Zil çalar çalmaz jisung,seungmin ve changbin ile çantasını toparlıyordu. Gözü yerde duran çizime takıldı. "Vay be bunu kim çizmiş..Gerçekten çok iyi"
Bunu fark eden changbin bir anda hızla jisung'un tutmuş olduğu kağıdı elinden aldı. "Hey changbin napıyorsun?" "Çizimimi alıyorum" Şaşkın gözlerle bakan jisung changbin'in resim yeteneğinin iyi olmadığını biliyordu ama bu resim gerçekten ustalık gerektiren bir resimdi, yani changbin'in çizemeyeceği türden.. "Çizim yeteneğinin bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum.." Seungmin çantasını toplarken konuşmalara güldü. "Sen o resim için kaç gece uyumadığını biliyor musun?"
"Oha ciddi misin?" çantasını topladıktan sonra changbin'in yanına oturdu çünkü birisinin ona söylemesi gerekiyordu. "Changbin yanlış anlama ama sana birşey demek istiyorum" "Efendim?" Jisung derin bir nefes aldı ve changbin'in bozulacağını bile bile kırmamak için kelimelerini tartarak konuşmaya başladı "Bak,biliyorum o kişi her kimse ki resimdeki ile aynı galiba ona aşık olmak çok zor..Rüyanda gördüğün birisine aşık olmak gerçekten zor hele ki onu sadece bir kere görmek..Ben seni anlayabiliyorum ama sırf bunun için kendini paralıyorsun. Sürekli onu tekrar rüyanda görme umuduyla uyuyorsun,sadece bu resimi çizeceksin diye uyumamışsın ama resim bile onun resmi..Kendini fazla kaptırıyorsun changbin. bu durum sağlığını etkileyecek diye korkuyorum" Changbin de bu durumdan fazlasıyla sıkılmıştı ki gözleri dolmaya başladı.
"Anlamıyorsun amına koyayım..Anlamıyorsunuz,hiç kimse hiçbiriniz beni anlamıyorsunuz. Yıllardır çıkmıyor kafamdan..İlk başlarda bende önemsememiştim ama sonradan sürekli onu düşünmeye başladım. Bana bir kere gülümsemesi yetti bile ona bağlanmama. Ama bu duyguyu bilmiyorsunuz,rüyamda gördüğüm birisine daha adını bile bilmediğim,yüzünü bile görmediğim birisine aşık olmak ve unutamamak nasıl bir duygu bilmiyorsunuz. Sokakta yürürken,sizinle konuşurken,yemek yerken,uyurken aklımdan çıkmıyor ve bu duyguyu bilmiyorsunuz.."
"Öyle deme changbin bende minhoya aşık oldum,sürekli onu düşündüm,bazen uyuya-" Changbin bir anda konuşan jisung'un sözünü kesti. "Sen görebiliyorsun,yaşadığını biliyorsun ve kavuştun. Sen ve seung-" Seungmin çantasını toplarken changbin'in sözünden sonra durdu ve kafasını kaldırıp changbin'e baktı. Bunu dememeliydi,seungmin'i en hassas noktasından vurmamalıydı"Şey özür dilerim seungmin ben bir an.."
Geri zekalısın changbin.
Dolan gözleri ile zar zor da olsa konuşmaya çalıştı "Sorun değil..Haklısın"
"Her neyse jisung..Demek istediğim onu unutamamak benim elimde olan birşey değil,belki deli muamelesi göreceğim ama ben ona aşık oldum. O yüzden fazla uzatmayalım konuyu minho ağaç olmasın" Olayı fazla uzatmak istemiyordu çünkü aşık olduğu çocuk onun hassas noktasıydı,eğer uzatsaydı arkadaşları ile arası bozulabilirdi ve bu isteyeceği son şey bile değil.
☆
Okul kapısının önünde bekleyen minho arada bir durup saatine bakıyordu onun bu tedirgin halleri hyunjin ve jeongin'i de tedirgin ediyordu "kanka yeter..Sabahtan beridir oflayıp pufluyorsun.Alt tarafı üç dakika geçti okulun dağılmasının ardından" Sadece göz devirebilmişti hyunjin'in sözlerine..Yine aynı şekilde oflarken jeongin'de katıldı "Hyunjin doğru söylüyor relax daha başlangıçtasınız" "İyide o hiç geç kalmazdı zil çalar çalmaz okuldan çıkardı" Dudaklarının arasından kıkırdayan jeongin "Ha ama doğru kardeşim sen her okul çıkışı ağacın arkasına saklanıp o okuldan çıktıktan sonra çıkıp gittiğin için,üstelik onu izleyerek haklısın yani..." Diyerek ekledi
