12- "Neredeyse Ölüm"

927 203 86
                                    

Gecenin karanlığında evin birinci katından aşağı yağan camlar bir ışık yağmuru gibiydi. Herkes soluğunu tutmuş bir halde başını yukarı kaldırmışken bir kadın ve bir adam havada süzülerek havuzun sığ sularına çarptı.

Sonrası tam bir kaostu. Evin dışında şok dalgası yerini korku dolu çığlıklara bırakırken evin içindekilerin bir kısmı dışarıya doğru kaçmış bir kısmı merakla camlara yönelmişti. Ama kalabalığın içinde iki kişi meraktan çok daha başka bir duyguyla silahlarını fırlatıp öne atıldı. Yavuz Selim ve Sedat fazla düşünmeden pencereye doğru koşup arka arkaya Safir'in peşinden suya atladılar. İkisi de Safir'in düşerken kendinde olduğunu fark etmişti. Yavuz Selim, Safir'in üzerine düşmüş Recai'yi itip kadını kucağına doğru çekti. "Sedat!"

Sedat'ın ve koşup gelmiş Kenan'ın yardımıyla Safir'i havuzun kenarına çıkardı. Havuz Safir ve Recai'nin kanıyla kızıla boyanmıştı. Sedat kardeşinin üzerine eğilip soluğunu dinledi. Anında telaşla kafasını kaldırdı. Herkesin soluğunu tutup beklediği haberi verdi. "Nefes alıyor, Kenan! Ambulans!"

Siyah saçlarından kadının kanlı bedenine su damlarken Yavuz Selim, "Ömer!" dedi, bıçak kadar keskin bir sesle. "Şu iti çıkar, ölmediyse öldürme."

Kemal, kızına doğru atılmaya çalışan Oflu'yu durdurdu. "Baba, abi ilgilenir. Sen otur istersen"

Ama Oflu oturamayacak kadar öfkeliydi. Kenan'ı itip yere kızının yanına çöktü. Yavuz Selim de diğer yanındaydı. Adam yavaşça elini uzatıp kadının üzerindeki kürk ceketi bedenine yapıştıran kanın izin verdiği ölçüde kaldırdı. Kurşun hayati herhangi bir organa denk gelmiş gibi görünmüyordu. Yavaşça kadını kollarının arasına aldı, "Sedat, çıkış yarası var mı?"

Sedat babasının önünden dolaşıp diz çöktü, iyice eğilip kardeşinin sırtına baktı. "Evet."

"Yaranın üzerine bir şey bastır."

Yavuz Selim Safir'i yarasına tampon yapmak üzere hafifçe çevirince kadının kirpikleri titreyerek gözleri açıldı. Bir süre mavi gözleri cam gibi donuk bakarken güçlükle fısıldadı. "Baron!" Avcunu açıp hala elinde tuttuğu kartı adama gösterdi. Üç adam da kartı aynı anda gördü. Oflu'nun bakışları öfkesine bir kurban arayarak İbrahim Giray'ı buldu. Adamın gırtlağına yapıştığında smokin gömleği boğazının etrafında daraldı. "Seni gebertirim İbrahim!"

İbrahim'in yüzündeki bütün kan çekilirken adam kekeleyerek kendini açıklamaya çalıştı "Abi yemin ederim ben bir şey yapmadım!"

"Senin evinde benim kızıma sıktılar lan! O herif o silahla nasıl içeri girdi!"

"Abi vallahi, ben bir şey bilmiyorum!"

Oflu'nun mengene gibi eli adamın gırtlağına dolandı. Sakince İbrahim'in renginin kırmızıdan mora dönmesini izlerken adamın karısının çığlıklarını duymazdan geldi. Sonunda adamın gözleri kapanmaya yüz tutmuşken İbrahim'i sertçe saldı. "Bu işin altından sen çıkarsan ananın amına girsen bulur çıkarırım seni."

İbrahim dengesini kaybedip yere düşerken ambulansın siren sesi dikkatleri yere düşen adamdan Safir'e çevirdi. Birkaç dakika içinde paramedikler Safir'in başına çökmüştü. Ömer çoktan Recep'i sürükleyip götürdüğü için sağlık görevlileri ikinci bir kişi olduğunu fark etmediler bile. Karmaşa ve kaosa aldırmadan Safir'i sedyeye koyup ambulansa taşıdılar.

Polisler de ambulansla bir gelmişti. Sağlık ekiplerinin aksine simalar polisler için oldukça tanıdıktı. Genç, otuzlu yaşlarının başında olan komiser yanındaki üniformalı memura dönüp "Amirimi ara. Burası karışacak" diyerek Sedat'ın yanına ilerledi.

CASINOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin