14.BÖLÜM-ACI GERÇEKLER

39 12 144
                                    

"Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum"


"Zehir ettin gecelerimi. Söylesen mutlumusun şimdi?"

🔥

Ruhum, kalbim,bedenim.
Sanki hiçbiri bana ait değildi.
Kendimi bir hiç gibi hissediyordum.

Başımdaki ağrı her geçen saniye dahada artıyordu. Ama bu ağrı kalbimdeki ağrının ve boşluk hissinin yanında bir hiçti.

Günlerdir buradaydım saatlerce dayak yemiştim. Ağzımdan burnumdan kan gelene kadar hemde.
Ama artık sanki aldığım darbeleri hissetmiyordum acıya alışıyordum yavaşça.

Bana bunları yapan Arda denen pislik ve diğerleriydi. Bana saatlerce  işkence ederiyor bunları kahkahalar eşliğinde kayda alıyorlardı.
Bazen o kadar çok dövüyorlardıki dayanamayarak bilincimi kaybediyordum.

Zaman kavramını iyice unutmuştum neredeydim?, kaç gündür buradaydım?, saat kaçtı?, En önemlisi de Ateş iyimiydi?.

Şuan yanımda yoklardı yine beni bir saatten fazla döverek bırakıp gitmişlerdi. Acılarımla başbaşa bırakmışlardı.
Eminim ki yüzüm gözüm tanınacak halde değildi. Artık lavanta gibi değilde kan kokuyordum.
Evet doğru duydunuz ben ne kadar kabul etmek istemese de Nur bana hep lavanta gibi koktuğumu söylerdi. Başlarda bundan hoşlanmasamda sırf o öyle söylediği için kabul etmeye başlamıştım.

Canım çok yandığı için hızlı hızlı ve acı dolu nefesler alıyordum.
Tüm bu acılarımı göz ardı ederek gözlerimi sıkıca kapattım ve Ateş'i son gördüğüm anı hayal etmeye çalıştım.
Bu acı dolu bir andı Ateş'in yüzü direksiyona düşmüştü.
Sonrası yoktu.

Günlerdir aç ve susuzdum ve artık bu katlanamaz bir hale gelmeye başlamıştı.

yakından gülme sesleri ve adım seslerini duyunca onların geldiğini anladım.
Günlerdir bu sandalyede bağlı bir şekilde oturuyordum.
Ne yaparsam yapayım kurtulamıyordum.

Az sonra kapıdan içeriye Arda ve diğerleri girdi.
Burası çok rutubetli bir yerdi ve artık bu rutubeti midem kaldıramaz bir hale geldi.
Arda sırıtarak yanıma doğru yaklaştı elinde bir çanta vardı.

Karşıma geçerek beni baştan aşağı süzdü. feri gitmiş gözlerimle bende aşağıdan ona bakıyordum.
Gülümsemesi artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Gülerken gösterdiği o otuz iki dişini yerinden söküp boynuma kolye diye takmak istiyordum.
Ve şayet buradan kurtulursam tam olarak yapacağım şeyde buydu.

Başını sağ tarafa doğru çevirerek başıyla diğerlerine bir işaret verdi.
Ardından Yiğit ve Mert bana doğru gelmeye başladılar.
Anlamsız gözlerle onlara bakıyordum ne yapacaklardı.

Mert arkama geçerek ellerimdeki ipleri Yiğit'de önüme geçerek ayaklarındaki ipleri çözmeye başladı ne yani beni serbest mi bırakıyorlardı?.

Yiğit ayaklarımdaki ipleri çözdü tam ayağa kalkacakken dizimi yüzüne geçirdim.
Acıyla bağırarak burnunu tuttu ve  geriye doğru attı kendini. Bu sırada Mert'de ellerimdeki ve beni  sandalyeye bağladıkları ipleri çözmüştü.

Hızla ayağa kalkarak Yiğt'in suratına birde tekme geçirdim. Bunun üzerine daha çok bağrıdı. Diğerleri şaşkına dönmüş bir şekilde bana bakıyorlardı. Kendimi çok halsiz hissediyordum ama içimdeki intikam ateşi sanki bana güç veriyordu.

ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin