Ayy maaşallah bizee.
Bir bölüm geliyor ben diyim harika siz deyin mükemmel.
Dizlere dikkat düşme tehlikesi var.
Yorumlarda buluşalım.
●●●
Fatih'i arayan adamdan sonra hepimiz oturmuş tekrar aramasını bekliyorduk.
Aklımda değişik sorular vardı.
Cenk bu işin sonunda ne olduğundan kabul etti?
Kaan nerede?
Arayan kişi kim ve ne istiyor?
Hepsinin cevabını öğrenmem lazımdı.
Arayan adamı biz daha söylemeden komiser Selim bey bizi aramış ve yerini tespit ettiğini söylemişti. Bizden sadece adamın yanına gidip dediklerini yapmamız lazımmış.
Telefonun çalmasıyla Fatih'e baktım.
" Öğleden sonra saat üçte atışalanı mezarlığa gelin. Gelirken bir milyon lira getir. Yanında Sibel'i de getirmeyi unutma. "
Ben sinirle tırnaklarımı kemirirken Fatih, benim sakin olmam için eliyle halledeceğim tarzı işaretler yapıyordu.
Güveniyordum. Hiç olmadığı kadar.
Fatih sakince telefonu kapattıktan sonra Kadir konuştu.
" Ee ne yapacağız? "
" Bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum. Sibel neyin içinde bilmiyorum. Onu koruyamayacağım diye ödüm kopuyor. "
Ben burada yokmuşcasına bir rahatlıkla konuşuyordu.
" Allah'ın izniyle bir şey olmayacak kimseye kardeşim. Sakin ol sen. Şimdi şu para meselesini halletmek için komiseri arayacaktın. Ara bakım. "
Fatih komiserle konuştuktan sonra karakola gelmemiz gerektiğini söyledi.
Biz hemen evden çıkıp karakola gittik.
Selim komiser yanımıza bir çantayla gelmişti.
" Hoşgeldiniz çocuklar. Gelin benimle odamda konuşalım. "
Onu takip edip odasına girdik.
Fatihle karşılıklı koltuklara oturduktan sonra komiser Selim de kendi koltuğuna oturmuştu.
" Seni arayan kişi hakkında birkaç bir şey bulduk. Adam oldukça iyi saklanıyor. Adı ve soyadı Osman Güral. Bilgilerinde altı sene önce hırsızlık suçundan üç yıl boyunca hapiste kaldığına ulaştık. Ondan öncesinde ise uyuşturucu tacirliği ve kaçakçılığı. "
Biz pür dikkat dinlerken bir o kadarda şaşkındık.
" Burada Sarp'ı kurtarmaya çalışıyor çünkü en iyi para kazandıran elemanı Sarp. Bu size vereceğim çantanın birinde gerçek para var, diğerinde ise çantada içine düşse bile göremeyecek kadar küçük olan bir görüntü kaydedici ve de ses cihazı koyduk. Oradan onu dinleyip sizinle konuşmadan irtibata geçip anında yakalayacağız. "
Biz dediği her şeyi yine dinlerken sessizliği Fatih bozdu.
" Peki komiserim her şey tamam güzel iyi falan ama. Bu işin ıçindeki herkes cezasını çekecek mi? "
Ne demek istiyordu?
" Herkes ceza alacak. Kullansa da kullanmasa da."
Yani Kaan'da.
" Anladım komiserim. Bizim bir arkadaşımız var. O da şu an İstanbul'da. Zorla bu işin içine girdi. Tahmini ne kadar ceza alır? "
Ne demeye çalışıyordu?
" Dediğim gibi kullansa da kullanmasa da. "
Kaan da yargılanacak. Ve Fatih bunu anlatmaya çalışıyordu. Bende hâlâ anlamamıştım.
Fatih'e bakınca o da bana baktı.
Ben ayağa kalkınca o da kalktı.
" Biz artık gidelim komiserim. Zaten bir saat sonra yine beraberiz. "
Odadan çıktığımız gibi polis merkezinden de çıktık.
Hızla Fatih'e döndüm ve sinirle baktım.
" Neden Kaan'ı içeri atmak istiyormuş gibi davranıyorsun? "
" Çünkü bunu istiyorum. Hâlâ içten içe onu seviyorsun ama kendine bile ifade edemiyorsun. Korkuyorsun. "
" Hayır aptal. O benim için bitti. Bana güvenmediği gün, incitip kırdığı gün bitti. Sana bir şans verdim. Umarım bu şansı bana karışmakla ve o aptal düşüncelerde bozmazsın. Heba etmezsin. "
Eve doğru giderken bir şeye çarpmamla duraksadım.
Elinde bir poşetle karşımda bir adet Kaan vardı.
Gerçekten ne oluyor?
BÖLÜM SONU
Bölüm kısa çünkü aşırı önemli bir şey oldu ve yazamadım. Yine de yazdığım kadarını atiyorum.
Keyifli okumalar.
Görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı || Yarı Texting
Novela Juvenil0554 *** ** **: Selam yakışıklı 0554 *** ** **: Düğünde çok nefes kesiciydin 0554 *** ** **: Okulda harikaydın 0554 *** ** **: Kalbimde tahtındaydın 0554 *** ** **: Evet evet doğru 0554 *** ** **: Seviyorum seni bebeğim Kaan: Kimsin lan sen? Kaan...