuyor sun onu anlıyorum ama benimle neden konuşmuyor sun."
" yaa canım ikizim benim, ben seninle hiç konuşmamaz lık yapar mıyım.
burda biraz işler karıştı, o yüzden aramaya fırsat bulamadım."
" ne oldu anlat, kaanla mı tartıştın.?"
yasminin sorusuyla bir anlığına gozlerim Ömere kaydı, sonra tekrar çekip konuşmaya başladım.
" yok Kaan değil konu."
" kızım anlatsana o zaman." dedi hızla.
" ben şuan kaanla değilim." dedim Ömere bakıp.
" kiminlesin kızım o zaman. süsen neler oluyor ya."
" ömerleyim." dedi sadece.
" neee.?" diye çığlık attı bir anda.
yüzümü buruşturup konuştum.
" ya bağırmasana yasmin."
" eee tamam sakinim, kızım nasıl oluyor bu durum." dedi heyecanla.
" Ömer bey buraya kadar peşimden geldi, kaanin yanından aldı beni, kendi yanına koydu." dedim sinirle.
bunu dememle Ömerin sırıttığını gördüm.
" ayy dur gülmicem..." Diyip kahkaha atmaya başladı.
" yasminnn." dedim sinirle.
oda kahkahasının arasından konuşmaya çalıştı.
" bak kızım bu sana aşık. oraya kadar gelmek nedir ya, iki mahalle öteden bahsetmiyoruz, paristen bahsediyoruz." dedi.
" yasmin bak eve döndüğümde seni çok kötü döverim."
" ne var be doğruyu söylüyorum ben.
bak valla babam çok doğru yaptı sizi evlendirmek istemekle." dedi yine kahkaha atıp.
" kapatıyorum ben, sen çok boş yaptın çünkü komik ikizim." dedim sinirle.
" ya tamam tamam valla konuyu kapatıyorum. eee ne zaman dönecek sin,
yarın okul var biliyor sun."
doğru yaa yarın okul vardı ben nasıl unutmuştum bunu, kafan nerde senin süsen yaa, dedim kendi kendime.
" yasmin ben bunu tamamen unutmuşum." dedim telaşla.
yasmin yine kahkaha atıp konuşmaya başladı.
" bişey... dicem. Ömer Senin aklını başından aldı değil mi?, o yüzden okulu da unuttun."
" yarın görüşürüz yasmin." Diyip suratına kapattım.
kapatırken hala kahkaha attığını duyabiliyor dum.
ben telefonu kapattıktan sonra Ömer merakla konuşmaya başladı.
" ne oldu bir sorun mu var?"
" evet var. benim yarın okulum var,
Türkiye ye dönmemiz lazım, hemde şuan." dedim hızla.
" şuan nasıl uçak bulucaz süsen."
dedi şaşkın ve uykulu gözlerle.
" bilmiyorum, bulmak zorundayız.
bak ben yarın o derslere giremezsem kafayı falan yerim, intihar ederim." dedim, aklıma ne geldiyse söyledim bir anda.
omer de ne saçmalıyorsun sen bakışı atıp konuştu.
"  istersen. "
" tamam yani bir tık abartmış olabilirim... ama yarın sınavım var, onlara giremezsem afedersin ama b..ku yerim." bunu dememle tatlı tatlı gülüp konuştu.
" ağzına hiç böyle laflar yakışmıyor ama süsen kılıç."
" gerçekten bunu mu taktın ya." dedim bıkkın şekilde.
" tamam konumuza geliyorum...
yani bu saatte tek bir şekilde uçak bulabiliriz." dedi sinsi sinsi bakıp.
" neymiş o, söyle hadi."
" mafyalığımızı konuşturucaz." dedi hızla.
" nee, napıcak Allahın yabancı masum insanlarını mı öldürücez." dedim gözlerimi devirip.
" yok yok... Ben masumları öldürmem biliyor sun. sadece öldürmekle tehdit edicez." dedi sırıtıp.
" tamam öldürmeyelim, onun dışında herşeye okeyim." dedim, sonra da valizime kıyafetlerimi yerleştirmeye başladım.
omer de kalkıp valizini toplamaya başladı.
" ben ne güzel uyuyacaktım işte ya, nerdem çıktı bu okul." dedim isyan edercesine.
" bakıyorum da sende biraz tembellik var."dedi Ömer bana bakmadan gülüp.
" ahahaha çok komik sin sen ya, ben tembel olsaydım üniversite okuyor olamadım şuan. Hem sen kendine bak, sen ne kadar okudun ortaokul terk mi."
dedim ukala bir tavırla.
oda elindeki kıyafetlerini bırakıp bana yaklaştı.
gözlerimin en derinine bakıp konuştu.
" okul konusunda benimle yarışa girme istersen. sen hayatında kaç kere tip kazandın. dur ben söyleyim, sıfır.
ben kazandım ama, hemde en yüksek puanla."
" neee." dedim şaşkınlıkla.
" sen ve tıp, şaka dimi?"
" yoo değil, ordan bakınca salağa mı benziyorum. ben tıp okuyor dum, bir süreliğine dondurdum, ama bir haftaya tekrar başlicam, mafya olunca okul okumadığımı falan mı sandın sen."
" gerçekten yok artık ya, senin aklının sadece başka yerlerinde olduğunu düşünüyor dum ben."
" demek ki  yalnış düşünmüşsün.
haa bu arada, senin okula geliyim de yalnız kalma, şimdi ben olmazsam sıkılırsın, özlersin falan." Diyip güldü.
" yaa yok artık, şaka dimi, dalga geçiyorsun benimle herhalde."
" yook dalga falan geçmiyorum, çok ciddiyim."
" allahim ben bunun yüzünden son kalan aklımı da yitirmek istemiyorum." dedim bıkkınlıkla.
" hadii hadii biraz hızlı ol, sabah okuluna gidemezsen bütün sinirini benden çıkarır sın, Seninle uğraşamam, o yüzden biraz seri ol." dedi.
" sus be." dedim Hemen.

ÖMER DEN
ben valizimi almış odanın kapısında beklerken süsen hala aynanın karşısında durmuş makyaj yapıyor du.
isyan edercesine konuştum.
" kızım sen napıyorsun, gece nin köründe kim senin yüzünü görecek."
bunu dememle yüzünü bana dönüp konuştu.
" biri görücek diye yapmıyorum, kendimi iyi hissetmek için yapıyorum."
" iyi hissetmek için makyaj yapmana gerek var mı gerçekten?." dedim anlamayarak.
" evet var." Diyip devam etti Aynaya dönüp.
bir kaç dakika sonra valizini alıp konuştu.
" tamam dır hazırım ben, gidebiliriz."
bunu demesiyle elimle kapıyı gösterip konuştum.
" buyrun, bayanlar önden." dedim.
bunu dememle yanıma yaklaştı, karşımda kendinden emin bir duruş sergileyip keskin şekilde konuşmaya başladı.
" yalnız bayan değil... kadın.
bunu sana kimse öğretmediyse ben öğretirim." Diyip beni beklemeden emin adımlarla koridor da yürümeye başladı.
Bende arkasından sırıta sırıta yürümeye başladım...
yarım saat sonra hava alanına geldik,
hızlıca bekleme yerine girip etraftaki insanları kontrol ettik.
" Ömer biz burda nasıl pilot bulucaz, Türkiye ye gidicek hemde."
dedi süsen etrafına bakıp.
" Türkiye ye gidicek pilotla işimiz yok, ben şuan rast gele bir pilot arıyorum." dedim ve sonra bir anda gözümün önünde bir pilot gördüm.
süsene bakıp hızla konuştum.
" İngilizcen var değil mi?" Dedim.
" var da, neden sordun?"
başımla pilotu gösterip konuştum.
" bu adamı kullanacağı uçağın yanına götürmemiz lazım."
" tamam götür sen, ben hiç bişey yapmam."
" süsen dikkat çekmeyelim işte, alt tarafı uçağının olduğun yere götürecek sin, abartma." dedim.
" ya ben neden sürekli sana itaat etmek zorunda yım, sen niye hiç bana itaat getirmiyor sun?"
" süsen suan tek derdin bu mu?" Dedim merakla.
" evet bu."
" sen şu adamı oraya götür, ben Türkiye ye döndüğümüz de sadece istediğin tek birşeyi yapacağım."
bunu dememle sırıtıp Konuştu.
" tamam dır o zaman, hadi bakalım şu adamı halledelim." Diyip hızla adama doğru yürümeye başladı.
Bende seri şekilde gizlice uçağının olduğu yere gittim.
süsenin bir kaç dakika sonra pilot la geldiğini görünce gururla sırıttım.
" aferin kız sana." dedim kendi kendime.
pilot ve süsen uçağa yaklaştığı an bir anda, pilotun arkasına geçip ensesine silah dayayıp konuştum.
" sakın sesini çıkartayım deme, aksi taktirde ölürsün. eğer bizi Türkiye ye götürürsen, seni sağlam şekilde bırakırım." dedim.
sonra süsen pilota tercüme yaptı, süsen susunca pilot hızla kafasını salladı.
sonra hemen uçağa binip yerine geçti, bende süseni elinden tutup uçağa çektim, sonra rast gele bir yere oturduk.
süsenin konuşmaması bir anlığına anormal gelmişti bana, o yüzden ona dönüp konuştum.
" ne o süsen kılıç çeneni açmıyor sun hiç."
" şey ben..." dedi ve devamını getiremedi.
bakışları çok garipti, her zaman bana dik dik bakan süsen yokta, süt dökmüş kedi yavrusu gibi bakan süsen vardı.
" iyi misin.?"
" ben uçaktan çok korkuyorum." dedi aniden... işte bunu beklemiyor dum.
kimseden korkmayan, herkesi tek hamlede gebertecek güce sahip olan süsen kılıç... bir uçaktan korkuyor du.
" dalga geçiyorsun herhalde." dedim hızla.
" yaa hayır geçmiyorum." dedi tedirginlikle.
" buraya gelirken nasıl geldin peki?"
" Kaan vardı yanımda, o bana güven veriyor du."
bunu demesiyle sertçe yutkunup konuştum.
" ben güven vermiyor muyum." dedim.
" ya veriyor sun, ama Kaan kadar değil çünkü ben seni daha doğru düzgün tanımıyorum, Kaan çocukluk arkadaşım, ona daha çok güvenmem kadar normal bişey yok." dedi hızla.
" iyii.. git kaanın seni korusun." Diyip oturduğum yerden kalktım.
bir anda süsen o narin elleriyle elimi tutup gözlerime baktı, yanında kalmamı ister gibi.
" gitme... yanımda kal..."

TEHLİKELİ AŞK (SÜSÖM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin